Değerli dostlar;  kadınlar konusuna biraz ara verelim, gündemleilgili bazı hususlarda sizlerle sohbet edelim.

Medyayı takip edenler, İhsan ŞENOCAK’ınDiyanet İşleri Başkanlığı tarafından açığa alındığını okumuşlar veya birilerindenduymuşlardır. Peki İhsan hoca niçin açığa alınmış?

Kız çocuklarının kıyafetiyle ilgili ehlisünnet inancında olan Müslümanları uyarmış. Peki söylediklerinde bir yanlışlıkvar mı? Yok. Peki mesele ne? Bu sözler kimi rahatsız etmiş? İşin ilginç yanı oya, muhafazakar kesim bu doğru sözlerin altında ezilmiş sesini çıkartmazken,laikler feryadı fiğan etmeye başlamış. Size ne oluyor, sizi niyeilgilendiriyor, siz kızınızı da, eşinizi de istediğiniz, ya da istediği gibigiydirin, hoca efendinin sözleri sizin için değil ki, bırakın bu işleri,inançlı insanların sahasına girmeyin, sizi ilgilendirmeyen işlere burnunuzusokmayın.

60’lı yılların sonu, 70’li yılların başıitibarıyla ehlisünnet inancında olan Müslüman kızlarımızın yeni yeni üniversitekapısına geldiğine şahit oluyoruz. Ve böylece Türkiyenin gündemine bu kızlarınüniversitelere baş örtüsü ile girme ya da girememe meselesi ortaya çıkıyor. 40yıl süren bir mücadele sonunda kızlarımız üniversitelere hatta liselere ve ortaokullara, kadınlarımızda iş yerlerine başörtülü olarak girebiliyorlar. Ancakmesele daha baştan yanlış yerden başlamıştı. Çünkü ehlisünnet inancında olankadınlarımız ve kızlarımızın sorunu başörtüsü değil,  örtünme ya da örtünememe sorunu idi. Bu meselederin bugünlük burada kalsın, inşallah sonra devem ederiz.

İşte İhsan ŞENOCAK hoca da örtünmeyendeğil, örtündüğünü sanan kızlarla ilgili vaaz da söyledikleri nedeniyle açığaalınmış.

Doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovarlaşmış, ancak unutulmasın ki bu millet din konusunda nekadar zaaf içerisinde olursa olsun, doğruyu söyleyen hocalarını onuncu köydesahiplenir, ve ona bu haksızlığı reva görenleride asla unutmaz.

 

                                               ***

Gelelim gündemin bir diğer konusuna.

DOB, yani Devlet Opera ve Balesi GenelMüdürlüğü diye bir kurum varmış meğerse.

Cumhuriyetin dayattığı kurumlardanbirisi.

Avrupaya yaranmak için, bakın bizde baleyapıyoruz, bizde opera dinliyoruz, bizde artık çağdaş olduk, artık eski Osmanlıdeğiliz, bize öyle bakmayın diye kurulmuş bir kurum. Lakin  biz ne yapsakda Avrupalı bize inanmadı.  AET ( Avrupa Ekonomik Topluluğu) ninkurucularından olmamıza rağmen aradan elli yılı aşkın sure geçti yinede biziAvrupa Birliğine almadılar. Şimdi bu opera ve balede nereden çıktıdiyebilirsiniz. Şöyle ki bu kurumun genel müdürü olan zat, Cumhuriyetin 94.Yılı münasebetiyle  bağlı İlMüdürlüklerine bir Whatsapp mesajı gönderiyor. Bu mesaj sonrası da görevindenalınıyor.

 Peki bu genel müdür ne demişte görevindenalınmış?

“Ave K partisiyle yönetim cahil çoğunluğun eline geçti. Bunlar plaja gitmez, mayogiymez. Tiyatro kültürü olmayan, batı’yı kavrayamamış kasabalılar. 16 yılkesintisiz tek başına iktidar olarak, çok uzun bir zaman, sonuçlarınıgörüyoruz” demiş.

Değerli dostlar bu zatın ne dediğibizleri çok fazla ilgilendirmez. Bu tipler hala varlar, sayılarıdaazımsanmayacak kadar. Beni ırgalayan kısmı şu. Bu zihniyette birisi 2014 temmuzundan bu yana bu ülkede, hem demuhafazakar bir iktidar döneminde 3,5 yılı aşkın süredir  genel müdür olarak o koltuğu işgal etmekte.

Değerli dostlar uzunca bir sure kamudagörev yapmış birisi olarak bir şube müdürü için en azından bir milletvekilikefaleti gerekirken, bu zatın genel müdür olması için acaba kimler kefilolmuştur. Acaba bunun gibi hala devletin yüksek mevkilerinde koltukları işgaledip de bu zihniyette olan ne kadar insan var?

İnsan ister istemez kendi kendinesoruyor. 16 yıldır kesintisiz iktidar olan bir parti hala kendi bürokrasisininasıl olurda oluşturamaz?

Ben derim ki: Daire başkanından başlamaküzere yukarı doğru derinliğine bir inceleme yapmalı ve bu tür zihniyette olup dabir şekilde makam işgal edenlerin tez elden o koltuklardan kaldırılmasıgerekir.

 

Eminim sizlerde benim gibidüşünüyorsunuzdur.

Kendinize iyi bakın, Allah’a emanet olun