Derler ya Her gecenin bir sabahı vardır diye, bizimkisi de öyle bir şey…

Her başlangıcın bir sonucu var.

Sporseverler derya, maç doksan dakika, Fanatizmler ise biz bitti demeden bitmez…

Amatörü tanımlamak bana düşmez ama; Amatör ya da Amatörlük herşeye bedel.

Çünkü her şey net ve her şey şeffaf…

Biz Kahramanmaraş Amatör Ruhuna hitaben 2018-2019 sezonunu noktalamış bulunuyoruz.

Bulunduğumuz Ruhun ana temasına gelecek olursak Amatör İsminden de anlaşılacağı gibi herkesin içinden geldiği gibi davrandığı bir basmakalıba bulaşmadığı bir ortamda yapılan sporlara denir.

Türkiye’de amatör kulüplerin durumu okulu olmayan bir kasabanın eğitim kalitesinden bahsetmesine benziyor…

Okuyanlar hatırlayacaktır…

Nüfus yoğunluğuyla, o ülkede yetişen üst düzey, kalifiye futbolcu sayısı arasındaki anlamsız korelasyondan bahsediliyor ya…

Hani şu meşhur ‘’80 milyonluk ülkeden nasıl futbolcu yetişmez’’ klişesinden…

Herkesin diline dolanan bu sorunun tek bir basit yanıtı yok maalesef.

Dolayısıyla bu konuda daha çok yazıp çizeceğiz.

Bu yazımızın amacıysa konuyu biraz daha netleştirmek ve bazı öneriler getirmek.

Yani, Türk futbolunun temelindeki hatalar nedir ve biz bunları nasıl tamir edebiliriz?

Ülke futbolundaki piramidin en altında amatör kulüpler yer alıyor.

Amatör kulüplerin niteliği ve niceliğiyse profesyonel futbolun kalitesini doğrudan etkiliyor.

Amatör kulüpler ne kadar çocuğu organize futbolun içine çekerse, elit sporculara ulaşma ihtimali o kadar artıyor.

Bu noktaya kadar, daha amatör kulüplerin ve verilen eğitimin kalitesine değinmedik bile…

Organize futbol dediğimizde, oyuncuların en geç 10 yaşından itibaren düzenli antrenman yaptığı ve öğrendiklerini organize liglerde mücadele ederek geliştirdiği bir yapıdan söz ediyoruz.

Biz Buna Minikler-miniminikler diye adlandırıyoruz.

Kahramanmaraş’ta her yıl bir spor adamının ismi verilerek yad edilir.

Bunlardan Örnek verecek olursak, Tufan Ergen, Hüseyin Belli, Osman Çullu gibi efsane adamların adıyla oynanıyor bu şenlik…

Müsabakalar yarışmacı kimlikten uzak, şenlik havasında, Minik futbolcular meşin yuvarlağın peşinde coşkulu, aileleri tribünlerde mutlu…

Coşkuyla tamamlanan bu şenlik sezonun mutlu sonu oldu.

995 Lig müsabakası ile 2018-2019 sezonu tamamlandı Kahramanmaraş’ta.

Şimdi Amatörün üzerindeki Özentili, yanlış olgu yada yanlışı nasıl doğruya yöneltebilirizi tartışalım;

Amatör kulüpler neden Türkiye’de varlık sorunu yaşıyor?

Sorunları nelerdir?

Ve biz bu sorunları nasıl çözebiliriz?

Bizler, Mahalle çocukları, kısacası kimsesiz, içine kapanıklar, sahipsizler…

Belirli yaşa gelene kadar mahalle aralarında ya da okul bahçesinde ‘top koşturmakla meşgulüz.

O da hava ve iklim koşullarının imkan verdiği aylarda.

Futbolda altın öğrenme çağının 10-12 yaş arası olduğu göz önüne alındığında, 16-18 yaşlarına kadar düzenli futbol eğitimi almayan, antrene olmayan ve organize liglerde oynamayan bir çocuğun üst düzey futbolcu olması mümkün mü?

Üstelik futbol endüstrisinin ulaştığı günümüz koşullarında…

Peki, şu meşhur “80 milyonluk ülkeden oyuncu çıkmıyor” tezine sahipsizler, içine kapanık olup ışık bekleyenler dahil mi?

Diğer yandan maliyetlerin yüksek, fiziksel koşulların yetersiz olması gibi nedenlerden amatör kulüplerin Türkiye’de faaliyet göstermesi hiç de kolay olmuyor.

Liglere katılım bedeli, malzeme gideri, vize tescil bedelleri, elektriği, suyu derken giderler kulüplerin boyunu aşıyor.

Amatörlükte her ne kadar para kazanma amacı güdülmese de, amatör takımlar faaliyetlerini sürdürebilmek için ücretli futbol okulları açarak giderleri eşitlemeye çalışıyor.

Bütün bu ayakta kalma mücadelesi içerisinde oyuncu gelişimine katkı sunmaya çalışan onlarca amatör kulüp olsa da, amacı üst lige çıkmak olan ve sadece A takım seviyesinde faaliyet gösteren amatör kulüpler de var.

Buna benzer daha çok konumuz var.

Her gecenin bir sabahı olduğunu unutmamak üzere…

Bir sonraki yazımda Yaş kontenjanı, yabancı sınırlaması gere bu tür sıkıntılı konulardan bahsedeceğim.

Kalın Sağlıcakla…