“Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bizegöz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara öndereyle.”(Ayet)

 

Öncelikle Cumamız mübarek olsun,  yazıma da bir dua ile başlamak isterim. Rabbimherkese hayırlı evlatlar ver ve bizlere evlat acısı gösterme…

Bunu niye yazdım? Çünkü çocuk dünyanın en güzel meyvesive evlatsızlık çok zor! Ama çocuk büyükmekte çok zor! Neredeyse bir anne vebaba ömrünü çocuklarına adıyor…

Tabi konumuz çocuk eğitimi ve bu konuda aslında söylenmesigerekenler yüce kitabımızda söylenmiş. Çocuklara meclisinde ve mescidinde daimayer ayıran Allah Resûlü (s.a.s), onlara değer vermiş,

“geleceğin yetişkini” gözüyle bakmış ve haklarınıkorumuştur. Zira çocuk, Kur’an’ın ifadesiyle “dünya

hayatının süsü”,Peygamber Efendimizin diliyle de, kişinin amel defterini açık tutacak iyilik kaynağıdır.

 Çocuk, evinbereketi, ailenin umudu, toplumun geleceğidir. “Rabbim! Bana katından temiz birnesil

ihsan et.”diye edilen duaların cevabı, ilâhî ikramınadıdır.

 

SORUMLULUĞUMUZ BÜYÜK

Hepimizin Rabbimize, birbirimize ve çevremize karşısorumlulukları vardır. En önemli sorumluluklarımızdan biri de çocuklarımızakarşı olandır. “Çocuğunun senin üzerinde hakkı vardır.” buyuran Allah Resulü(s.a.s) bu hususa dikkat çekmiştir. Çünkü çocuk, kendisi küçük olsa da asla

küçümsenemeyecek haklara sahiptir. Allah’ın emaneti olançocuğun haklarını korumak ise biz yetişkinlere düşmektedir.

Kız ya da erkek olduğuna bakmaksızın, her çocuğun dünyayagelişini gönül rızası ile kabullenmek, onu sevgiyle ve dualarla karşılamakbizim görevimizdir. Ona güzel bir isim koymak, hak ettiği ilgiyi ve şefkatigöstermek, kardeşleriyle arasında ayrım yapmadan adaleti gözetmek bizimsorumluluğumuzdur.

Yavrularımızı helâl ve sağlıklı gıdalarla büyütmeli,eğitimlerine gereken hassasiyeti göstermeli, sadece maddî ihtiyaçlarını değil,manevî ihtiyaçlarını da karşılamalıyız. Sosyal hayatı tanımaları, kültürlerineaşina olmaları, örf ve adetlerini öğrenmeleri için çocuklarımıza rehberliketmeliyiz.

Zira çocuğun sosyal ve kültürel gelişimi, bedensel vezihinsel eğitimi, dinî ve ahlâkî terbiyesi ailede başlar. Yarınlarımızın ümidiolan hayırlı nesiller, bilinçli anne babaların eseri olacaktır. Unutmayalım ki,hakları ihlal edilerek ezilen çocuk, adaletin değerini bilemez.

Şiddete maruz kalarak örselenen çocuk, merhametinanlamını çözemez. Kişiliği yok sayılarak aşağılanan çocuk, geleceğini sağlıklıbir şekilde inşa edemez.

 

 

DOĞRU İLETİŞİM GEREK

Çocuk eğitimi ve çocukla iletişim konusunda en güzelrehberimiz Peygamberimizdir. O, çocukların bir

insan olarak taşıdığı onura saygı gösterirdi. Onlaradeğerli olduklarını hissettirir, yanlarından geçerken

selâm verip hatırlarını sorar, sorularını cevaplardı.

Kimsenin kınamasına aldırmadan onları öpüp kucaklar,bağrına basar, oyunlarına eşlik ederdi.

Allah Resûlü (s.a.s) çocuklara kötü söz söylemeyi vebeddua etmeyi yasaklamıştı. Kendisi de yanına gelen, kucağına verilen herçocuğa dua ederdi. Çocukların ibadet eğitimine ayrı bir önem gösterir, gönlücamide asılı kalan ve ibadetin tadına varan nesiller yetiştirmek için onlarıasla mescidinden

uzaklaştırmazdı.

 “Hiçbir anne baba, çocuğuna güzelterbiyeden daha kıymetli bir bağışta bulunmamıştır.”buyuran

Sevgili Peygamberimize kulak verelim. Onu örnek alalım,onun şefkat ve hakkaniyete, sabır ve hoşgörüye dayanan eğitim metotlarınıuygulayalım. Çocuklarımız için hem dünya hem de ahirette huzur, başarı vegüzellik kapılarının açılmasına vesile olalım.

Lokman (a.s), evladına öğüt verirken şöyle diyordu: “Yavrucuğum, namazını özenle kıl, iyiolanı emret, kötü olana karşı koy, başına gelene sabret. İşte bunlar,kararlılık gerektiren işlerdendir.” Biz de onun gibi, daimaçocuklarımızın yanında olalım, ellerinden tutalım.( Kaynak Din Hizmetleri GenelMüdürlüğü)

Kalın sağlıcakla.