Maraş bu günlerde Kurtuluş Savaşı Mücadelesinde düşmanı kentimizden kovmanın sevincini yaşıyor, bu nedenle 12 Şubat günü öncesi etkinlikler yapılıyor. Tabi size yeniden düşmanın ülkemizi nasıl işgal ettiğini, Fransız ve İngilizlere karşı verdiğimiz mücadeleyi, onların işbirlikçileri olan Ermenilerin bizi nasıl sattığını anlatacak değilim. Aslında işgalcilerin hedefleri hiç bitmedi, her yüz yılda bir ‘yeni dünya düzeni’ kurmayı hedefleyenler, bu günlerde yine iş başında, çalışmalarını yoğunlaştırmış görünüyor. Bunlar bir yandan müslümanların mezhepsel farklılıklarını kaşırken, diğer yandan ülkemiz içinde PKK örgütünü harekete geçirdi, amaçları karnımız ağrısın da, kafamızı kaldırıp çevremize bakmayalım. Yani tarihten gelen mirasımızı unutalım. Konuyu biraz açayım. Bu günlerde Hasan Erden’in Sivil İşgal Orduları İçimizde, isimli kitabını okuyorum ve her ülke sevene okumalarını tavsiye ediyorum. Kitap Kum Saati Yayın Dağıtım tarafından basılmış. Kitabın hemen başında Reuel Gerecht adlı Eski CIA Ajanı “ Know Thine enemy”(Düşmanını Tanı) adlı kitabından alıntılarak yaparak giriş yapılmış. “ Savaşla ilgili şunları yazmış. Örtülü operasyon, diplomasiden daha esnektir ve savaştan daha az telefat verdirir. Örtülü orepasyon gazeteler, dergiler, radyolar, konferaslar, gazeteciler, akademisyen ve gerilla örgütlerini finanse etmekten darbelere kadar pek çok alanı kapsar” ABD’nin önde gelen stratejistlerinden D. Yerushal şöyle der; “ Müslümanlar öylesine yıkıcı bir savaşla karşılaşmalı ki, Batı’ya karşı bir savaş kazanmanın imkansız olduğunu görmelilir ve sonuç olarak İslam’dan vazgeçip bir tür yeni Reform dinini, din olarak kabul etmeliler veya önlerine ne koyulduysa ona uymalılar”(Ilımlı İslam Projelerini hatırlayın) Yine ABD’li gazetece Yazar Ronald Kessier’in”CIA savaşta(The CIA at War) adlı kitabında yer alan iddialara göre, CIA sadece imamları maaşa bağlamakla kalmadı, ayrıca ABD için çalışacak sahte dini liderler yaratarak İslam dünyasını etkiledi. CIA sahte mollalar kiraladı, ajanları kendilerine dini lider ilan etti ve bunlar Müslaman olmayanlara karşı daha toleranslı bir söylem geliştirdi…” (Bu konuya Deli Petronun vasiyetini yazarken ele almıştım) ARKA SAYFA Aynı kitabın arka sayfasında ise; “ Türkiye Irak’taki savaş gibi tehlikeli bir savaşa karşı karşıya bulunuyor…. Sovyetlerin yıkılmasına yol açan soğuk savaş, şimdi Türkiye’ye karşı veriliyor. Türkiye’de yıkılmak ve parçalanmak isteniyor. Sömürgeci bu hedefini gerçekleştirmek için, önce kültürel ve psikolojik bir savaşta Türkiye’yi teslim almak, ve iradesini ve direncini yok etmek istiyor… Türk milleti 85 yıl önce milli mücadele de düşmanını görüyordu ve tanıyordu. Gördüğü ve tanıdığı için savaştı ve kazandı. Bugün de kazanması için
düşmanını görmesi ve tanıması gerekiyor! Kitabın içeriğinde ılımlı islam!, Menderes ve Rahmetil Özal’ın başına gelenler, darbeler, IMF ve Dünya Bankasının iç yüzü, İsraille Anlaşmalar, AB sürecinde istenen imtiyazlar, sinamalarda Hırıstiyanlık propağandası, ABD lehine yayın için medyaya verilen paralar v.s bir çok başlıkta yazılar kaleme alınmış. Yazılanlar, çeşitli kitaplar ve röportajlardan alıntı yapılarak, belgelendirilmiş, algı operasyonu yok. Tavsiye ederim. SAVAŞ BİTMEDİ Tarihi bilinler, hak ile batılın savaşının kıyamete kadar süreceğini iyi bilirler. Bizimde Kurtuluş Savaşımız sonrasında düşmanın hesapları hiç bitmedi. Üst akıl dediğimiz güçlerin ahtapot misali kolları ekonomik gücümüzü kimi zaman kırdı açlık ve kıtlık yıllarını yaşadık, kimi zaman kesenen ağzına açarak, bizi israf toplumu yaptı. Yani bizim cehaletimizden yararlanıp, entrikalar içine girdiler, şu günlerde. Cüzi iradeleri ile Külli İradeye meydan okuyan, bu sermaye sahibi densizler zannediyor ki, bütün hesapları tutacak. Kabul etmek gerek, bazı hesapları da tutmuş. .. Haberiumturk haber sitesi, 19.12.2013 tarihinde ABD’li Yahudi bankacı işadamı David Rockefeller, son yüzyılın en büyük itiraflarını yaptı. Başlığı ile bir haber yer verdi. Rockefeller’e atfedilen bu itiraflar, aslında hepimizin bildiği tarihi gerçekler… Ancak kendi ağzı ile itirafı enteresan… Mutlaka okuyun, bu güne kadar üzerimizde oynanan oyunları biliyorduk, hissediyorduk ancak bu defa yüzyılın itirafı diyebileceğimiz açıklamalar vardı.( İnternette kolayca bulabilirsiniz yazıyı.) Sonuç, su uyuyor, düşman uyumuyor. Dolayısı ile şu 12 Şubat günlerinde, düşmanı iyi tanıyıp, birlir ve beraberliğimizi sağlamamız gerekiyor.