Bireylerin birbirinden farklı algılama, anlama, olaylarafarklı yaklaşımları, problem çözme tarzları ve farklı öğrenme stiller v.sfarklıdır. Başarıları, inançları, değerleri, ülküleri özetle dünya ve ahretgörüşleri de farklıdır. İlgi ve istidatları da öyle, baskın zekâları dafarklıdır…

Bunun nedeni, öğrenme sürecindeki bir bireyin,yapabildiklerinden çok yapabilecekleri üzerinde durmaları, istidatlarının,cibilliyetlerin, karakterlerinin, bilgi birikimlerin farkı oluşu, fıtratları,gen farklılıkları bazı sebeplerden birkaçıdır…

Bu nedenden dolayı, eğitimciler farklı insanlara, farklıöğretim yolları olduğunun bilinciyle hareket ederler. Önce öğrencilerinitanırlar…

Yapılan araştırmalarda, insanların baskın zekâları farklıolduğu için, öğrenme metotları da farklı olmalıdır, deniyor. Bu zekâ türlerinikısaca sayalım.

 

SÖZEL ZEKÂ

Sözel zekâ sözcükler zekâsı ya da bir dilin temel işlemleriniaçıkça kullanabilme yeteneği olarak belirtilmektedir. Okuma, yazma, dinleme vekonuşma ile iletişim sağlamak bu zekânın en belirgin özelliği olduğunu ilerisürmektedir. Sözel/dil zekâsının kullanımı, önceki bilgiyi ve anlamayı yenibilgiye bağlamaya yardımcı olmakta ve bağlantının nasıl olduğunuaçıklamaktadır. Sözel zekâ, dil kullanımının farklı biçimlerde üretilmesine vegeliştirilmesine yardımcı olmaktadır. Dil gelişimi aşamalarına bakıldığındaçocuğun başlangıçta, görüntü, ses ve dokunma kullandığı görülmektedir. Dahasonra, sembol ve gramer gibi dil teknikleri bunu izlemekte ve soyut akılyürütme, kavramsal örüntüler, duygu, ton, yapı ve içerik oluşturma ile sözcükdağarcığı zenginleşmektedir. Birey, kendini ifade ederken, özel örüntülerde sesve duyum kullanabilme yeteneğinin gelişmesi ile dil gelişiminin en üstnoktasına ulaşmaktadır. Sözel zekânın değeri, okuma, dil sanatları ve farklıiçeriklerde kavrama ile ölçülerek ortaya çıkmaktadır. Sözel/dil zekâsının,ileti olarak alınanların bireysel olarak algılanması olarak değerlendirilmekteve okullarda bu zekâ türüne çok değer verildiği ileri sürülmektedir (Bellenka,1997).

Çağdaş zekâ araştırmacılarına göre insan konuşma yeteneğiile doğmaktadır. Çevrede kullanılan dil ile etkileşime girmeye başladığındabeyin, dilin tüm seslerini tanıyabilir durumdadır. Sözel zekânın, dil ileyapılan her türlü çalışmayla ilgili olduğu belirtilmektedir. Okuyabilmeyeteneği, düz yazı, şiir, rapor ve mektup yazabilme yeteneği, dinleyicilerönünde konuşma yapabilme yada bir arkadaşla sohbet edebilme yeteneği örnekolarak verilmekte ve başka birinin konuşmasını dinleyebilme ve ne söylediği ilenasıl bir mesaj vermek istediğini anlayabilme de sözel zekânın ilgili olduğualanlar olarak ileri sürülmektedir. (Morgan, 1996).

 

MANTIKSAL ZEKÂ ÖZELLİKLERİ

Mantık/matematiksel zekâ, sayılar ve akıl yürütme zekâsıolarak belirtilmektedir. Tümdengelim ve tümevarım kullanarak akıl yürütme,soyut problem çözme ve bir biri ile ilişkili kavramlar ve düşünceler arasındakikarmaşık ilişkiyi anlama yeteneği ya da benzer yönleri arama zekâsı olarakbelirtilmektedir.

Mantık/matematiksel zekâ, bilimsel hipotezisınıflandırma, öngörü, öncelik verme, neden-sonuç ilişkisini anlamabecerilerini içermektedir. Bu zekâ türü güçlü olan insanların, akıl yürütmebecerilerini, çok geniş alanlara uygulanabildikleri görülmüştür. FenBilimlerinde, sosyal alanlarda, edebiyatta ve daha birçok alanda sözcüklerikullanabilme, okuma, yaratma, yabancı dil öğrenme, model inşa etme, internetikullanma ve müzik notalarını kavrama.( Ege Eğitim Dergisi 2004)

Matematik kullanımı çok erken yaşlarda, küçük çocuklarınsomut işlemlerle uğraşırken ve bire bir eşlemeyi kavrarken başladığıbelirtilmektedir. Çocuklar, sembolik dil ile formüller ve denklemlerleçalışarak, somut düşünceden soyut düşünceye ilerlemekte ve mantık dünyasınısoyutlaştırmayı öğrenmektedirler. Soyut kavramlar ve semboller, analiz veyaklaşık olarak hesaplama, pek çok okul programında öğretilmekte ancaköğrenmenin aktif olarak gerçekleşmesi gereği üzerinde durulmaktadır(Bellenka, 1997).

Not:  Yazımız yarındiğer zeka türleri ile devam edecek. Kalın sağlıcakla.