KUR’ AN-I MÜBİNDE ; Defalarca tekrar edilen geçmişte ki zalim kavimlerin helak olmaları bizlere bir ibret levhası olarak sunulmaktadır. Bir çok sure ve ayetlerde inkarlarından ve zulümlerinden dolayı helak edilen kavimler dikkatimize sunularak: “ sizden önce nice kavimleri kendi inkar ve zulümlerinden dolayı helak ettik , hala ibret almayacakmısınız “ gibi ayetlerle bizleri bu konu da uyarmaya çalışılmaktadır. Bu gibi konuların tekrar tekrar anlatılması ile sanırım bizlere bir mesaj verilmek istenmektedir. Yani sizlerde azar inkar ve zulme saparsanız böyle bir son sizi de bekleye bilir, sakın ha böyle yapmayın diye bizlere bir gönderide bulunulmaktadır.İnşallah ibret alır bu yanlışa düşmemeye gayret ederiz. Geçmişte zalimliği yüzünden helak olmuş bir kavmi kısaca örnek olarak sunmak istiyorum. Ad Kavmi. Hud ( as) Peygamber olarak gönderildiği ve isyanları yüzünden Rüzgarla helak edilen bir kavim. Nuh (as) dan sonra kurtulan bir kısım insanlar bu günkü ; Yemen,Aden ve Umman arsında bulunan bir bölgede yaşamaya başlarlar.Bunların aslı Nuh (as) oğullarından Samın torunu olan Ad’ın neslidir.Bu bölge çok verimli topraklara sahip olan bir yerdir.Her taraf yeşillik , bağlar ve bahçelerle çevrili çok güzel bir yer.Aradan uzun bir zaman geçtikten sonra bu bolluk ve zenginlik bunları şımartır, azgınlaşırlar ve bir kısım fakir – fukara insanlara zulüm yapmaya başlarlar.Geçmişi unutarak inkarda da ileri gitmeye meylederler.Putlara tapmaya yönelirler.Cenab-ı Hak bunları uyarmak için; HUD (as) Peygamber olarak gönderir.HUD (as) onları ortalama elli yıla yakın bir zaman bunlara nasihat verip Allah’ ın Birliğine davet eder. Çoğunluğu kendisini dinlemez ve azgınlıklarında devam ederler.İmam-ı Gazali Hz. nin ifadesine göre; Ad Kavmi Bu adı, Ad adında bir kraldan aldığını ve o kralın iki tana oğlunu olduğundan bahseder.Oğullarının birinin adı Şedid, diğerinin adı Şeddat tır.Babalarından sonra tahta geçen bu iki kardeş hiçte babalarını aratmayacak biçimde zalimliklerini devam ettirirler.Aradan geçen zamanda bunlar anlaşamaz bir birine düşer, aralarında kavga başlar. Büyük mücadele sununda şeddat şedidi öldürür,tek başına idareyi eline alır. Tarihte “Şeddadi binalar, İrem bağları meselesi” şeddat zamanında ortaya çıkar.Halkın bağ, bahçe ve arazilerini zorla ellerinden alarak , oralarda kendine büyük binalar yaptırır.Halkı da zorla işkence ile bu inşaatlarda çalıştırır.HUD (as) kendisine yaptıklarının yanlış olduğunu, halka zulüm yapmaması gerektiğini defalarca söyler ama nafile.Bir gün onlara bu yaptıklarından dolayı şiddetli bir azaba uğrayacaklarını, hem de çok yakın olduğunu söylemesine rağmen kale almazlar. Zaman yaklaşır.İşaretleri gürünmeye başlar.Üç yıl yağmur yağmaz.Pınarlar kurur, meşhur İrem bağları yok olmaya başlar.Hayvanlar susuzlıktan telef olur.İnsanlar su sıkıntısı çekmeye başlar.Şiddetli kuraklık devam eder. Azap yaklaşmıştır. Havada korkunç bir bulut görülür.Dayanılmaz bir soğuk buluttan esmeye başlar.Rüzgar şiddetini artırdıkça taş üstünde taş bırakmaz.Taşlarla berabar evleri, insanları havada savurur.Azgın Ad kavmi yok olur gider.İşte malına ve gücüne güvenip ; İnkara ve zulme dalanların acı sonu böylece son bulur. Bunlar Kur’an-ı Kerimde sık sık anlatılır ki ibret alınması içindir. Yoksa hikaye olması için değildir.Zamanımızda da bu azgın milletler yok değil inşallah onların sonu da böyle biter , Ehl-i İmanda onların acı sonlarını seyreder. Ad Kavmi olayı Kur’an-ı Kerimde şöyle sonlandırılrı.”Hud (as) ve Dinde ona tabi olanları rahmetimizle kurtardık.Bizim ayetlerimizi tekzip edip mümin olmayanları ise silsilerini ve köklerini kestik”.buyurulmaktadır. “Araf suresi: 72”. Daha sonra HUD (as) kendisine iman edenlerle birlikte Mekkeye gider ve orada yerleşirler. Bunlara da “Ad-ı Uhra yani ikinci “AD “ ismi verilmiştir.Nihayet zalim bir milletin sonu böylece hitame ere.Buna benzer çok taği , azgın kavimler gelip geçmiştir. .Bunlar bize ibret olması bakımından sık sık Kur’an da tekrar edilmektedir. Şöyle güzel bir söz var: “Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi”. Baki olan sadece Yüce Mevladır.Kainat-ın Sahıp ve yaratıcısına emanet olun. Ahmet OĞUZ