Yedi düvelin, bir olup ülkemizdeki terörü desteklemesiyle ilgili olarak, Yeni Dünya Düzeni kuranlarIn hedeflerini yazmıştım. Ülkemiz zor günler geçiriyor! Bu konuda ulusal basında Cuma günü enteresan bir haber yer aldı. Ankara'da yaşanan terör saldırısıyla ilgili bir mesaj yayınlayan Tunus eski Cumhurbaşkanı Merzuki, Türkiye'nin kendisine biçilen 'itaatkarlık' rolünü aşarak bölgeye rol model olduğu için hedef alındığını söyledi. Tecrubeli devlet adamı Merzuki; açıklamasını şöyle sürdürdü; "Türkiye, Sykes-Picot anlaşmasında kendisine biçilen "itaatkarlık" rolünü aşarak rol model oldu. Bu saldırılar ancak sağlam duruşunu ve güçlerini artıracaktır"((19 Şubat 2016, Haber-7)) Marzuki, açıklamasının sonunda Allah, şer odaklarının hedefindeki Türk halkının yaralarını sarsın dedi. Bu sözlere amin diyoruz. SYKES-PİCOT ANLAŞMASI NEDİR Peki bu  Sykes-Picot Anlaşması, nedir? Gelin biraz da bu konuda bilgi aktaralım; “ I. Dünya Savaşı sırasında, 29 Nisan 1916'da Kut'ül Ammare Kuşatması sonrasında İngiliz kuvvetlerinin Osmanlı'nın 6. Ordusu karşısında bozguna uğramasından 17 gün sonra, 16 Mayıs 1916 tarihinde İngiltere ve Fransa[1] arasında yapılan[2] ve Osmanlı Devleti'nin Orta Doğu'daki topraklarının paylaşılmasını öngören gizli antlaşmadır. 1915'te Arabistan Yarımadası'nı ele geçiren İngiltere, Osmanlı'ya karşı ayaklanan Mekkeli Şerif Hüseyin'i destekleyerek Irak ve Filistin toprakları üzerinde kendisine bağımlı bir Arap devleti kuracaktı. Mekke Şerifi Hüseyin ile Mısır'daki İngiliz Yüksek Komutanı McMahon arasında böyle bir antlaşma gizli olarak imzalanmıştır. Fransa böyle bir plana karşı çıkıp İngiltere'ye baskı yaparak yeni bir antlaşma yapılmasını istedi. Rusya'nın onayı ile imzalanan bu antlaşmaya göre; Rusya'ya, Trabzon, Erzurum, Van ve Bitlis ile Güneydoğu Anadolu'nun bir kısmı, Fransa'ya, Doğu Akdeniz bölgesi, Adana, Antep, Urfa, Mardin, Diyarbakır, Musul ile Suriye kıyıları, İngiltere'ye Hayfa ve Akka limanları, Bağdat ile Basra ve Güney Mezopotamya verilecektir. Fransa ile İngiltere'nin elde ettiği topraklarda Arap devletleri konfederasyonu veya Fransız ve İngiliz denetiminde tek bir Arap devleti kurulacak, İskenderun serbest liman olacak,Filistin'de, kutsal yerleşim yeri olması nedeniyle bir uluslararası yönetim kurulacaktır.(Vikipedi) Ama bu anlaşma havada kaldı… RUSYA GEÇMİŞTE ALAMADIĞINI ALMAK İSTİYOR İşte Suriye’de Rusya bu nedenle var.  Ortadoğu’da Sömürü alanı olarak görülüyor, uygun petrolü var yani yıllık 2 trilyon dolarlık enerji kaynağı bu topraklarda. 100 yıl öncesi Sykes-Picot’u imzalayan 3 ülkeden biri Rusya idi. İhtilal yüzünden nemasını alamamıştı. Şimdi onu istiyor. Tetikçilik yaparak bunu hak etmek istiyor.  Tıpkı teş kargaları gibi… Görülen o dur ki, dünya da iyilerin ve kötülerin hızlı bir kutuplaşması var. Bize düşen bilgi toplumu olup, teknolojik gücümüzü artırmak, savaşa hazır olabilmektir. Savaş açlıktır, yokluktur, ölümdür, zülümdür, tecavüzdur küfür için, müslümanlar için cihattır. Savaş istenmez ama nefsi müdafa için, Allah için gerekirse kaçınılmazdır. Ahir zamana gidiyoruz, bu belli. Neredeyse islam kalemlerin çoğu bu konuda yazılar kaleme aldı. Pazar günü, Mehmet Şevket Eygi ‘Savaş’ başlıklı bir makale yazdı. Savaşları katagorilere ayıran Eygi, “Savaş olabileceğini hiç düşünmeyen, gündeme getirmeyen, gerekli tedbirleri almayan bireyler ve toplumlar beyinsiz ve gafildir” diyerek önemli bir uyarı da bulundu. İşte Eygi’den 3. Dünya savaşı ve sonrası öngörüleri ; Üçüncü dünya savaşı mevzii savaşlarla zaten başlamıştır.  İleride İslam ile Batı medeniyeti arasında büyük bir savaş yaşanacaktır. Çok kanlı, vereceği kayıplar çok büyük bir melhame-i Kübra olacaktır. Hazret-i İsa aleyhisselam nüzul edecek ve Deccalı öldürecektir.  Hz. İsa, İslam Şeriatına tâbi olacaktır. Hz. İsa’nın nüzulünü öğrenen Hıristiyanlar ihtida edecektir. ABD ve Rusya Federasyonu çökecektir. Avrupa Birliği dağılacaktır. Bunlar olacaksa ki açıklamalar hadislere dayandırıyor o halde  savaş gerçeği ile karşı karşıyayız. Öyleyse bize düşen, iyiler kutubunda yer almaktır. Ahir zamandayız, ayağımızı sağlam basmak, saflarımızı sıklaştırmak durumundayız. Hem maddi, hem manevi. Kalın sağlıcakla