Şair kara koçum demiş ki: Bizim köyde bir ibiş var İbişte iblisçe iş var Dedim ibiş kelp’e benzer Dediler ki daha beter Bende derim ki: Bizim köyde bir emin var Onda her türlü dümen var Ambarın da çok sanman var Yer savurur yel savurur Çifte atar toz savurur Yolu bir gün çöle düşmüş Çok sallamış nalı düşmüş Vah eminim yazık olmuş Saç dökülmüş kele dönmüş Emin gelir çalım satar Ortalıkta nara atar Ona buna bolca çatar Karacaoğlan demiş ya Gamzesi sineme batar Dadaloğlum der ki kavga kurulur Nice yiğitlerim yere serilir Emin bunu görürü çokta sevinir Emin çöle düşmüş orda tepinir Hak mizan terazi kurulur bir gün İğneden ipliğe sorulur bir gün Senin de hesabın görülür bir gün Defterin önüne serilir bir gün Salla gitsin satırları Yıkma emin hatırları Çöle saldım katırları Musalla taşına konulur bir gün Taş taş değil bağrındır taş senin Söyle nereni nasıl yaksın bu ateş senin Kalem senin kağıt senin Salla gitsin salla eminim benim Bir garip yolcusun hayat yolun da Yolunu kaybetmiş biçaresin sen Sürmüşler ortaya döner durursun Avare kasnak mı bilmem nesin sen Yine bir gün geçtik kına dağından Ana ocağından yar kucağından Maraşlı şeyh oğlu değilim ha ben Bir garip Ahmet ‘im garibem garip. Ahmet OĞUZ