Yüce dinimiz bilgiye ve bilim insanlarına çok önemvermiş. İlim müminin yitiğidir, diyerek bizi araştırmaya zorlamış. Bu nedenleİslam dini uzun yıllar yeryüzüne adalet ve eşitlik getirmiş. Türklerinİslamiyeti seçmesinden sonra, gerek Türk ve gerekse İslam dünyasına büyükhizmetlerimiz olmuş.
Ancak son birkaç yüzyıldır, bilgi toplumu olmaktanuzaklaşmışız. Batı üretmiş ya da doğu, biz ise tüketmişiz!
Bediüzzüman; “ İlmi elinde tutan, kuvveti de elindetutar!” der. Neden? Çünkü bilgi güçtür!
Dediğim gibi Anadolu’da bir çok alim yaşamış. Bunlardanbiri de El Cezeri’dir. Bu mübarek insanın hayatını sizlere kısaca anlatacağım.
Yeni nesle büyüklerimizi tanıtıp, dirilişimize vesileolmak gerek. Çocuklarımız atalarının geçmişte ilme insanlığa yaptığı hizmeti tanısın,onlara özensin. Onların bıraktığı bayrağı alıp, daha ileriye taşısın…
Bu insanlarınunutulmaması için adlarına müzeler açmalı, kitaplarda, dergilerde, gazetelerde,okullarımızda özel köşeler yapmak gerekiyor, diye de öneri sunuyorum…
El Cezeri ismini 4. Sınıf Türkçe kitabında bu yıl okuduk.Onun adına metin hazırlanmış, bu vesile ile bütün kaynakları gözden geçirdim.Vallahi onurlandım.
Cezeri 1136 yılında Cizre'nin Tor mahallesinde doğmuş.Sibernetik(bilişim) alanın kurucusu kabul edilen, fizikçi, robot ve matrixustas birı bilim adamı olarak tanınıyor.
"İsmail Ebulİz Bin Rezzaz El-Cezeri" Lakabını yaşadığı şehirden almış, öğreniminiCamia Medresesi'nde tamamlayarak, fizik ve mekanik alanlarında yoğunlaşmış ve pekçok ilke ve buluşa imza attmış. 1206'te Cizre'de vefat ettmiş.
İLK BULUŞLAR DEVAM ETMEMİŞ
Batı literatüründe M.Ö. 300 yıllarında Yunan matematikçiArchytas tarafından buharla çalışan bir güvercin yapılmış olduğu belirtilse de,robotikle ilgili bilinen en eski yazılı kayıt, Cezeri'ye âittir.
Dünya bilim tarihi açısından bugünkü sibernetik ve robotbiliminde çalışmalar yapan ilk bilim adamı olan Cezeri'nin yaptığı otomatikmakineler günümüz mekanik ve sibernetik bilimlerinin temel taşlarınıoluşturmaktadır. "Mekanik Hareketlerden Mühendislikte Faydalanmayı İçerenKitap" (El Câmi-u’l Beyn’el İlmî ve El-Amelî’en Nâfi fî Sınâ'ati'l Hiyel,Arapça adlı eserinde ortaya koydu.
50'den fazla cihazın kullanım esaslarını, yararlanmaolanaklarını çizimlerle gösterdiği bu olağanüstü kitapta Cezeri, tatbikataçevrilmeyen her teknik ilmin, doğru ile yanlış arasında kalacağını söyler. Bukitabın özgün kopyası günümüze kadar ulaşamadıysa da, bilinen 15 kopyasından10'u Avrupa'nın farklı müzelerinde, 5 tanesi Topkapı ve Süleymaniyekütüphanelerinde yer almaktadır.
Yakın Çağ öncesibilim döneminden daha çok, Uzakdoğu, Çin, Mısır, Yunan, İslam (veya Arap),Ortaçağ Avrupa olarak anılmaktadır.
Nitekim anılan kaynakların biri dışında hepsinde ElCezerî Arap veya İslam bilgini olarak anılmaktadır.
El Cezerî’nin Cizre’de doğduğu, hayatının büyük birkısmını ise Diyarbakır’da geçirdiği,
daha sonra tekrar Cizre’ye döndüğü ve orada vefatettiğine ilişkin kaynaklar arasında bir ihtilaf görülmemektedir.
Şunu söylemek istiyorum. Her ilin yetiştirdiği İslambüyükleri, ilim adamları vardır. Elbistanlı Mükremin Halil Yinanç’da bunlardanbirisidir. Bunun gibi bir çok ilim adamımız var. Yazar, çizer bizde daha fazla.Sanatçılarımız var, bunların tamamı bir kitapda toplanmalı. Adına müzeler ya dasanat evleri kurulmalı ki yeni nesil onların izinden çalışmalarını sürdürmeli.
İşin doğrusu El Cezeri’nin hayatı beni etkiledi dediğim gibi. Yani gençken onutanısaydım belki de bilim ve araştırmalarını sürdürebilirdim.
Ama şimdi genç öğretmenlere, araştırmacılara, öğretimüyelerine görevler düşüyor. Onları tanımak ve tanıtmak, izlerinden yüremekgerekiyor. Yeni buluşlara imza atmak, bilgi toplumu olmak istiyorsak, bunamecburuz.
Yol arkadaşım der ki: “ Her ders kitabının başına, böylekendi alanlarında meşhur olmuş bilim adamlarını tanıtarak girilebilir.Katılıyorum. Mesela bu yılı Cumhurbaşkanımız Prof. Dr. Fuat Sezgin yılı ilan etti. Bu arada yakın zamanda bubüyüğümüzle ilgili de bir yazı kaleme almak istiyorum.
Bilmem meramımı anlatabildim mi? Siz arif insansınız,eksiklerime rağmen anlamışsınızdır.
Peki kalın sağlıcakla.