Anadolu sabahlara kadar askerlerimiz için dua ediyor, Fetih Sureleri okuyor, göz yaşı döküyor ve zafer bekliyor. 

Evet, askerlerimiz, vatanımızın bekası ve selameti için Afrin’de teröre karşı Zeytin Dalı Harekatı’nı gerçekleştiriyor.  Sefer bizden, zafer Allah’tan. Rabbim güçlerine güç, ceseretlerine cesaret, ömürlerine ömür katsnı. 

Tabi cepheye koşan yiğitlerimizin kimi şehitlik makamına, kimi gazilik mertebesine ulaştı. Operasyonun başlangıcından bugüne kadar “Düğüne gidiyoruz” diyen 31 yiğidimizi şehadete uğurladık. 

Önceki gün bir TV kanalında, şehitlerimiz için yapılan programı izlerken, ağladım. Ancak bu gözyaşlarımda eziklik, yenilmişlik değil, onlara duyduğum saygı vardı. Biliyorum ki, onların her biri Yaratan’ın özel misafirleri.  Şu anda ABD ile açıktan savaş yapıyoruz.

Biz, bütün inanmışlığımızla bir kez daha haykırıyoruz; onlar ölümü öldürdüler ve ölümsüzlük otağını mesken tuttular. Mekanları cennet olsun.


EĞİTİM BİR SEN’DEN DESTEK 

Üyesi olduğum Eğitim Bir Sen önceki gün bu konuda bir basın açıklaması yaptı. Memur Sen Başkanımız Abdulaziz Aydın açıklamasında; “Zeytin Dalı Harekatının gerekçelerini ve hedeflerini, anlamakta zorlananlar, yanlış anlamak için çırpınanlar, çarpıtarak anlatmak için kıvrananlar var. 

Türkiye’nin terörle mücadele konseptini, terör örgütlerine yönelik “bitirici darbe” hamlesini, “savaş” olarak göstermeye kalkışanlar var. 

Emperyal kulvarda, kapitalist blokta yer alan sözüm ona müttefik ve dost ülkelerin Türkiye’ye yönelik örtülü savaş ilanını, “sivil hassasiyeti” ambalajıyla perdelemeye çalışanlar var.

Afrin’de yaşananlar üzerinden ortaya çıkan iki fotoğraf var. İlki; küresel terörle mücadele konusunda bedenini taşın altına koyan, Türkiye’dir. 

İkincisi ise terör örgütlerinin sırtını sıvazlayan, silah ve mühimmat yardımlarıyla terör örgütleriyle stratejik ortaklık kuran, bu şekilde Türkiye’nin yoluna taş koymaya çalışan küresel şer şebekesidir. 

Bu yüzden, sınırımızın yanı başında cirit atmaya yeltenen terör örgütlerinin kuruluş tarihçesini, Afrin’de yaşananların çerçevesini, Afrin merkezli Zeytin Dalı Harekatının esbabı mucibesini doğru bir içerikle ortaya koymak gerekiyor. 

Bunu başardığımızda, tarihin ve coğrafyanın Türkiye’ye yüklediği misyonun gereklerini, cephede verilen mücadelenin anlamını ve değerini doğru kavrayabilir ve bütün çıplaklığıyla bihakkın anlatabiliriz. Emperyalizmin ve Siyonizm’in yerli lejyonerlerinin, kapitalizmin içerideki sinsi işbirlikçilerinin algılarda oluşturmak istedikleri cepheyi de ancak bu şekilde dağıtabiliriz.” diyor. 


OYUN AÇIK

Aslında oyun yüz yıldır kapalı kapılar ardında, perdenin arkasından idare ediliyordu. Şimdi gizleyecekleri bir şey kalmadı. Bu nedenle oyun açık oynanıyor. 

Bugün; “Türkiye’nin Zeytin Dalı Operasyonu,  emperyalistlerin yeni dünya düzeninde Suriye hayallerinin  tekerine çomak sokma hamlesidir.  

Afrin, emperyal aklın çöküşünü sağlayacak, sömürgen devletlerin Ortadoğu’dan göçüşünü hızlandıracak iradenin karargahıdır. 

Suriye’de oluşturmak istedikleri düzen öyle kirli bir düzen ki; tarihte eşine pek az rastlanır şekilde milyonlarca insanı katletti, yerlerinden yurdundan etti. Bu, emperyalizmin “toza dönüştürme stratejisi”dir.  

Toza dönüştürme stratejisi, emperyalizmin masa başında kurguladığı ve bizim medeniyet coğrafyamızda birkaç asırdır uyguladığı bir şiddet stratejisidir. Bu stratejinin uygulama aparatı, terörizmdir. Kullanışlı aptalları, terör örgütleridir. 

Emperyalizm, uluslararası hukukun oluşturduğu sızıntılardan faydalanarak bu hakikati gizlemeye çalışsa da, ortalığa saçılan cüruf, çirkef her şeyi ayan beyan bize göstermektedir. “ diyor başkanımız. 

Konu uzun, oyun açık, kartlar kapalı. Dikkat etmek de gerekiyor. 

Görevlim Mevlam neyler, o neylerse güzel eyler! 

Kalın sağlıcakla.