Merhum   Mehmet  Akif’in  safahat   adlı  eserinde uzunca  bahsettiği   Asım’ın  nesli   dediği  nesil; Sahabeler  döneminde  adı  Asım  bin  Sabit  (ra)  dır.  Bu güne  uyarlandığın da  ise yine  onun  tabiri ile “ İdeal   Türk   Gençliğidir.”  Asım Yapıcı :  Asım’ın  neslini  şu  şekilde  özetlemektedir. “ Asım’ın   nesli derken  İman, İrfan, ve  fazilet ve  bilgi  ile donanmış ; karakterli , ahlaklı, kişilikli ; vatanına , milletineve  dinine  bağlı, dahası  bunları  yüceltmek için  tüm  imkanları seferber  eden  bir gençlikten bahsedilmektedir.”  İstiklal   Şairi Mehmet  Akif  , kendisini vatanına  ve  milletine adamış  önemli  bir şahsiyettir. Vatanını , dinini  ve  milletini her şeyden  üstün  tuttuğunu gerek  yaşantısın da,  gerekse  eserlerinde  bunu  açıkça görmek  mümkündür.  Milletin geleceği  olan gençlerin de  böyle yetişmesini   istemiştir.  Yani bugünün  gençlerinin de  Asım bin  Sabite  benzemelerini   gönülden talep  etmiştir. Peki  esas Asım bin   sabit  kimdir ? Bu sahabe ;  O  dönemde “Arıların  koruduğu”  bir genç  olarak   meşhur olmuştur. Hayat  hikayesi  de çok  manidardır.  Peygamberimiz ( sav)   Bazı kabilelere  İslam’ı  öğretmek üzere  muallim   talebinde bulunan  kişilerle  beraber , aralarında   Asım  bin Sabit’in  de bulunduğu  1O kişilik  bir  eğitici heyeti  gönderir. Ancak   Reci  denilen  bir  su başında  dinlenme  esnasında bu öğretmen  topluluğu   Lihyanoğulları’ nın   saldırısına uğrarlar . Lihyanoğullarının amacı  onları  esir  edip  Kureyşelilere   satmaktır. Bu  neden den dolayı  onları sağ  olarak ele geçirmek  isterler.  Fakat Asım   esir  olmamaya kararlıdır. Yiğitçe   şöyle   bağırır : “ Ben  müşriklerin  himayesini ömrüm  boyunca  kabul etmemeye  yeminliyim .  Ben vallahi   bu  kafirlere asla  teslim  olamam. Allah’ım  Resulullah’ı  durumumuzdan haberdar  et.” Der. Bu  arada bir  taraftan da düşmana  ok atmaya  devam  eder. Benim gücüm  kuvvetim  yerinde  niye  teslim   olayım  ölünceye  kadar   çarpışırım  der. Ölüm  kak,  dünya fani  ve  geçici takdir  edilen  elbette başa  gelecektir, insanlar  er geç   Allah’a  dönecektir  diye  çarpışmaya   devam eder. Gelelim  arıların   koruması olayına. Bu  kahraman  Sahabe  şehit  olacağını  anlayınca şu duayı  etmeye  başlar: “ Allah’ım  senin dinini korumaya  çalıştım. Sen de  benim cesedimi  müşriklerden  koru.” Bu  arada  müşrikler Asım’ın  başını  alıp Sülafa  adında  bir kadına satmak  niyetindeler. Daha  önce bu   kadın  onun başını  getirene  bol para  vereceğini    ve onu  başında  şarap içeceğine   yemin etmiştir.  O  gün  orada bulunan  on   sahabeden yedisi  şehit  olur. Üçü de  esir  edilir. Tabi  Asım  bin Sabitte  şehit  0lmuştur. Müşrikler  gelip onu  kafasını  kesmek isterler. Bu  arada  Cenab-ı  Hak   yüce  katından bir  arı  sürüsü gönderir   Asım’ın  cesedini  koruma  altına  alırlar. Yüce yaratıcı  duasını  kabul etmiştir.  Kimse  ona el  süremedi. Bırakıp  gittiler akşam  olunca  gelir başını alır gideriz  dediler.Akşam  olur  havada hiç  bir  yağmur emaresi   yokken ,  bir den o  kadar  şiddetli  bir  yağmur  yağmaya başlar   ki  sanırsın o  güne  kadar öyle   bir  yağmur görülmemiş.  Hz.  Asım’ın cesedini  alır  bilinmeyen bir  yere  götürür.  Akşam olunca  gelir   bakarlar   ceset yok  olmuş.  Etrafı ne kadar  ardılarsa da  bir türlü bulamazlar , çeki  gitmek  zorunda kalırlar . Ben  zaman  zaman yazılarım da  belirtiyorum.Buna  itiraz  edeneler de  çıktı. Şöyle ki: ” Allah’ın yerde  ve  gökte  askerleri   vardır,”  Ayet-i Kerimesi   gösteriyor ki ;Arı  Allah’ın  bir askeri, Yağmur veya  su  Allah’ın askeri, Karınca ,rüzgar, hava , kuşlar, tusunami, zelzele  yani  deprem  bunların   hepsi Allah’ın  manevi   askerleridir. Tarihte  bunların çok  örnekleri   görülmüş, bir  çok asi  ve  taği  kavimler  yok  edilmiştir. Kur’an da  sık sık  bunlardan  bahsedilir. Gelelim  zamanımızın asil  gençlerine.  Dünya alem  15   Temmuz da gördü  ne  yapa bileceklerini. Canları  pahasına Tankların  önüne  kendilerini atmaları, üzerlerine  çıkıp   engel olmaya  çalışmaları.  Hatta binanın  tepesine  çıkıp uçağa  atlamaya  çalışmaları  bana  Asım-ı   hatırlattı. Vatan,  millet  uğruna nasıl  canlarını  hiçe saydıklarını  gösterdi.İçimizde   hamdolsun   böyle gençlerimiz  oldukça   Allah’ın  yardımı  ile  biz dünyaya  bile  meydan okuruz,  okuduk ta  dünya  bunu gördü. Bediüzzaman  : “ Ahir  zamanda Allah’ın  manevi  kılıcı küfrün  belini  kırıp onları  dağıtacaktır. Ümit   var olunuz  şu  istilbal inkılabatı  içerisinde  en  gür  sada  islam’ın  sadası  olacaktır.” Diyor.  Yukarda  bilirttim,   bizler Allha’a  hakiki   kul olursak   darda  kalınca Rabbim  bize  manevi askarlerini  gönderir,  küfrün belini  kırar. Ama  şunu da unutmayalım. “ Allah  Resul’ü  buyuruyor ki:  “Savaş atmaktır   zamanın  imkanlarına göre  düşman sana  hangi  silahla saldırı  yorsa  sende ona  göre  hazırlan buyuruyor.” Sonrasını Allah’a  ve  onu manevi  askerlerine   havale edeceğiz.  Rabbül  alemin zalimlere  karşı  bizlerden manevi  yardımını  esirgemesin inşallah. Asım-ı   kurtaran  Yüce Allah  bizleri de  zalimlerin eline  bırakmasın. Ülkemiz de  Evet diyeni de ,  hayır  diyeni de kardeştir. Başka vatanımız  yok ,bu  gemi batarsa  hep  birlikte batarız , hıristiyan  alemi  bizi bölüp  bir birimize  kırdırmak istiyor  sakın  ola  buoyuna  gelmeyelim. Onların  dediği gibi  olmazsak  kesinlikle  onlar bize  dost  olmaz. Kainat’ın  sahip   ve yaratıcısına  emanet  olun.