Değerli dostlar; Bu hafta son günlerde medyada sıklıklayazılan çizilen, hatta siyasilerin bile gündemine giren gençlerin özelliklededindar ailelere mensup gençlerin ve dahi İmam hatipli gençlerin sıratımüstakimden yani Allahın dosdoğru yolundan ayrılıp ateist, deist, nihilist olmaları hakkındasohbet edelim istedim.
Gelelim nihilistliğe: Kelime anlamı hiçlik. Her türlüotoriteye karşı olmak, yani din ve devlet nizamına karşı olmak. 18. yüz yılortalarında Rusya da popüler olan bu akım, aslında kilisenin halkı sömürü aracıolarak kullanılmasının da etkisiyle bugün dünya klasikleri diye adlandırılanünlü Rus romancılar sayesinde tanınmış bir inanç biçimidir.
İnsanlığın atası Adem (a.s) dan bu yana bir yanda Allahınnizamı diğer yanda ise Allah’a ve onun peygamberlerine inanmayan, onlarlamücadele eden, hatta onların öldürüldüğü bir süreç yaşanmıştır. Aklına ve kendine çok güvenen insanoğlu, herşeyin yoktan varedildiği, bunu da Allah’ın dilemesiyle ve ol demesiylegerçekleştirdiğini, insanlardan peygamberlergöndererek dünya da bir nizam tesis etmek istediği fikrini kabül etmekte hepzorlanmışlardır. Kimileri putlara taptılar, kimileri kendini Allah’ın yerinekoymaya kalktı.
Öyle ki bazı peygamberlere en yakınları, babaları, eşleri,çocukları bile iman etmemiştir.
Bilirsiniz, tufan kopmuştur, Nuh(a.s) kendisine iman eden biravuç insan ve çeşitli hayvan türleri ile yükselen dalgalar üzerindegemisindedir. O esnada oğlu dalgalardan kurtulmak için dağlara doğrukoşmaktadır. Baba yüreği, evladının az sonra boğulmasını önlemek için:Yavrucuğum gel yanıma diye çağırmakta, oğlu ise babasının bu çağrısına karşı,hayır sana ve inandığın Allah’a iman etmeyeceğim, ben bu dalgalardan dağıntepesine çıkarak kurtulurum diye cevap vermekte, tam o esnada güçlü bir dalgaoğlunu alıp gözden kaybolduğunda Nuh(a.s) her şeye rağmen çok üzülmüştür.
İbrahim(a.s) babasının iman etmesi için çok çabalamış, ancak başarılıolamamıştır.
Musa (a.s) yaşadıklarını çoğumuz biliriz. Koca kızıl denizdeasası İsrail Oğullarını firavun’un elinden kurtarmak için yol açan, daha sonra Tur dağına Rabbiile buluşmaya gittiğinde başlarında Harun(a.s) olmasına rağmen onu dinlemeyipmücevherlerini eritip bir buzağı yapıp ona tapmaları ne enteresan bir durumdurdeğil mi?Yetim yeğenini gözünden bile sakınan amcası Ebu Talip hertürlü ikaza rağmen iman etmemekte direnmiş, ona acıyan peygamberimiz (a.s)tıpkı İbrahim (a.s) gibi Yaradan’ın ikazına muhatap olmuşlardır.
Velhasıl insanlık tarihi insanların farklı şekilde inanıpinanmama mücadelesine sahne olagelmiştir.
Gelelim dindar ailelerin ya da İmam hatipli gençlerin bu türakımlara kapılmalarına. Genel bir kaide mi vardır. Dindar ailenin çocuğu dindarolur diye. Bir çok İmam Hatipli özellikle gençlik yıllarında farklıcereyanlara kapılabilir. Eğer etrafınıza iyice bakarsanız, babası namazındaniyazında olan gencin caminin yolunu bilmeyen, alkol alan, serseri bir yaşamısürdüğünü, tam tersi olarak babası alkolik, hatta iman edip etmediği bilemeçhul bir babanın evladının etrafında gıpta edilen, insanların: Bak şu Allahınişine bir babasına bak birde şu gence dediklerine şahit olmuşsunuzdur.
Nihayetinde rabbimin de bildirdiği üzere, iman nasip işidir.Rabbim dilediğine nasip eder dilediğine etmez, hikmetinden sual olunmaz.
Son olarak şöyle bağlayalım. Eğer çocuklarınızın bu türsapkın akımlara kapılmasını engellemek istiyorsanız, sadece sözde değil özdeMüslüman olmaya bakın. Sözlerinizle davranışlarınız tutarlı olsun. Müslüman birevladım olsun diyorsanız, dinin hükümlerini doğru öğrenip onları hayatınızakatın, fikriniz ve zikriniz uyumlu olsun. Çocuklarınız sözlerinizledavranışlarınız arasında çelişki bulmasınlar.
Elmalılı M. Hamdi Yazır Hak Dini Kur’an Dili isimlitefsirinde şöyle diyor.
“Ne yazık ki asrımız insanları özellikle de din hususundahakkın kanununa uymak yerine, hakkın kanununu kendilerine uydurmayı tercihetmektedirler”
Günümüzdeki en büyük fitne budur. Dünyalık söz konusuolduğunda gözümüz hiçbir şeyi görmüyor . Aman ha kendinize bir bakın, varsa birnoksan ya da yanlış tez elden düzeltin.
Kalın sağlıcakla.