Mevcut Diyanet İşleri Başkanımız 2017 yılı CamilerHaftası dolayısı ile yayınlandığı mesajda şöyle demişti: “İslam medeniyeti cami merkezli bir medeniyettir. Camiler, İslamtoplumunun hayâtiyetini devam ettirebilmesi için ihtiyaç duyulan târihîbirikimi ve tecrübeyi yansıtan toplumsal birer bellek hüviyetindedir…”

Peki camiler bu görevlerini ifade edebiliyorlar mı?Yukardaki tarif çerçevesinde bana göre hayır. Şöyle, camiler sadece günde 5vakit namaz kıldıran, yaz tatilinde de bir aylık Kur’an kursu açan yerler  diye düşünüyorum

Şimdi bir emekli imam hatip ağabeyimiz vardı. Heybesinecüzleri koyar, kapı kapı dolaşır, Kur’an öğrenmek isteyenlere, ders verirdi.Hemde ücretsiz. Allah bu tip arkadaşlarımızdan razı olsun.

İddiam şu ki, namazda okuduğumuz sürelerin anlamınıbilmeden, namaz tam namaz olmaz ve o namazı huşu ile kıldığımızı söyleyemeyiz.

Bu iddiama delil arıyordum buldum. Müzzemil Suresi(ayet731-4). Ayet şöyle başlıyor: “ Ey örtüsüne bürünen ! Geceleyin biraz dışında,namaza kalk. Gecenin yarısında bu vakti biraz öne veya biraz ileri dealabilirsin. Kur’an’ı tane tane oku.

 

KUR’AN’I ANLAMAKÖNEMLİ

Bu ayetintefsiri(Diyanet İşleri Başkanlığı), gece namazının Efendimizi fark olduğunu,ümmetininde gece kalkıp namaz kılmasının sünnet olduğu belirtildikten sonra,“Kur’an-ı tane tane okumayla ilgili de şöyle deniyor. “  Tane tane, hakkını vererek oku!” Diyeçevirdiğimiz fiilin mastarı olan tertil, sözlükte, birşeyi güzel bir şekildesıralamak, dizmek, açığa çıkarmak ve açıklamak anlamlarına gelmektedir.

Burada Kur’anınaçık ve düzgün bir şekilde tane tane, yavaş yavaş, manası üzerinde düşünerek,okunması kastedilmektedir.  Bu şekildeokumak, Kur’an-ı anlamaya ve manalarını düşünmeye elverişli olduğu için, YüceAllah böyle okunmasını emretmiştir.

Hz. PeygamberinKur’an-ı harflerin hakkını vererek, ağır ağır okuduğu rivayet edilir.(İbn Kesir8. Cilt 276)

Yani, anlamınıbilmediğiniz, bir adım ötesi Kur’anın anlamıyla yaşamadığımız zaman Kur’anınhakkını vermemiş oluruz. Zaten İslam dünyasının en büyük sorununun cehaletolması, buradan geliyor.

 “ Denir ki, eğitim tarihi gelişimsürecinde, ilk eğitim kurumlarının mabetler, ilk öğretmenlerin dePeygamberlerdir; “Hz. Peygamber bu durumu “Ben bir öğretmen olarakgönderildim.” sözleriyle ifade etmektedir. (İbn Mace, Mukaddime 17.)

 

MODEL OLMUŞTUR

Hz. Peygambergerek örnek davranışlar sergileyerek başkalarının kendisini model almasını

imkân sağlamaksuretiyle, gerekse çeşitli öğretim yöntemleri kullanarak insanların dinîdeğerleri

benimsemelerineve öğrenmelerine imkân sağlamıştır.

Özellikle, sahabe, Hz. Peygamberin davranışlarındanetkilenerek onu örnek almıştır.

Bu açıdan Peygamber Efendimiz, insanların bir arayagelerek ilişki içinde olmalarının dinî

inanç ve tutumların oluşmasında önemli etkilerininolacağını düşünmüştür. Mesela o, çocukların

hatta bebeklerin Mescid-i Nebi’ye gelmesine imkânsağlamıştır.

Böylece O, dinî değerlerin ilişkiler süreciyleöğrenilebileceğini uygulamalı olarak göstermiştir.

Sonuç olarak şunu söylemik isterim. Bugün insanlarımızcamileri yeniden hayatının merkezine koymalı. Cami görevlileri de bu konuda,yeni projeler üretmeli.  ‘Namaz kıldırmamemurları’ olmamalı, her biri birer sahabe misali, gökteki yıldızlar gibi bizimönümüze ışık olmalı.   

Peki kalın sağlıcakla.