Aradanneredeyse 24 koca yıl geçmiş. Cumhurbaşkanımız 1994 yılı Mart’ın da İstanbul’abelediye başkanı olmuştu.
İnsanlarşaşkındı, hele ki medya. Koca İstanbul Refah Partili birini başkan seçmişti.
Gazetemanşetleri yeni başkanın ilk icraat olarak belediye otobüslerinde haremlikselamlık uygulaması yapacağını, yani kadın ve erkekler için ayrı otobüsuygulaması yapacağını yazıyordu.
Yıl 2002. Aradansadece sekiz yıl geçti, birkaç yıl önce bir şiir yüzünden İstanbul belediyebaşkanlığından uzaklaştırılan ve hapse atılan Erdoğan bir buçuk yıl öncekurduğu parti ile tek başına iktidara gelmişti.
Şimdi yıl2018. İktidara geleli 16 yıl oldu.
Atatürk1923’te Cumhuriyeti ilan ederek yeni Türk devletini kurdu malumunuz. 15 yılcumhurbaşkanı olarak ülkeyi tek adam olarak yönettikten sonra bundan 80 yılönce fani alemden baki aleme göçtü. O günden bu güne hakkında olumlu ya daolumsuz bir çok şey yazıldı çizildi.
1919 yılındapadişah tarafından görevlendirilen bir ordu müfettişi olarak çıktığı Anadolutopraklarında dört yıl sonra yeni bir devletin kurucusu olmuştu.
TürklerinMüslüman olmalarının üzerinden neredeyse 100 yıl geçtikten sonra Alparslankomutasında atalarımız Anadolu’yu vatan yapmak için Bizans ordusunuMalazgirt’te hezimete uğratıp Anadolu’nun kapılarını ilelebet Müslüman Türklereaçmışlardı.
MerhumMehmet Akif Ersoy” Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda” diye tanımladığı butopraklarda, Allah Allah diyerek düşmanın üzerine atılan bir ordunun komutanıolarak Atatürk, yeni devletin Anayasasına koyduğu devletin dini İslam’dıribaresini sadece üç yıl sonra 1926 yılında anayasadan çıkarmıştı.
Bilahareinkılap adı altında bir çok yeni uygulama hayata geçirildi. Az sayıda karşıçıkanlarda İstiklal mahkemelerince idama mahkum edilerek şehir meydanlarındaasıldı.
Halbuki butoprakları Müslüman Türk yurdu yapmak hiçte kolay olmamıştı. Evet kurulan yenicumhuriyet Türk devleti idi ama artık dini yoktu.
Tek partiCHP’nin altı oku aynı zamanda Kemalizm’in ilkeleri olarak hayata geçirilmişti.Her ne kadar laiklik ilkesi Anayasamıza 1937 yılında girmiş olsa da uygulanmayabaşlaması 1926 yılında devletin dini İslam’dır ibaresinin anayasadan çıkmasıylabaşlar.
Kendibelirlediği milletvekillerinden oluşan ( Bugün de çok farklı değil) meclisleyeni bir toplum inşa etme hususunda hiç tereddüt etmedi. 1932 yılında başlayanTürkçe ezan garabeti tam 18 yıl sürdü.
1950 deRahmetli Menderesin iktidarından bu yana 68 yıl geçmiş. Çoğunlukla milliyetçimuhafazakar sağcı partilerin iktidarında geçen 68 yıl. Özellikle 2002 ‘den buyana İmam hatipli, namazında niyazında, camilerde, taziyelerde çekinmedenKur’an okuyan bir liderimiz var.
Bu durumaklıma Hz Ömer (r.a) nakledilen şu kıssayı hatırlattı. Halife bir meclistearkadaşları ile otururken bir kişi ile ilgili bilgi almak için onu nasılbildiklerini sorar. Meclistekiler namazlı niyazlı iyi bir Müslüman olarakbildiklerini söyleyince, halife; Ben onu sormuyorum, herkesin namazı orucukendine, insanlarla olan ilişkileri nasıl, dürüst mü, güvenilir mi bunları soruyorum der.
Tekrardönelim konumuza. Herkesin Kur’an okuması namazı niyazı kendine, önemli olan 16yıldır idare ettiği ülkesinde insanların durumu nedir, her ile açtığıüniversitelerde okuyan gençlerin hali pürmelali ne durumdadır bizi ilgilendirenbu olmalı değil mi?
Atatürkdevleti yeni baştan dizayn ederken, devletin ilkeleri doğrultusunda yeni birtoplum inşa ederken medeni Avrupa’nın ilkelerini örnek almıştı.
2002 den buyana Ak Parti iktidarının en önemli hedefi Avrupa Birliğine tam üyelik değilmidir?
Bu hedefdoğrultusunda Avrupa birliği müktesebatı ile alakalı olarak sayısız uyumyasaları çıkartılmadı mı?
Öncelikliolarak zina suç olmaktan çıkarılmadı mı?
MüslümanTürk aile yapısının temel taşlarından olan ata erkil anlayışa göre aileninreisi erkekti. Bu yapı yasal bir düzenleme ile ailede kadın ve erkek eşitolarak aile reisidir şeklinde değiştirilmedi mi?
Muhafazakarkesimin önemli simalarından olan Yusuf Kaplan birkaç gün önce Yeni Şafakgazetesindeki köşesinde toplumun geldiği noktayı şöyle özetliyor.
“Toplumun sosyolojisi tepetaklak oldu: Daha on yıl öncesinekadar yapılan bütün kamuoyu yoklamalarında toplumun % 70-75’ininİslâmî-muhafazakâr kesimlerden oluştuğu gözleniyordu. Şimdi bu durum hızlatersine dönmeye başladı: Toplumda sekülerleşme (dinden uzaklaşma) oranıİslâmî-muhafazakâr kesimleri kasıp kavuracak kadar patlama eğilimi gösteriyor.İslâmî-muhafazakâr kesimlerin çocukları, kendilerini ebeveynleri gibiİslâmî-muhafazakâr kimlik üzerinden tanımlamıyorlar büyük ölçüde.”
Ziya Paşa” Ayinesi iştir kişinin , lafa bakılmaz, Şahsıngörünür rütbe-i aklı eserinde “der.
Kaldığımız yerdendevam edeceğiz inşallah.
Kalın sağlıcakla