ABülkeleri başta Almanya, Fransa, Belçika, Avusturya, Hollanda, Yunanistan gibiülkeler olmak üzere hemen hemen 28 ülke de kendilerine demokrat ülkelerdir.Türkçemizde bunlarla ilgili güzel vecize bir söz var “Kendine Müslüman”. Yani bencilsadece kendi hak ve çıkarlarını düşünen bir AB var karşımızda. Bu AB ülkeleridemokrasinin ilkelerini yazmış bazıları kitabını yazmış bazı ülkeler dedemokrasi ile özdeş olmayı başarmış ülkelerdir. Demokrasi dendiğinde adetareferans ülke olmuşlar, demokrasiyi kendi kurum ve toplumları için yaymışlar veyaşatmışlar. Yine bu ülkelerde insan hakları dendiğinde hep ön planda olmuşlar,her vatandaşın hakkı adeta kutsal sayılmış. Adeta dünya ülkelerine insanhakları konularında dersler vermeye kalkışmışlar. Dünya ülkelerine demokrasihavariliği yapmışlar, o kadar soft ve bir o kadar şeffaf demokrasi ilkelerisavunuculuğuna soyunmuşlar ki demokrasi dendi mi aklımıza AB ülkeleri geliyor. Bu yaşananları sürekli hatırla ve AB’nin nekadar antidemokrat olduklarını, bukelamunlar gibi çokdeğişken olduklarını gör!

BirleşmişMilletler kurulduktan üç yıl sonra, “tüm halklar için ulaşılması gereken ortakstandartlar” oluşturulması niyetiyle Genel Kurul, çağdaş insan haklarıhukukunun dayandığı esas olan BirleşmişMilletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin temel taşlarınıkoymuştur. Bu beyannamenin kabul edildiği 10 Aralık 1948 tarihi, günümüzde tümdünyada Uluslararasıİnsan Hakları Günü olarak bilinmektedir. Beyannamenin 30maddesi her ülkedeki insanların temel, medeni, kültürel, ekonomik, siyasi ve sosyalhaklarından bahsetmektedir. Birleşmiş Milletler, Evrensel İnsan HaklarıBeyannamesi, European Instruments for Democracy and Human rights, Equal inrigts worldwide, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Birleşmiş Milletler, İnsanHakları Yüksek Komiserliği, İnsan Hakları Derneği gibi bir çok kurum, dernekkurdunuz da ne oldu? Akan Müslüman kanını mı durdunuz? Ya da 70 yıldır Filistinlilere karşı devam edenİsrail terör devletine dur diyebildiniz mi? Bu kurduğunuz örgüt ve yazdığınız kurallarsadece sizler ve sizler gibi düşünenler için işe yarıyor. .

Malum AB ülkelerinde yaşayanmilyonlarca Türk vatandaşlarımız var. Türkiye’de 24 Haziran 2018 tarihindeCumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimi var. Gayet normal olarak Türkiye’ninsiyasileri seçim öncesi gidip o ülkelerde siyasi propaganda yapma hakkınasahip, ya da kendi ülkelerinde yaşayan Türk vatandaşlarının gurbette Türksiyasetçileri ile hasbihal yapma hakkına sahip iken bu sözde demokrat ve özgürlüklerülkesi (!) Almanya, Fransa, Hollanda,Avusturya, Belçika, Yunanistan ne yaptı? Türk siyasetçilerine ambargo uyguladıama Türkiye düşmanı teröristlere rahatça mitingler yapmasına izin verdiler.Hani sizler demokrattınız AB? Teröristlerin rahatça Türkiye düşmanlığıyaptıklarını bildikleri için bunları nasıl himaye ettiklerini de biliyoruz.Güney Doğu bölgemizde, Suriye’de, Irak’ta yetiştirdikleri teröristleremetrelerce kalınlığında kilometrelerce uzunluğunda tüneller yaptığınızı dagördük hey AB. Yine teröristlere silah, mühimmat, cephane yardımı sağladığınızıda biliyoruz AB!  AB ülkelerinin ne kadar aşağılık yaratıklar olduğunuzuburadan dünyaya sesleniyorum. Sizlerin ne kadar ırkçı ve ne kadar vampirolduğunuzu haykırıyorum! AB ülkeleriaslında şovenist ve emperyalist bir ruha sahip. Aslında bunların süslüpüslü demokrasi savunuculuğuna inanmamalıyız. Bu emperyalistlerin insancılyüzlerini Suriye’den Esad rejiminin katliamından kaçan milyonlarca mültecilerisınırlarından geri çevirdiklerinde de görmüştük.

AB demokrasinin, insan haklarının kitabını yazmışlar ama bugün buyazılanların sadece kendi çıkarları doğrultusunda anlam taşıdığını görüyoruz. SadeceAB insanları için demokrasi ve insan hakları geçerli olduğunu AB ülkeleribizzati bizlere yaşatarak gösterdi. Bakın!Yüzlerce yıl hep Müslüman ülke insanları ya devlet terörü veya taşeron teröristgruplar tarafından öldürülüyor. HeyAB hani yazdığın demokrasi kuralları! Nerede kaldı? Demokrasi; insanlarıdil, din ve ırk ayırımı yapmadan eşit görmek değil mi? Bütün insanları yasalarkarşısında eşit görmek değil mi? AmaFransa dün utanç verici bir karara imza attı. Fransız Eğitim Bakanlığı tarafından devlet okullarınadağıtılan 83 sayfalık laiklik kuralları kitapçığında, “okullarda öğrencinindini aidiyetini gösteren simge ve giysiler” yasağı yeniden tanımlandı.Okullarda dini simge ve giysilerin yasak olduğu ülkede, yasalar listesine uzunve koyu renk etek de eklendi. Kitapçığa göre, öğrencinin sürekli saçını bandanaile kapatması, türban takması, başörtü kullanması ve koyu renk uzun etekgiymesi dini sembol olarak görülüyor. Okul yönetimi ve öğretmenlerinöğrencilerle diyalog kurması, ilgili yasağa dair bilgi vermesi öngörülenkitapçıkta, anlaşma sağlanamaması durumunda okul yönetiminin disiplin sürecinibaşlatabileceği ve okuldan uzaklaştırma da dahil bazı cezalar verebileceğikaydedildi. Hey Fransa bukararını şiddetle kınıyoruz ve kınamaklada kalmıyoruz sizleri lanetliyoruz!..Neymiş Fransa özgürlükler ülkesiymiş (!)Hadi canım sende… Fransa’dan olsa olsa riyakar olunur. Bunların tarihi kanla dolu, vurgunla dolu,Afrika’da, Ortadoğu’da, Asya’da ve daha bir çok kıtada mazlum Müslümanlarınkatliamı ile dolu. Dünü ve bugünü antidemokrat Fransa’ya özgürlükler ülkesidiyenlere şaşırıyorum.

         Demokrasi dendiğinde, insan hakları dendiğinde Türkiye’yebak Fransa, Almanya, Belçika’ya değil!