Firavunlar ya da Nemrutlar tarihte kalmadı, torunları bugün de yaşıyorlar. Veya İslam tarihi açısından Ebu Cehil, Ebu Lehepler de bitmedi. Bunlar dün vardı, bugünde var yarın da olacaklar. Aslında Yusuf, İbrahim, Musa(as) nasıl kendi dönemlerinde bu zalimlerle mücadele etmişlerse, tıpkı diğer peygamberler gibi, Efendimiz(sa)’de kendi döneminin zalimleri ve kalbi kararmış insanlarına karşı iyiliğin temsilcisi olmuştur… Peki bu Firavunların kaynağı ne? İnsan neden kötülük yapar? Zulüm ve haksızlık dediğimiz şeyleri bunlar bilmiyorlar mı? Biliyorlarsa neden yaparlar? Gelin bu soruların cevabını birlikte arayalım. Aslında Nemrut’da, İbrahim’de birer insan, ancak İbrahim(as)’ın vicdanı var, kalbi kararmamış ve Allah’tan korkuyor... Diğeri ise aklını nefsine satmış, şeytanı haklı çıkartmaya çalışıyor… Bilirsiniz, bazı insanlar doyumsuzdur, hırslıdır, kindardır, vahşi ve acımasızdır, adaletten uzak, bencil, kısacası zalimdir. İşte size Nemrut’un temsilcileri… Oysa insan yaratılmışların en üstünü, ancak kalitesizliği tercih ettiği için ne yazık ki,; ‘’Fi ahseni takvim’’ ile ‘’Esfele safilin’’ aralığında gidip geliyor.
ADEM(as) YARATILIRKEN Allah Ademi(as) yaratmadan önce meleklere; ‘’ Yeryüzünde bana kulluk edecek birilerini yaratacağım ‘’ (Bakara;30) dediğinde, ’’ Yarabbi yeryüzünde fesat çıkaracak, kan dökecek birilerini mi yaratacaksın’’ diye sormuşlardı. Evet bazı insanlar bozgunculuğu sever nedense. Etrafınıza bakın fitne fesat, kan dökme ve zulüm yapmak için gönderilmemesine rağmen ne yazık ki yaratılış amacına ters düşen kimi ‘insanlar’ ölçü tanımaz hallerine devam ederler! YazarArif Altunbaş geçtiğimiz hafta içinde bu bağlamda harika bir yazı kaleme aldı. Der ki; “Dün dünyayı ahtapot kollarıyla saran ve zulüm üreten kolonyalizm, onu takip eden sömürgecilik ve emperyalizm bunların acı meyvesi olan faşizm, Kominizm ve Kapitalizm tüm zamanlarda meydana gelen baskı, zulüm ve işkenceleri bir asırda insanlığa tatırdı. Nemrut ve Firavun zulümlerine kat kat taş çıkarttı. İnsanlık medeniyet adına işlenen cinayetlerin tümüne ‘’insan hakları’’, ‘’demokrasi’’, ‘’hukukun üstünlüğü’’, ‘’barış’’, ‘’adalet’’ ve ‘’özgürlük savunucusu’’ olduğunu iddia edenler (Doğuda Çin ve Japonlar, Kuzeyde Ruslar, batıda Amerikalı, İngiltere, Fransa, İspanya, Portekiz, Belçika, Danimarka, italyanlar ve Almanlar…) tarafından yapıldığına şahit oldu. Sömürü ve emperyalizmin baş aktörlüğünü yapan batılı doğulu ülkeler tüm insanlığa yapılan baskı ve zulmün de failleri oldular.Modern batı medeniyeti (Rusya, Çin ve Amerikasıyla) kan, kin ve zulüm üzerine kurulmuş devler olma özelliğini bugün de sürdürüyor. Batı medeniyetinin öncüleri olan bu ülkeler aynı zamanda insanlığın da yüz karasıdırlar. Bu zalimler çetesinin katliam, işgal, sömürü ve soykırımlarını saymaya bir ömür yetmez.Ne gariptir ki bugün modern ve medeni (!) dünyayı bu insanlık katili vahşi canavarlar yönetip temsil ediyor…”
BATI KENDİ NEFSİ İÇİN MODERN, DİĞER DİNLER İÇİN VİCDANSIZ Şimdi günümüze gelelim, şu ABD’yi bir düşünün. Ne işi var Afganistan’da, Irak’da, Suriye’de… Keza Rusya, ne işin var Suriye’de. Dökülen kanları düşünen ve asrımızın Nemrutlarının kim olduğuna siz karar verin. Almanya, İngiltere ve diğer batılı ülkeler bu saydığım ülkelerden daha az mi zalim? Hayır hayır, adamların kalpleri pas bağlamış. Sözde medeni batılıların göçmenlere yaptıklarını görüyorsunuz. Hangisini yazayım ki, emperyalizmi yazsam bitmez sayfalar. Diyeceğim şu ki, insan Rabbinden ne kadar uzaklaşırsa o kadar insanlıktan çıkıyor ve vahşet ekiyor çevresine. İnanıyorum ki, bu Nemrut Firavun ve Ebucehillerin sonu geldi, çünkü insanlık kaldıramaz bu kadar zulmü, gözyaşlarını! Hadi kalın sağlıcakla.