Nice yıllar hatta asırlar var ki, insanlığa yön verecek, araştırmaları ve fikirleri ile toplumumuzun önünü açacak, görüşleri ile bizlere ışık tutacak bir bilim insanına hasret kaldık.

Sadece ülkemizde değil, İslam ülkelerinin tamamında bu manada gerçek alimler bir türlü yetişmiyor ya da yetiştirilemiyor.

Bu bağlamda duyduğumuz hasreti 14. asırlardan önce yetişmiş bilim insanları ile dile getiriyoruz.

Örneğin dini konularda, çağımızın sıkıntılarını giderecek bir imam(bilim insanı) daha gelmedi. Biz günümüzde bile 4 mezhebin imamlarının verdiği fetvalara bakıyoruz. Oysa bugünün sıkıntıları çok farklı. Şartlar ve görüşler, ölçüler değişti. Altının, gümüşün değer oranları eski ki gibi değil. Mesela gerçekten faizsiz bir bankacılık yapılamaz mı?

Şunu söylemek istiyorum, bilgi güçtür ve biz sadece dini konularda değil, fizik, biyoloji, tıp, astronomi, robotik teknoloji v.s alanlarda gerilerdeyiz, bu nedenle de istediğimiz güce kavuşamadık. Güç olmayınca da, güçlü olanlar bize yön vermeye çalışıyorlar…

BİR BİLİM İNSANI ÇOK ŞEY DEĞİŞTİRİR

Bu günkü konuya Stephen Howking’in bir filmini izleyince girmek istedim. Filmini izlerken onun hayatını internetten araştırdım. Tanıyorsunuz ama kısa bir bilgi aktarayım, sonra de meramımı yazayım inşallah!

“Stephen William Hawking, 8 Ocak 1942'de Oxford'da doğdu. Oxford Üniversitesi'ni birincilikle bitirip Cambridge Üniversitesi'nde kozmoloji (evren bilimi) doktorası yaptı. Gençliğinde at biniyor, kürek sporuyla ilgileniyordu. Ama Cambridge'teyken motor nöron hastalığı teşhisi kondu ve vücudunun işlevini neredeyse tamamen yitirdi. Hawking, motor nöron hastalığını (ALS Amyotrofik Lateral Skleroz) yenip çağının en saygın ve başarılı bilim insanlarından oldu. Güçlü ve renkli espri anlayışıyla bir bilim elçisiydi ve çalışmalarına halkın rahat erişebilmesi için uğraştı. Büyük Patlamadan Karadeliklere adlı kitabı en çok satanlar listesine girdi ama kaç kişinin kitabı sonuna kadar okuyabildiği ise belirsiz. Çok sayıda televizyon programına katılan Hawking, sentezlenen sesinin de birçok kayıtta kullanılmasına izin verdi. Doktorlar, 1964 yılında ilk eşi Jane ile evlenme hazırlığı yapan Hawking'in iki ya da üç yıl ömrü kaldığını söylüyordu. Ama rahatsızlığı beklenenden daha yavaş ilerledi. Çiftin üç çocukları oldu. Geçirdiği soluk borusu ameliyatı nedeniyle sesini de yalnızca ses birleştirici cihazla kullanabilmesine rağmen 1988'de evren bilimi rehberi olan Büyük Patlamadan Karadeliklere kitabını yazdı. Kitap, 10 milyondan fazla kopya sattı ama Hawking, bunun 'hiç bitmeyen en popüler kitap' olduğunun farkındaydı.

Hawking. "Evren nereye gidiyor, bir sonu olacak mı? Eğer olacaksa nasıl sona erecek? Eğer bu soruların yanıtlarını bulursak, Tanrı'nın zihnini de anlamış oluruz."diyordu.

Hawking, Cambridge Üniversitesi'nde matematik profesörü olarak çalışmaya devam etti, 2011 yılında Ceviz Kabuğundaki Evren (The Universe in a Nutshell) kitabını yayımladı. 

İnsanlığın Dünya'yı terk etmesi gerektiğine inanıyorum” diyerek uzayla ilgili görüşlerini şöyle dile getirmişti: "Yeryüzündeki yaşamın, aniden çıkabilecek bir nükleer savaş, genetiği değiştirilmiş bir virüs gibi felaketler ve giderek artan başka tehlikelerle yok olma tehdidiyle karşı karşıya olduğuna inanıyorum. İnsanoğlunun uzaya gitmediği sürece bir geleceği olduğunu sanmıyorum. Bu yüzden, insanların uzaya ilgi duymasını teşvik etmek istiyorum."

Hawking, bir yazısında tüm hayatı boyunca motor nöron rahatsızlığından mustarip olmasına rağmen, bu hastalığın kendisini çekici bir aileye sahip olmak ve başarıya ulaşmaktan alı koyamadığını dile getirdi ve umuda dair şunları söyledi: "Bu da umudu kaybetmemeniz gerektiğini gösteriyor…"

Fizik profesörü Stephen Hawking 76 yaşında hayatını kaybetti, doktora tezini milyonlarca kişi okudu, Yapay Zeka insanlık için ya en iyisi ya da en kötüsü öngörüsünde bulundu….”

Şimdi yazımın başında Müslümanların bilim insanı yetiştirmesi gerektiğini belirttim, sonra bu İngiliz bilim insanını size anlattım. Aslında bir İslam bilgininden bahsetmek isterdim ancak, günümüzde İslam dünyası bilime önem vermediği için bilim insanı da çıkartamıyor. Eee, marifet iltifata bağlı bunun için üstün zekalı çocuklar başta olmak üzere, yavrularımızın yetenekleri dikkat alınmalı, araştırmaya önem veren bir eğitim sistemi geliştirilmelidir…

Peki kalın sağlıcakla.