Şehrimizde dolmuşların kaldırılmasının ne kadar güzel ve doğru olduğunu daha önce yazmıştım. Bugün de yine ulaşım hakkında yazmak istiyorum. Dolmuş kirliliğinin ve gürültüsünün kalkması trafiği rahatlatmasa da, şehre çok şeyler kattığına inanıyorum. Gelelim ulaşımda yaşadığımız sıkıntılara. Ulaşım işinde kart uygulaması, özelliklede kartın şehrimiz adıyla olması ‘Kahraman Kart’ bizi ziyadesiyle memnun etti. Kartlı ulaşımda üç türlü kart uygulamasına gidilmiş. İlk olarak SERBEST KART: 65 yaş üstü, engelli vatandaşlar, şehit yakınları, gaziler, basın mensupları, polisler bu uygulamadan yararlanabilecekler. İkinci İNDİRMLİ KART: Öğrenciler ve öğretmen Üçüncü ise TAM KART: Tüm vatandaşlar, Yukarıda yazanların dışında otobüs şoförlerinden aldığım bilgiye göre: ormancılar Ptt görevli sporcu, belediye çalışanı, gazi yakını, sosyal politikalar bakanlığı mensubu, Orman müdürlüğü çalışanları da bedava biniyorlarmış. Yıllardır tartışılan konudur, ulaşım elektrik ve diğer ihtiyaçların bedava olması. Bu nedenledir ki ezilmiş ve gariban aile çocukları üniversitelerde hep Komünist olur. Çünkü bu anlayışa göre fakire, muhtaca zaruri ihtiyaçların bedava verilmesi gerekiyor. İlk başta çok güzel ve adil gibi gelen bu bedava anlayışı aslında hiçte adil değil. İnsanı tembelliğe sevk eder. Eşitlikçi olabilir ama adil değil. Çünkü her eşitlik adalet anlamına gelmez. İnsanların yanıldığı nokta da burası, Eşitlik =Adalet demeleri. Her eşitlik adalet değildir. Bu konuda ayrıca bir yazı yazacağım. Komünizmde yani Sosyalist Devlet anlayışında insanların zaruri ihtiyaçları bedava verilir. Ancak Demokratik ülkelerde ve Sosyal Devlet anlayışı hâkim olan yerlerde devlet ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçlarının bir kısmını kendisi öder. Kira, elektrik ve gaz parasının bir kısmı gibi… Peki, bedavacılık neden yanlış? Çünkü insanoğlu çiğ süt emmiştir. İnsanlar daima çıkarları doğrultusunda hareket eder. Her bedava iş suiistimale açık bir kapıdır. İnsanlar aldıkları hizmetlere belli bir miktar ödeme yapmak zorunda olmalıdır. Çok cüzi olsa da… Ya da bedavaya binenlerin parasını devlet Belediye otobüs sahiplerine ödemek zorundadır. Aldığım bilgiye göre 65 yaş üstü paralarının verileceği söylenmiş, araç başına her ay 750 TL ödenecek denilmiş. Ancak aldığım bilgilere göre de bu ödemeler hala yapılmamış. En güzeli yaşlıların parasının bir kısmının devlet tarafından karşılanması ama belli bir kısmının da şahıslardan karşılanması çok doğru olacak. Daha önceki tecrübelerden örnek vermek istiyorum. Yeşil kart uygulamasında tüm ilaçlar bedava olunca herkes başkasının yeşil kartını kullanmaya ve yeşil kart almaya başladı. Ancak cüzi bir miktar ödeme getirilince başkası yerine verilen ilaç alımlarında düşüş yaşandı. Çünkü vatandaş başkasının ilaç parasını 1 TL de olsa cebinden vermek istemez. Bu küçük miktar sayısız suiistimalin önünü kesecektir. Otobüs şoförleri durak eksikliğinden bahsediyor. Durak sayısının azlığından şikayet edenler var. Bu konuda her yere durak yapılmasını bende doğru bulmuyorum. Belli aralıklarla durakların olması ve sadece bu duraklarda inilip binilmesi düzeni sağlayacaktır. Dolmuşlar olsa da, olmasa da değişmeyen başka bir sorunda trafik sıkışıklığı. Bu sorunun çözümü belli; Raylı sistemlerin geliştirilmesi… Sorunsuz bir ulaşım için inşallah bizlerde raylı sistemlere geçeriz. Trafik sıkışıklığı, otobüsle dolmuşla çözülecek sorunlar değil. Trafik sorununun çözümü tren ve diğer raylı sisteme geçiştir. Kaç yıl sonra geçeriz Allah bilir. Hayırlısı diyelim…