Yüzyılın çeyreğine geldiğimiz şu günlerde meydana gelen manevi boşluklar insanlarımızı bunalıma sürüklemektedir. Her şeyin bol olduğu ama insanlarımızın kanaat etmediği bir zamanda şaşkınlık yaşıyoruz. Yani kanatsız bir toplum olduk. Dünya genelinde insanların mutluluk aradığı ancak bunun nerede ve nasıl bulacağını bilemediği bir zamandayız. Fakat Müslümanların önemli enerji ve moral alacağı bir çok manevi dinamikleri var. Özelikle de Müslüman Türk milletinin sırtını dayayacağı   dünya çapında maddi ve manevi dinamikleri var. Bunların başında Alpaslan Gazi,Fatih Sultan Mehmet,Yavuz Sultan Selim ,Abdulhamid Han ve daha nice devlet adamlarımızı sayabiliriz. Bunun yanında dünyada ve İslam aleminde otorite ilim ehli alimlerimizden Maturidi,Buhari,Nakşibendi  ve Ahmet Yesevi Hazretleri gibi bir çok manevi dinamiklerimizi sıralamak mümkündür. Kahramanmaraş Tarih ve Kültür Platformunun  Salı konuşmaları çerçevesinde 28 Şubat 2017 tarihinde Kıraathanede Hoca Ahmet Yesevi Hazretleri anlatıldı. Konuşmacı Sayın İbrahim Gülsü idi. Eğitimci ve yazar. Anadolu’nun Türkleşmesinde ve İslamlaşmasında öncülük etmiş olan Hoca Ahmet Yesevi Hazretleri ve onun müntesiplerinin unutulmaması açısından önemli bulduğum bu konuşmayı ben de dinlemek bahtiyarlığına eriştim. Değerli dostum  İbrahim Gülsu bey ,layıkıyla Hoca Ahmet Yesevi Hazretlerinin çalışma metodunu ve felsefeni gözler önüne serdi. Elbette  bu kadar büyük yükü üzerine almış olan Hoca Ahmet Yesevi Hazretlerini kısa zamanda anlatmak mümkün değil.  Ana hatları ile de olsa anlatılması ve yeni dünya düzeninde bu anlamda neler yapabiliriz sorularını da günümüze taşıması bakımından bu sohbet önemlidir. Hoca Ahmet Yesevi Hazretleri ; Yunus Emre,Hacı Bektaş-ı  Veli başta olmak üzere bir çok Anadolu erenlerine ışık olmuş bir gönül sultanıdır. Gönül ister ki bu  büyüğümüz tüm öğrencilerimize anlatılsın.  Hoca Ahmet Yesevi hazretlerini tanımak kendimizi tanımak demektir. Hoca Ahmet Yesevi hazretleri milli eğitim müfredatımızın içine alınmalıdır.O, okul kitaplarımıza her sınıfta okutulmalıdır. Biz millet olarak kendi kimliğimiz tanımadığımızdan  başka kültürlerin ve inançların tuzaklarına düşmekteyiz.  Bilgi ve teknoloji çağında  kendi kimliğimiz ve kültürümüzü tanımaya daha çok muhtacız. Yesevi’den feyz almış olan Yesevilere muhtacız.