Cuma Namazına gidenlere bu hafta 7 büyük günah hakkında hutbe okundu.  Bu orada  Diyanet İşleri Başkanı  Mehmet Görmez hocamız,  Kahramanmaraş’ı ziyaret etti. Yerel haber kaynakları, Görmez’in bir dizi ziyaretlerde bulunduğunu açıkladı. Daha sonra cuma namazını kılmak için Abdülhamidhan Camisi'ne geçti. Vali  Vahdettin Özkan ile Belediye Başkanı  Fatih Mehmet Erkoç'un da eşlik ettiği Görmez, cemaate cuma hutbesini okudu.Görmez, hutbesinde faiz ve zekata dikkat çekti. Kur'an-ı Kerim'de faiz ve zekatın birlikte geçtiği ayetler olduğunu belirten Görmez, şunları söyledi:Büyük günah demek olan “kebire”, sözlükte "maddî veya manevî bakımdan büyük olmak" anlamına gelen kebr (kiber) kökünden türemiş bir isimdir. "Büyük günah" mânasında kullanılan kebîre (çoğulu kebâir), farklı tanımlarının ortak noktaları dikkate alınıp "dinen yasaklandığı konusunda kesin delil bulunan ve hakkında dünyevî veya uhrevî ceza öngörülen davranış" şeklinde tanımlanabilir. Bunun dışında kalan kötü davranışlara da sagîre (küçük günah) denir…” Hocamızın konuşmasından anlıyoruz ki; “Büyük günahlar, yanlış ve bozuk inançlar, imandan ve dinden çıkma, bireysel ve toplumsal huzursuzluğa, bozgunculuğa, sapmaya, anomiye ve çürümeye sebep olan, hakkında tehdit edici âyet veya hadis bulunan, işleyenin dünyada ve âhirette ceza görmesine yol açan dinî, bireysel ve toplumsal büyük suçlar ve davranışlardır.”   BİLMEK GEREK Tabi dini konuda oldukça eksiklerimiz olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle de kendime yetecek kadar bilgi edinmek üzere, okumaya da devam ediyorum. Otuzyıldır okurum, ancak bir arpa boyu yol gitmişim, çünkü dinin geniş bir alanı var… Neyse biz şu günah konusuna biraz daha girelim: “Büyük günah kişiyi isyan ve fıska sevkedebiliyor. Bunu da çoğu zaman bilmeden yapıyoruz.  Devam edelim;  imanın mahiyeti Allah'ın varlığını, birliğini ve Hz. Muhammed (asm) aracılığıyla gönderdiği vahiyleri kalben tasdik etmekten ibaret olup, amel imanın bir parçası değildir. Kişi ilâhî emre aykırı bir davranışta bulunurken de imanını devam ettirmektedir.  Büyük günahlar başında Allah’ı(cc) inkar geliyor, sonra adam öldürmek, hatta kendi canına kıymak da bunun içine giriyor. Günahların bir kısmının büyük, bir kısmının küçük olduğuna ve büyük günahların naslarda dünyevî veya uhrevî ceza öngörülen fiillerden ibaret… Hem Sünnî kelâmcıları hem de Selefiyye âlimleri büyük günah sahibinin dinden çıkmadığı kanaatini taşımakta, dünyevî cezanın yanı sıra tövbe yoluyla da günahtan kurtulma imkânı bulunduğunu kabul etmektedir. Bu yaklaşım naslara ve akla daha uygundur. (bk. TDV. İslam Ansiklopedisi, Kebire md.) Vecdi Akyüz'ün bir makalesinde; “Gizli şirk ve göz zinası gibi fillerde büyük günahlardandır. İslâm inancında, peygamberler dışında bütün insanlar günah işlerler. Günah, Yüce Allah'ın emir ve yasaklarına aykırı söz ve davranışların din açısından suç sayılmasıdır. Yüce Allah'ın hem emrettiğini yapmamak, hem de yasakladığını yapmak, aynı şekilde günahtır. Burada bir konuya dikkat çekmek istiyorum, yani Efendimiz(sav) büyük günahları saymış, bizlerin sonradan buna şu da büyük günah, bu da büyük günah demesinin de ne kadar doğru olduğunu sorgulamak gerek.   GERÇEK MÜMİN BÜTÜN GÜNAHLARDAN KAÇMALI Günahların hepsi eşit olmadığından, inançtan günlük davranışlara doğru uzanan bir çizgide, büyük günahlar ve küçük günahlar diye ikiye ayrılıyor ancak, şu küçük günahmış diye de onu küçük görmemek gerek. Küçük günahlarda kalpta damlaya damlaya büyüyüveriyor. Sonra iman kalesi yıkılıyor, tekrar yapmak için büyük bir zaman gerekiyor. O da kale kapısı bazen açılmıyor. Bunun içinde çok tövbe etmek gerekiyor. Sonuç ; “Gerçek bir mü'min, büyük küçük bütün günahlardan sakınmaya çalışır. Ama sorumluluğu ve sonuçları daha ağır olduğundan özellikle büyük günahlara yaklaşmamalıdır. Yüce Allah, şöyle buyuruyor:   "Size yasak edilen büyük günahlardan sakınırsanız, küçük günahlarınızı örteriz ve sizi şerefli/övgün bir yere sokarız." (Nisa, 4/31) Kalın sağlıcakla.