Bana göre ülkemizin, hatta İslam dünyasının en büyük sorunu cehalettir ve cehaletinde panzehri ise eğitimdir. Aslında söylemeye çalıştıklarımızı; yani eğitim gibi bir alanın ihmale gelemeyeceğini, bu konudaki hataların kabul edilemeyeceğini devletin en üst yetkilileri bile dile getiriyorlar…
Cumhurbaşkanımız da aynı şeyleri ifade ediyor. Bakın ne buyurmuşlar: “Eğitim öğretim nesillerin mimarlarıdır. Eğitim öğretim kurumları da nesillerin tasarlandığı ve inşa edildiği yerlerdir. Böylesine önemli bir konuda en küçük ihmale, aksaklığa, yanlışlığa tahammülümüz olamaz.” Cumhurbaşkanı, kendileri, bizatihi eğitimimizin çözülmesi gereken pek çok sorunu olduğunu kabul ediyorlar. Ve toplumun, nesillerin tasarlandığı ve inşa edildiği bir yer olarak eğitim ülkemizin bütün geleceğine yön verebilecek yegâne unsurdur.
Cumhurbaşkanı en son Akademik Yıl Açılış konuşmasında bir kez daha eğitimde istenilen noktaya gelinemediğini ifade etti. Ülkenin başındaki kişinin bu saptamayı yapmasını ve öz eleştiride bulunmasını önemsiyorum. Peki, Cumhurbaşkanı, hangi verilerle eğitimde istenilen başarının yakalanamadığını söylüyordur. Cumhurbaşkanı hangi kıstasa göre, uluslararası PISA, TIMMS sınavlarının sonuçlarına göre mi, yoksa bizlerin göremediği farklı kriterlere göre mi eğitimle ilgili bu öz eleştirileri yapmıştır?
Cumhurbaşkanı bu konuyla ilgili şu noktaların altını çiziyordu: “Demek ki burada bir sıkıntı var. Milli Eğitim Bakanımızla bu meseleyi konuştuk; ‘gerekli tespitler derhal yapılacak ve tedbirler alınacak’, dediler. Eğitim öğretimde istediğimiz neticeyi alamadıkça, tabii olarak yeni arayışlar içerisine giriyoruz. Bu da ayrı bir eleştiri konusu oluyor. Sınav sistemlerimizi defalarca değiştirdiğimiz halde, hala öğretmenlerimizi de öğrencilerimizi de velilerimizi de memnun edecek bir sonuca ulaşamadık. Biz bütün bu olaylara “iki kere iki dört” demek suretiyle bir matematik olarak bakamayız, sosyolojik bir olaydır. Bunu bu şekilde ele almak mecburiyetindeyiz. Bir toplumun inşası burada söz konusu.” Cumhurbaşkanının bu saptamalarından eğitim politikalarında değişikliğe gidilmesi ve eğitime daha fazla yoğunlaştırması gerektiğini anlıyoruz. Evet, eğitim ile toplumu inşa edebiliriz. Bir toplumu inşa edecek kadar önemli olan eğitim hata kaldırmaz. Doğal olarak bu alandaki hatalar diğer bütün alanları etkileyecektir. Ve eğitimizi orasından burasından tutup çekiştirerek düzeltmeye gitmek yerine veriye dayalı, kalıcı, hükümetler üstü bir devlet politikasıyla düze çıkarabiliriz.
NEREDEN BAŞLANMALI?
Bana göre eğitim sistemi sil baştan ve çağın şartlarına göre, millileştirilmeli, özünde manevi değerlerimiz yer almalıdır.