Kahramanmaraş geçmişte yaşanan depremlerden 1114 ve 1795 yıllarında meydana gelen iki büyük deprem 6 Şubat sabahı yaşanan depreme benzer nitelikte olup Maraş’ı tamamen harap etmiş ve binlerce insan ölmüştür. Kaynaklara göre, 1795 depremi sonrasında yıkılan yerler “kara Maraş” olarak anılmış. Bu bölge kent merkezinin doğusunda yer alan Dulkadiroğlu, Bağlarbaşı ve Namık Kemal mahallerini kapsayan 146 hektarlık bir alanı kapsamaktadır. Ne hikmet ise bu bölgeye yeniden yerleşim yeri oluşturulmuş hatta yüksek katlı binalar dikilmiştir. Sonuç, bugünkü depremin en çok hasar alan ilçelerinden biri Dulkadiroğlu! İlaveten binaların yeterince depreme dayanıklı olmaması da çok sayıda kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu.

Geçmişte olduğu gibi bugünde ağır bedeller ödediğimiz depremin sonuçları artık hem toplum, hem de devlet olarak hatalarımızı, eksikliklerimizi, zaaflarımızı artık üzeri örtülemeyecek ve inkar edilemeyecek düzeyde ortaya koymuştur.

Şehri yeniden inşa edip ayağa kaldıracak isek, önceki gibi gelişi güzel yapılma lüksü yok. Bir daha ki deprem nasıl olsa 400-500 yıl sonra diyerek yapılması gerekenleri göz ardı edemeyiz.

Kahramanmaraş’ın bundan sonraki planlaması “akıllı şehir” teması etrafında yapılarak, kentsel inovasyon ekonomisi oluşturulmalı.

İlk duyulduğunda ütopik gelen “akıllı şehir” ifadesi her birimizin zihninde farklı resimler oluşturabilir. Ana resim, gelecek odaklı daha yaşanabilir ve sürdürülebilir şehirlerdir!

Akıllı şehir uygulaması, yeni teknolojiler kullanılarak yenilikçi yaklaşımla, veri ve uzmanlığa dayalı olarak gerekçelendirilen ve gelecekteki problem ve ihtiyaçları öngörerek çözümler üretir. Özellikle deprem geçmişi ve gelecekte de deprem riskinin yüksek olduğu şehirlerde akıllı teknolojilerin kullanımı büyük önem taşımaktadır. Deprem sonrası kalkınmada şehir yeniden inşa edilirken ilk akla gelen olmalıdır.

Bu projenin uygulandığı ya da uygulanması düşünülen onlarca alan var. Akıllı inşaat, akıllı altyapı, akıllı eğitim ve akıllı yollar gibi... Liste uzun, burada hepsinden bahsetmek mümkün değil, lakin depremde önem arz eden üç alana bakalım.

Akıllı İnşaatlar, deprem sırasında zararın en aza indirilmesi için tasarlanmıştır. Örneğin akıllı binaların sensörleri sayesinde, deprem sırasında binanın titreşimleri ve hasarı izlenebilir ve bina otomatik olarak tahliye edilebilir. Japonya en gelişmiş erken uyarı sistemini kullanıyor. Sistem, fay hatlarının yakınında son derece hassas algılayıcılar yerleştirilerek çalışıyor. Merkezi sunucular ile uydu, telefon ve internet gibi kanallar aracılığı ile iletişim kuruyor. Ayrıca akıllı inşaatlarda kullanılan güçlü ve dayanıklı malzemeler ve teknolojiler sayesinde binanın deprem sırasında daha az hasar almasını sağlar. Deprem sonrasında hasar tesbit ve onarım sürecinde, hız kazandırır.

Akıllı alt yapı, bir şehir ya da bölgenin altyapı sistemlerinin modern teknolojik cihazlarla donatılması ve dijitalleştirilmesi anlamına gelir. Akıllı alt yapı birçok alanda fayda sağlar.

Örneğin akıllı trafik sistemleri sayesinde trafik akışı daha akıcı hale daha akıcı hale getirilebilir, enerji tüketimi daha iyi yönetilebilir ve su kaynakları daha etkili bir şekilde kullanılabilir. Bu sayede maliyetler azaltılır hem de çevre dostu bir yaklaşım benimsenir.

Yine akıllı alt yapı daha güvenli bir yaşam alanı oluşturur. Akıllı güvenlik sistemleri sayesinde, şehirdeki hırsızlık, saldırı, terör gibi suçlar önlenebilir ve suçlular daha hızlı tesbit edilir. Akıllı yangın algılama ve söndürme sistemleri sayesinde de yangınlara daha hızlı müdahale edilir.

Akıllı aydınlatma sistemleri, akıllı soğutma ve ısıtma sistemleri vb. teknolojiler sayesinde şehrin konforu yükseltilir.

Akıllı yollar, yolları daha güvenli, verimli ve sürdürebilir hale getirmek için akıllı teknolojilerin kullanıldığı bir yol ağıdır. Akıllı yollar, sürücülere yol durumu hakkında gerçek zamanlı bilgi sağlar. Bu bilgiler, sürücülerin seyahat planlarını daha iyi planlamalarına ve trafikte zaman kaybetmelerini önlemelerine yardımcı olur. Akıllı yollar, araçlar arasında iletişim kurarak ve sürücülerin dikkatlerini yolda tutmalarına yardımcı olarak trafik kazalarını azaltır. Trafik akışını izleyerek sıkışıklığı önlemek için trafik ışıklarını ayarlayabilir. Bu sayede yolculuk süreleri kısalır, araçların enerji tüketimi azalır. Dolayısıyla çevreye salınan zararlı gazların miktarı azalır.

Akıllı şehir olmanın deprem anındaki önemine gelince,

Afet anında hızlı ve etkili müdahale sistemine sahip olması, can kaybını en aza indirmek için önemlidir.

Hızlı ve doğru bilgi paylaşımı içi gelişmiş iletişim sistemlerine sahip olması, afet sırasında halkın güncel bilgilere ulaşmasında ve acil durumlarda yardım çağırmalarında yardımcı olur.

Deprem sonrası trafiğin yönetimi çok önemlidir. Akıllı şehirlerde, trafik akışını yöneten gelişmiş sistemler sayesinde kurtarma operasyonları daha hızlı gerçekleştirilir.

Enerji yönetim sistemleri sayesinde, afet sonrası enerji kesintilerinin en aza indirilmesini sağlar.

Son olarak, akıllı şehirler için de “akıllı yönetim” şarttır deniliyor.

Akıllı yönetim eşittir, şehirdeki verimlilik ve yaşam kalitesindeki artış…

Sorunlara gerçekçi yaklaşımla müdahale edebilme imkânı sunarak, vatandaşların ihtiyaçlarının daha hızlı ve verimli şekilde karşılanmasını sağlamak...

Eldeki kaynakların akıllıca kullanılarak en iyi konforu sunabilmek…

Seçimle birlikte depremin izlerinden arınarak, yeniden canlanacak bir Kahramanmaraş dileğimizdir.

Görüşmek üzere…