Eski valilerimizden İlhan Atış’dı galiba, Dünya’nın en güzel ülkesi Türkiye, Türkiye’nin en güzel ili Kahramanmaraş derdi. Turizmin önemine bilen, bu bağlamda başta Kahramanmaraş ve çevre illeri olmak üzere birçok ilin tanıtımı adına yazı dizileri hazırlayan biri olarak ; “ Bir insan önce kendi ilini tanımalı( gezmeli), sonra diğer illere gitmeli” tespitini yapmışımdır. Bunu defalarca yazdım. Bu gezide de bir daha gördüm ki, artık Karadeniz’e tur yapmak yerine, şurada yanı başımızdaki Andırın Vadisine gitmek yeterliymiş. Hiç abartmıyorum. Çünkü, Uzun Göl, Ayder Yaylası gibi doğa harikası turizm merkezinden Andırın ilçemiz hiç de eksiği yok! Bu hafta sonu meslektaşlarımla, Andırın/Göksun ilçesi arasındaki vadide gezinti yaptık. Fatih Şekkeli İlkokulu eski ve yeni çalışanları olarak Cumartesi sabah yola çıktık. Sabah kahvaltımızı Kahramanmaraş yolu üzerinde bulunan Başkonuş Yaylasında yaptık, sabah gezintisi yaparken, burada birçok yeni yayla evlerinin yapıldığını gördük ve çevre düzenine önem verilmesi bizleri sevindirdi. Orada ki, görevliler yıl boyu çevre illerden yaylacıların yoğun şekilde gelmeye başladıklarını ifade etti. Serdar Erdoğan Yılmaz’ı andık, babasına rahmet, burasını çok güzel işletiyor…
BAŞKONUŞ YAYLASI HARİKA Biliyorsunuz, burasının Milli Park haline getirilmiş ve geyik yetiştirme faaliyetlerinin devam ediyor olması Andırın’ı çok daha cazip hale gelmesine katkıda bulunuyor. Rehberimiz, bizi köyüne davet edenİsmail Kara kardeşimiz, yolculuk boyunca, Andırın ilçesinde Kırksu, Çınargeçidi, Meryemçil, Çatalağaç, gezeceğimizi söyledi. Andırının içinde bir süre dinlendikten sonra, asma köprüden geçerek, Kesik Yaylasına geçtik. Belediye burada çok güzel sosyal tesisler ve park yapmış. Sonra Orman içi gezinti ve öğle namazı sonrası, yeni yapılan baraj kenarında öğle yemeğimizi yedik. Geben’e kadar olan bölgelerin her metre karesinde; doğanın eşsiz zenginliklerini doya doya izledik, bu göç yolunda tarihin mirasını solukladık. Tarihi kalelere gördük, hikâyelerini dinledik. Çok eski çağlardan beri yayla turizminin gözdesi olmuş ilçemizde ki Haşdırın’a, Akkale’ye, Azgıt’a, Halbur’a, Meryemçil’e ve Kayranlı’ya hayranlıkla bakarken; tarihin ve doğanın sizlere bağışladığı cennet yurdumuzun bu parçasında rahatladığınızı hissettik. Andırın’ın güzellikleri karşısında bütün dostlar, bu belde Uzun Gölden ve Ayder Yaylasının daha az güzel değil. Her Kahramanmaraşlı Andırın’ın güzelliklerini görmek için soğuk sularını içmek, temiz havasını solumak, Karasu’nun kırmızı benekli eşsiz alabalığını yemeli, bunun için izlenimlerini köşene taşımalısın deyince de,bize bu yazıyı yazmak farz oldu.
TARİHİ İPEK YOLU Yol üzerinde ki, tarihi yerler dışında, Bakü-Ceyhan Boru Hattı ve burasının hemen yanına yapılan dev güneş enerjisi tesisleri dikkatimizden kaçmadı. Bir defa Andırın yayla turizminin merkezi durumuna gelmiş. Binlerce yayla evi yapılmış, yaz aylarında çevre illerden binlerce insan buraya geliyormuş. Andırın’ın doğal güzelliklerinin hepsinin bir arada bulunmasını ve buna uyum sağlayan tarihi kalelerinin varlığı, gezilip görülmeye değer özellikte. Bizans döneminden kaldığı söylenen kale ve kalıntılar, kuzeyden güneye bir sıra teşkil etmekte. Geçmiş devirlerde çeşitli efsanelere konu olan bu eserler, hala birer şaheser gibi korunuyor. Andırın ilçesinde bulunan tarihi kalıntılardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz; Meryemçil Kalesi, Kaleboynu Kalesi, Azgıt Kalesi, Karasu Kalesi, Akkale, Haşdırın kalesi, Anacık Kalesi, Babikli Kalesi, ayrıca amatör balıkçılık, kaya tırmanışı, kampçılık, okçuluk, atıcılık, avcılık, dağ bisikleti, doğa fotoğrafçılığı, kuş fotoğrafçılığı gibi sporlar için son derece elverişli araziler bulunmakta. Andırın, orman ağaç çeşitliliği bakımından da bir botanik parkını andırıyor. Özellikle Sarımsak Dağında ağaç çeşitliliği dikkatimizden kaçmadı. Bu botanik çeşitliliğe paralel olarak; baktığınız her yerde yeşilin bin bir tonunu görebilirsiniz. Tarihi İpek yolu’nun geçtiği ilçemizi dediğimiz gibi mutlaka görmek ve yazı Kesik Yaylasında geçirmeyi şimdiden yaz planınıza dahil edin diyor. Saygılar sunuyorum.