Demek oluyor ki nur cenab-ı hakka ait olan bir manevi vasıftır, özelliktir. Allah’u alem ; canlı varlıkların tümünde ve şeffaf şeylerde bu nurdan bir yansıma mevcuttur. Her şey onurun yansıması ile ancak hayat bulabilir. Layalemül gaybe illallah ( gaibi ancak Allah bilir) ruh da bundan inikas eden bir şeydir. Nur olmasa alem söner ve zulumata kalbolur, hayat durur, dünya vazifesinden terhis eder. Allah Resul’ü : “ Rabbim önce benim nurumu yarattı” buyurmakla bütün canlılarda bu nurdan bir yansıma mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Yani bizim can damarımız özü nurdur. Bunu bir girizgah olarak yanlış anlamaları önlemek için yazma ihtiyacı hissettim. Bediüzzaman ın yazmış olduğu Risale-i Nur eserleri sanırım adını bu nur suresinden almıştır. Kendisi diyor ki, Risale-i Nur bana ait değil o kur’an ın malıdır. Benim fani ömrümle o sınırlandırılamaz. Benimle konuşmak isteyen onları okuduğu zaman, benimle konuşmuş olur. Ben faniyim, nurlar bakidir. Bundan sonra benim fani dilime bedel daimi olarak nurlar konuşacaktır diyor. Risale-i Nur bir cemaat kitabı değildir. Onun cemaati İslam dır. Cemaati de İslam cemaatidir. “ Eğer milletimin imanını selamette görürsem vücudum cehennemin alevleri içinde yansa da gönlüm gül gülistan olur.” Evet öyle diyor üstat. . Risale-i Nur’un dünya cemaatleri ile bir ilgisi yoktur. Hatta siyasetle de fazla bir ilgisi yoktur. Risale-i Nur bir tarikatta değildir. Nur Risaleleri Kur’an ın bir tefsiridir. Onun da genellikle takip ettiği yol; Tevhit , Allah’ın birliği, Allah’a imanın zaruriyeti. Risalet , Peygamberlerin gerçekliği ve tebliğ. Haşir, öldükten sonra dirilmenin önemi, gibi temel esasların kur’an dili ile ispatlanmaya çalışılması esasına dayanmaktadır. Çünkü o bilmiş ki ; ahir zamanda dine saldırı fenni ilimler ile Uluhiyet fikrini inkar, doğrudan dinin temeline saldırı olacak. Ondan dolayı bu temel konuları savunmak ve ispatlama yolunu tercih etmiştir. Kur’an a olan bu saldırıları önlemeye çalışmıştır. Son zamanlarda bazı menfi ve bölücü fikir akımları Risale-i Nurları kendi kötü amaçlarına alet etmek için onu dünyevi oluşumlu bir cemaat gibi empoze etmeye çalışmışlardır. Bunun kesinlikle uzaktan yakından Risale-i Nurla bir lakası yoktur. Örneğin; bir kısım terör örgütleri gibi. Bir Müslümanın asla terörizm ve terörle bir alakası olamaz. Risale-i Nur’un cemaati, İslamdır ve İslam cemaatidir. Yolu Kur’an ve Tarikat-ı Muhammediye (asv) dır. Neticesi ittihad-ı İslamdır. Risale-i Nur cemiyetle ve cemaat le dünyevi bir paylaşım içinde olmamıştır, asla da olamaz. Bediüzzaman kendisine hiç bir paya ve makam vermez. Sait Nursinin dünyada mezarından başka bir toprağı da mevcut değildir. Onun da nerde olduğu bilinmiyor. Burada şeyhlik ve müritlik gibi bir kavramda yoktur. Sait Nursi ; Ben sizin ders arkadaşınızım, Kur’an dan almış olduğum dersimi sizlerle paylaşan bir kardeşinizim diye ifade eder. Yine şöyle ifade eder: Ben söylüyorum diye her şeyi kabul etmek zorunda değilsiniz. Mihenge vurun, akıl süzgecinden geçirin, eğer kömür çıkarsa çok gıybeti de arkasına takın bana yollayın, yok eğer altın çıkarsa onu alın kalbinizde saklayın der. Risale-i Nur da makam mevki ve dünyevi hiç bir hırs yok. Uhuvvet, yani İslam kardeşliği var. Bunu temel esası da İslam’a hizmettir. Bu da ; Okuyup bilinçli bir şekilde hizmet etmektir. Kur’ an ve hadisleri kendin anlamadan başkasına faydalı olman mümkün değil. Bir araya gelip okunmasında ki temel amaç, meseleyi daha iyi kavramış olanlardan gerekirse sorarak daha iyi anlaşılmasını sağlamak. Bu ara da hem uhuvvet bağlarının gelişmesi hem de daha geniş mütalaa etme imkanının oluşmasıdır. Toplu halde okumanın faydası bu. Yoksa herkes isteyen kendisi de tek olarak okuya bilir. Bu konu da asla bir sınırlama olamaz. Bunu tekraren söylüyorum . Risale-i Nur’u baştan sona tetkik eden görecek ki, Risale-i Nur; Kur’an a hizmetten başka dünyevi hiçbir oluşum ve maddi çıkar sağlamak amaçlı olmadığı kesin olarak anlaşılacaktır. Acizane ben kıt fehmim le belki de bana düşmeyen bu konuyu azda olsa anlatabildimse ne mutlu bana. Hata yaptımsa affola. Rabbül Alemine emanet olun.