İsraf sözlükte, "haddi aşma, hata, cehalet, gaflet" gibi anlamına gelir, İsraf yapan kişiye ise ‘müsrif' denilir.

İsraf, bir yönü ile  kişinin sahip olduğu maddi ve manevi varlığını, ölçüsüz ve gereksiz bir şekilde harcamasıdır. Bir başka ifadeyle malı ve zamanı boş yere heba etmesidir. Cenabı Allah (c.c.) Furkan suresinin bir ayetinde israfla ilgili şöyle buyurmaktadır: “Onlar, harcadıklarında ne israf ne de cimrilik edenlerdir. Onların harcamaları, bu ikisi arası dengeli bir harcamadır.”

Dolayısıyla Allah'a inanıp O'na itaat edenler, bu kötü vasıftan uzak durarak arınmış olmalıdırlar. Aksi takdirde kendi içlerinde kendilerine ait olmayan müsriflik sıfatını, yani inançsızların vasfını taşımış olurlar.

Bu temel bilgilerden sonra, birkaç gün önce açıklanan ve dünyada en israflı toplumları açıklayan verilere göre, israfın en yüksek ülkenin Suudi Arabistan olması, beni hem üzdü hem düşündürdü! 65 ülke arasında Türkiye’nin 57. Sırada olması ise  bu günkü yazıyı ele almama sebep oldu. 


YAKIŞMADI BİZLERE 


İsrafın haram olduğu bir dinin mensubu olarak, israfda dünya şampiyonu olan Suudi Arabistan’a bu sonuçlar hiç yakışmadı. Efendimizin(sav) doğduğu o topraklarda,haram olan hiçbirşey o toprak insanına yakışmıyor. 

Sadece israf mı? Adı geçen bu ülkede son dönemde hiçbir şey doğruya gitmiyor. Başta Ilımlı İslam projesi, sonra İsrail ile yakınlaşma, ABD ile baba-evlat gibi yakınlık, hatta para biriminin bile Dolar’a endekslenmesi, hiç ama hiç yakışmıyor. 

Peki bize Türkiye’ye israf sıralaması yakıştı mı? Hayır, bize de yakışmadı. İşte tüm bu nedenlerden dolayı, yani İslam’ın harem ve helallerine dikkat etmediğimiz için, yani cahilliğimizden dolayı hak dinin savunucusu olduğunu söylediğimiz bu ülkelerde acı ve gözyaşı bitmiyor…

Agah Oktay Güner'ih 29 Ocak 2015 tarihinde kaleme aldığı "Devleti bitirme yolunca israf" başlıklı yazısının hemen girişinde israfın temel nedeninin eğitim sistemleri olduğunu belirtir.

Bu konu üzerinde durmak gerek. Bakınız  son günlerde ismi sokak olayları ile anılan Fransa aldığı tedbirler ile israfı önlemede 1. Sırayı yükselmiş. 

Demek ki, gerekli tedbirler alınırsa, israf önlenebiliyor. O halde bizde buna başarabiliriz…  


BİR YAND AÇLIK, DİĞER YANDA OBEZLER 


İstersiniz, bu israf ile ilgili yapılan haberlerde bir göz atalım. “Açlık ve yetersiz beslenmeye çare bulmak ve aynı zamanda fazla kilolu ve obez insanların sayısındaki artış sorununu çözmek için kaynak niteliği taşıyan endekste gelişmekte olan ülkelerde yaşayan fazla kilolu çocukların  araştırmasında. Birleşik Arap Emirlikleri fazla kilo ve obezite kriterinde en sonda yer alırken, hemen önünde Suudi Arabistan ve ABD listelendi. Birleşik Arap Emirlikleri'nde nüfusun yüzde 74'ü obez veya fazla kilolu olarak tespit edilirken; bu oranlar Suudi Arabistan'da yüzde 69.6, ABD'de ise yüzde 67.3 oldu. 

Bir önceki yıl yapılan araştırma sonuçlarını da inceledim buna göre: “Kaybedilen gıda miktarı, devlet politikaları ve israfı azaltma amaçlı altyapı yatırımının incelendiği "Gıda İsrafı" değerlendirmesinde Türkiye, 25 ülke arasında 20'inci oldu.(Son rakamları yukarda vermiştim) Tarım alanında Ar-Ge ve inovasyon kalitesi listesinde 22'inci sırada yer alan Türkiye; sürdürülebilir tarımda 14, tarımsal ürünlerin çeşitliliğinde 12, tarımın atmosfere ve çevresel etkisi sıralamasında 6, arazilerin verimli kullanımında ise 5'inci sırada yer buldu.

Bu yıl 7'ncisi gerçekleştirilen Uluslararası Gıda ve Beslenme Forumu'nda 1.8 milyar insanın açlık çekerken 2 milyar insanın obez olduğu vurgulandı.  

Konu önemli ve biryerden başlamak gerekiyor. İsterseniz önce insanlarımıza açlığı anlatalım, sonra….

Kalın sağlıcakla.