Kur’an-ı Kerimin en az üçte bir kısmı Cennet ve Cehennemden bahseder.Sanırım Kur’an okuyan herkes bunun farkında dır.Acaba diyorum ; bu kadar sık konu edilmesi biz insanlara bir mesaj vermiyormu, yada masaj almasını akıl ede biliyor muyuz? Öyle güzel ve iştah açıcı bir şekilde Cennetten bahsediliyor ki : Adeta oraya davet ediyor yüce yaratıcı.Haydi çalışın gayret edin size öyle bir ebedi kalma yeri hazırladım ki :Oturup sohbet edeceğiniz mekan o kadar cazip ki; kurulmuş tahtlar , koyu gölgelikler, içerisinden ırmaklar akan yerler,devamlı serin ve ferah insanı rahatsız etmeyen dinlenme yerleri.Hatta o köşkler de karşılıklı oturup; dünyada ki yaşam maceralarını bir birlerine anlatarak güzel ve hoş vakit geçirecekleri ifade edilmektedir. Kur’an-ı Mübin de sürekli şu ifade kullanılır: Altından ırmaklar akan ( biz buna içinden de diye biliriz. Gaybı ancak Allah bilir.Altından ifadesi ; oturulan köşklerin altından olabilir.) Bu tabir gayet sık kullanılır.Birde sonunda ebedi kalacaklardır denilir.Çünkü bir şey ebedi olmassa , onun sona ermesini düşünmek alınan zevki acılaştırır.Dünya da bile mesire yerleri vardır. İnsan önce derki: Acaba gidilen yerde su var mı ?gölgelik  bir yer mi?  göze hoş gelen yeşil bir yer mi diye sorar böyle bir yer olmasını talep ederiz. Demek ki bizi yaratan:Takalu belada içimize böyle isteme isteğini koymuş.Rabbim de ona göre yaratmış.Bir başka davet ve tarif de şöyle: Öyle bir Cennet ki ; için de akan süt ırmakları, bozulmayan bal ırmakları, içtikçe insana ferahlık veren meşrubat ırmakları, bir de tadına doyum olmayan kevser ırmağı. Bu ırmaklardan testiler le doldurup, Cennetliklere dağıtan iri gözlü hoş bakışlı hurilerin de hizmet edeceği ifade edilir. Rabbül Alemin diyor: Haydi eh-li iman olanlar,beni tanıyıp emirlerime itaat eden müttekı kullarım : Siz benden, bende sizden razı olarak; razı olduğum kullarımın arsına katıl ve gir Cennetime buyurmakta dır.Rabbim razı olduğu kullarından eyleye. Birde razı olmadığı ve Cehennem de ebedi kalanlar var.Bel ki biraz tadımızı kaçıracak ama onlar da hakkını vermek lazım.Çünkü aynı bahislerin sonun da bunlardan bahsedilir. Sürekli ateş, toz duman , pis koku , acı fer yad, içtikleri sıcak su hatta içince bağırsakları paramparça eden bir içecek. Yedikleri yine o kadar pis ve kötü zekkum adlı bir yemek türü. Onlarda orada ebedi olarak bu şekilde kalacak.Haksızlık yok, her kişi kendi amelinin cezasını çekecek.Bediüzzaman öyle diyor: Cennet ucuz değil Cehennem de lüzumsuz değil. Haydi Cennet için , özellikle de Rızay-ı İlahi için çalışmaya ve gayrete devam etmeye.