Bazı insanlara şaşıyorum. Aklım karışıyor. Biz mi yanlışız? Onlar mı yanlış? Adam yakınıyor. “Vakit geçmiyor” diyor. Allah Allah..! Bunda bir yanlış var. Vakit nasıl geçmez? Ben vakte yetişemiyorum. Vakit yok ki... Bana zaman yetmiyor. ***
Gerçekten zamana yetişmek mümkün değil. Ben günün 48 saat olmasını istiyorum. Adamın uğraşı yok. Benim uğraşım çok. Sırada bekleyen kitaplar var.
Okunması gereken kitaplar... Vaktim olsa da okusam. Ziyaret edecek dostlar var. Yazılacak çok şey var. Zaman yok ki… ***
Bu kadar iş sırada bekliyor. Bir de interneti ekle. Yalnız internet doldurur bütün zamanı. Bir daldın mı internete... Zaman falan kalmaz geriye. TV leri saymadım. Bir çok ciddi program var. Bul zamanı bakalım... İçinden birini seçmek zorundasın. Adama soruyorum... “Falanca sohbeti izledin mi?” “Başbakanı dinledin mi?” Meclis görüşmeleri, tartışma programları , belgeseller ve daha niceleri.. Zaman yetmiyor ki… *** Bir insan düşünün. Okumaya ilgisi yok. TV’ye hiç ilgi duymuyor. Sinema tiyatro hak getire. Sosyal yaşam yok. Dernek çalışması yok.
İnsan ilişkileri yok. Din iman hak getire... Caminin kapısını bilmez. Hayır hasenata vakit ayırmaz. Böyle ot gibi yaşarsan tabii ki zaman geçmez... ***
Ömür geçiyor. Zaman çok hızlı akıyor. Benim yapacak çok işim var. Zamana yetişemiyorum. Fırsat kaçıyor. Günler sayılı. Şaşıyorum bazılarına. Şaşıyorum otlara… Adam "Vakit geçmiyor" diyor. Bana da zaman yetmiyor... İyi günler.