15 Temmuzunikinci yıl dönümünü idrak ettik. Aylar ve yıllar ne de çabuk gelip geçiyordeğil mi? Sanki şaka gibi ancak acı bir gerçek olarak Türk’ün tarihine yazıldı.Sıcak bir temmuz gecesinde yaşananlar ümit edilir ki birlerinin kafalarına bazışeylerin dank etmesine vesile olmuştur. Ne hazindir ki gözleri olup göremeyen,kulakları olup duyamayan nice ahmak ve zırrıkı cahiller var aramızda. Aklınıkullanamayan mankurtlaşmış sefiller. 

O geceCumhurbaşkanının çağrısına uyarak evladım ve iki arkadaşımla beraber meydanaindiğim için kendimle gurur duyuyorum. Bu gurur tıpkı eski zamanlardaseferberlik ilan edildiğinde vatanın dört bir yanından eli silah tutan herkesinvatanı, milleti  ve mukaddesatı içinyollara düşmesi gibi geliyor.

Ancak bazıgafiller hala hem de  tam bir delicesaretiyle o gece yaşananların bir tiyatro olduğunu, evlatlarının suçsuzolduğunu, mağdur edildiklerini söyleyebilmekte. Gafletinde bu kadarına insanınpes doğrusu diyesi geliyor. Bu topraklar hem kahraman hem de hain yetiştirmekonusunda hiç sıkıntı çekmiyor.

Gelelim bundansonraki yapılması gerekenlere. Sistemler birer araçtır. Önemli olan o sistemiişletecek olan insanda. Şu an ki sistemimiz Osmanlının son yıllarına benziyor.Padişah ve meclisten oluşan meşruti bir idari yapı. Önemli olan özellikleOsmanlının son dönemi ve Cumhuriyet döneminde yapılan hatalardan derslerçıkarıp geleceğe daha emin ve güçlü olarak yürümek. Hainler bugün de gelecektede devlete sızma çabalarına ara vermeden devam edeceklerdir. Önemli olan bizimhem hainlerle hem de korkaklarla nasıl mücadele edeceğimiz.

Bu kadar çile veyaşananlardan sonra hala aldatılma ve kandırılma lüksümüz yoktur. Dünyalık içininsanoğlu her türlü hile ve desise ile yol almak isteyecektir.

Günümüzün enpopüler güç devşirme alanlarından birisi cemaatlerdir. İnsanoğlunun gücetapınma olayı çok eski zamanlara dayanır. Bugünde değişen çok bir şey yok.Siyasi ve ticari  güç edinme isteğiinsanın doğasında olan bir şeydir. Hiçbir alan boşluk kabul etmez. Biryerlerden birilerini temizleyip, oh be derseniz çok yanılırsınız. Realite hiçte öyle değildir. Fetö’nün boşalttığı alana bir çok talip var.  Bir yanda ismail ağa cemaati( Cübbeli Ahmet),  diğer yanda Süleymancılar güç edinmeçabasında. Bir iddiaya göre ise sessiz ve derinden giden ise Menzilciler. Dahayenileri de çıkacaktır.

Devletimizin bukonuya özel önem atfetmesi icap etmektedir. Çünkü zaten İslam toplumu Mezhepolayını yanlış anlamış, İslamı yaşama konusunda Müslümanlara kolaylık sağlamakamacıyla ömürlerini adayan büyük imamların çabaları maalesef Müslümanlarınayrışmalarına yol açacak hale getirilmiştir. Tarih boyunca ve günümüzde demezhep mensubiyeti çok acı hadiselerin yaşanmasına neden olmuştur. Hal böyleiken şimdi birde cemaatler peydah oldu. Güya amaçları İslam’a ve Müslümanlarayardım etmek. Ancak bu söylem bir süre sonra yerini bir yarışa ve özellikle deekonomik ve siyasi rant elde etmeye bırakıyor.

Bu nedenletoplumda var olan ayrışmayı daha da derinleştirici hiçbir faaliyete izinvermemek devletin en başta gelen vazifesidir.

Gelelim yeniyönetim sistemi ile birlikte yapılmasını çok önemsediğim bir hususa. Madem kiamaç hızlı, doğru ve milli kararlar alabilmek. Madem ki millet ülkenin tümidaresinin bir başkan marifetiyle yürütülmesini uygun buldu. Gelin illeridaresini de yeni baştan ele alıp, devletin ve milletin imkan vekabiliyetlerini birlikte değerlendirmek amacıyla il ve belediye çalışmalarınıda birleştirelim. İldeki iki ayrı yapı yerine tek bir çatı oluşturup devletidaha güçlü kılmanın en önemli merhalelerinden birisini daha gerçekleştirelim.

 Adı il ve yerel idare başkanlığı, ya da mülkiidare ve belediye başkanlığı olabilir. Önemli olan her biri bir çok Avrupaülkesinden daha fazla nüfusa sahip şehirlerimizin yönetimini ehil ellere teslimetmek. Yani bu bahsettiğim başkanlığın küçük bir devlet başkanı vasıflarınasahip bir çok alanda kendini yetiştirmiş devlet adamı vasıfları ile donanmışkişilerce yönetilmesidir. Şehirlerimize genel bütçeden önemli  kaynak transferi yapılmakta. Bu paralarmilletin kuruş kuruş ödediği vergilerden oluşmakta. Bu paraların yerinde vedoğru kullanımı devletin bekası ile birebir ilgilidir. Ben yaptım oldu mantığıile hem vatandaşın tepkisine neden olunmakta, hem de kuruş kuruş toplanan oparalar birileri tarafından el gördülük işlerde har vurup harman edilmektedir.

Bu konuyuörneklendirerek bu haftaki yazımı noktalamak istiyorum. Şu anda şehrimizinmuhtelif yerlerine üst geçitler yapılmakta. Vatandaş karşıdan karşıya geçerkengüvende olsun diye. Daha önce yapılan örneklerde olduğu gibi bu üst geçitlerbir süre sonra hiç kullanılmaz halde atıl kalmaktadır. Bizim insanımız  son otuz yılda tembelleşti. Apartmanındabirinci kattaki evine bile asansörle çıkıyor. Vatandaşımızın özelliklede belliyaşın üstündeki insanımızın bir çoğu aşırı kilolu hal böyle olunca yapılanmerdivenli üst geçitler kullanım için uygun değildir. İlle de üst geçityapılmak isteniyorsa Kıbrıs meydanın da yapılan gibi yürüyen merdivenli olmalı.Benden söylemesi, hani bir söz vardır ”Halep orda ise,  arşın burada” diye. Yaşayıp göreceğiz. Umarımben haklı çıkmam.

Görüşünceye kadarsağlıcakla kalın.