Uzakbir diyarda şirin bir köy vardı…

                Buköyde yaşayan tatlı sözlü fakat kötü huylu bir adam, evinin önündeki yolunüzerine dikenler ekmişti.

                Yoldangeçenler bu duruma kızdılar ve dikenleri sökmesi için o adamı uyardılar. Fakatadam bu uyarılara aldırış etmedi.

                Dikenlergünden güne büyüdü, gelip geçenlerin ayaklarını kanatacak kadar çoğaldı. Öyleki yolu kullananların elbiseleri yırtılıyor, ayakkabısız yoksulların tabanlarısızım sızım sızlıyordu.

                Şikayetleriiyice artınca köyün muhtarı o kötü huylu adamı ciddiyetle uyardı:

                Bunlarımutlaka sök!

                Adambaşkalarını rahatsız etmeyi umursamıyordu. Muhtara,

                Olur,bir gün sökerim, diye cevap verdi.

                Fakatadam, “bir gün sökerim” deyişinin üzerinden epey zaman geçtiği halde dikenlerisökmedi.           Sadece muhtar değil pekçok insan onu defalarca uyardı. Lakin adam her seferinde, “yarın hallederim,öbür gün yaparım…” diye oyalanıp durdu.

                Buarada günler geçip gidiyor, dikenlerse kök salıp güçleniyordu.

                İşöyle bir noktaya geldi ki muhtar daha fazla dayanamadı. Adamın yanına gidip onaçıkıştı:

                Yalancı!Verdiğin sözü yerine getirmek için artık adım at. Yeter sürüncemede bıraktığın.Seni son kez uyarıyorum!

                Fakatanlamışınızdır ya adam tam anlamıyla vurdumduymazın tekiydi. Muhtara,

                Beyamca önümüzde çok günler var bugün olmazsa yarın… Demesin mi?

                Muhtaradamın aklını başına getirmek için son kez konuştu:

                Hayır,acele davran! İşi savsakladığın yeter. Sen yarın sökerim öbür gün hallederimdeyip duruyorsun ama her geçen vakit o kötü otlar daha da gençleşiyor. Onlarısökecek olan sen ise yaşlanıp güçsüzleşiyorsun. Onun için seri ol, vaktini boşageçirme!

 

(MESNEVİDEN ÖYKÜLER)