Madde bağımlılığı sadece ülkemizin değil, tüm dünyanın ortak sorunu. Bazı ülkeler madde bağımlılığı istismarına karşın idam cezası uygulasa da yine de bağımlı sayısında artış var. Dünyada narkotik madde ele geçirmede en başarılı ülke olmamıza rağmen yine de bağımlı sayısında artış söz konusu.   Elbette ki, operasyon yapılacak, ceza verilecek ama demek oluyor ki, ceza da ele geçirme de başarı ve esenlik için tek ölçüt değil. Ne acıdır ki, sorun her geçen daha da büyüyor. 30 senesini bu alanda geçirmiş ( Narkotik şubede alıcı kılığına girmiş, operasyonlarda çatışmaya girmiş, binlerce bağımlının ifadesini almış, sorgularını yapmış, adliyede uzun yıllar görev yapmış, duruşmalara katılmış, bu alanda 5 eser yazmış, yüzlerce seminer sunumu gerçekleştirmiş, Radyo ve Tv ekranlarında bilgi ve birikimini paylaşmış, bilim insanlarıyla sürekli istişarelerle, ailelerle sürekli iletişimde bulunmuş bir bağımlı danışmanı olarak her zaman şu gerçeği işaret ediyorum: Madde bağımlılığını önlemek, tedavi etmekten daha kolaydır. Daha ucuzdur. Mücadelenin yolu eğitimden geçiyor. Ailelerin büyük kısmı ne yazık ki donanımsız. Bilinç ve farkındalık yok. Beş yaşındaki çocuk ta biliyor ki, madde bağımlılığına kapı aralayan yolun sigaradan geçmektedir. Sigarayla mücadele etmeden maddeyle mücadele olmaz.  Bağımlılık bir beyin hastalığıdır. Önlemek tedavi etmekten daha kolaydır. Daha ucuzdur. Daha pratiktir. Ülkemizde bir dönem sigaraya yönelik seferberlikle nasıl başarılı olunduysa aynı şey madde bağımlılığına yönelik topyekün bir seferberlik başlatılmalıdır. İçimi kıyan, kemiren ve öfkelendiren tek şey, sahada olmayan ama karar alma mecrasındaki aktörlerin kulaktan dolma fikirlerle beslenen maddeyle mücadele denince  ‘Hastane kuralım, bağımlıları oraya yatıralım, kurtulalım’ zihniyeti. Ben de ‘Hastane kuralım, bağımlıları buraya yatıralım kurtulalım ‘ diyen zihniyete buradan soruyorum. ‘Siz bağımlıyı Hastanede kaç gün yatırabilirsiniz. Ömür boyu orada yatacak değil herhalde. ‘ Peki, bu birey Hastaneden çıktığında içici arkadaşları ya da torbacılar onu rahat bırakacak mıdır? Sanmıyorum. Demek oluyor ki, ,iş sadece Hastane kurmakla olmuyor. Bu ‘yatıralım kurtulalım’ anlayışı bağımlıları ve ailelerini adeta istismarcı bazı derneklerin kucağına atmaktan başka bir işe yaramıyor. Çünkü bu işin suyu çıkmış durumda. Bazı dernekler işi ticarete ve paraya döktüğünden dolayı çaresiz aileleri resmen sömürüyorlar. Tek dertleri, düşünceleri ve dertleri  ‘Para.’’Çocuğunuzu ilaçsız iyileştireceğiz’ diyen bu dernekler gelen bağımlıya da kullandığı maddeye ilişkin olarak ‘eğer kullandığın ilaç varsa getir kullan’ diyerek bağımlıyı da istismar ediyorlar. Canı yanmış aileler oldukça dertli. Kolay değil’ Ateş düştüğü yeri yakıyor’ Çocuklarını tekrar hayata kazandırmak ve iyileştirmek için tarlasını, evini, bahçesini satan aileler O Hastane senin bu Hastane benim, o dernek senin, o dernek benim koşturuyorlar. Sayısı az da olsa bazı dernekleri tenzih ederim. O dernekler kendilerini biliyor. Bağımlı aileleri de o dernekleri çok iyi biliyor. Bazı çokbilmişlere de sözüm var.  Uyuşturucu ile mücadele sadece devlete, hükümete, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığına ihale edilecek bir problem değildir. Belediyelere, medyaya, eğitim kurumlarına, ailelere büyük ödevler düşmektedir. Küresel bir sorun olan bağımlılık illeti halının altına süpürülecek bir vaka değildir. Ebeveynlere de büyük sorumluluk düşmektedir. Her şeyin çocuklukta başladığını ve bilinçaltında yer ettiğini bilmeyen anne ve babalar da çocuklarına karşı sevgi, ilgi ve şefkat içinde davranmalıdırlar. Evde huzuru olmayan bir evladın çok kolayca dışarıda sevgi arayışına gireceğini bilmeyen ebeveynlerin olduğu gerçeği gün gibi aşikârdır. Akranlarına ‘Hayır’ diyemeyen çocuklara bu yetenek kazandırılmalıdır. Gerekirse çocuğun oklu dışında da alternatif arkadaş çevresi oluşturulmalıdır. Ailelerin umursamadığı ya da atladığı bir konu var. Çocukları kontrol altında tutmak da bir tedbir olarak düşünülmelidir. Bir bağımlının dediği gibi: ‘ Annem ve babam bana çok güveniyorlardı ama atladıkları bir şey vardı. Arkadaşlarımı bilmiyorlardı. Arkadaş çevremin içinde sigara içen tek çocuk vardı ve bu tüm çevremdeki arkadaşlarıma sigara içirtiyordu. Sonrasında da bize diğer maddeleri getiriyordu. Keşke ailem bana o vakit müdahele etseydi ve arkadaş çevremi bilseydi bunlar başıma asla ve asla gelmezdi’ Anne ve babalar ne olur akşam bir araya geldiğinizde yemek saatini şölene çevirin. Çocuklarınıza zaman ayırın. Ama kaliteli vakit olsun. Sohbet edin. Televizyonu ve interneti bir süre kapatın. Çocuklarınızın gözlerine 60 saniye sevgiyle bakınız.  Herşey ailede başlar ve biter. Çocuk ailede olan huzuru dışarıda aramaz. Maddeyle de tanışmaz.