Sizlerle hayata ve insana dair birçok hususu bundan sonra bu köşeden paylaşacağım için öncelikle mutluluğumu ifade etmek istiyorum. Umarım birlikteliğimiz uzun soluklu olur. Ben kimim sorusunu nasip olursa ileriki yazılarda sizlerle paylaşacağım. Köşe ismimden de anlaşılacağı üzere çok farklı konularda; geçmiş, bugün ve gelecekle ilgili sizlerle hasbihal edeceğim. Amacım; bu köşede yazılanları okumak için ayıracağınız bir kaç dakikada hayatınıza yeni, farklı ve faydalı bir şeyler katmak, kendinizi iyi hissetmenize katkıda bulunmak. Ancak bugün özel bir gün, öncelikle Cuma, bu önemli günü daha da önemli yapan ise şehrimize gelecek olan önemli misafir. Evet, Sayın Cumhurbaşkanımız bugün şehrimize geliyor. Eskilerden hepimiz dinlemişizdir, babalarımızın, dedelerimizin hiç tanımadıkları insanları evlerinde imkânların çok kısıtlı olduğu zamanlarda bile ağırladıkları, onlara evde ne varsa ikram ettikleri, misafirler için hiç kullanılmadan bekletilen yataklarında yatırdıklarını. Bu hususu şunun için belirttim, gelen misafir bize dayatılan, T.BM.M’nin etrafı askerlerle çevrilerek, yani silahların gölgesinde yapılan bir seçim sonucu seçilmiş bir Cumhurbaşkanı değil, özgür irademizle neredeyse seçmenin yüzde doksanına yakınının katıldığı ve yüzde elli iki bir oyla bizim seçtiğimiz bir Cumhurbaşkanı. Peki; Sayın Cumhurbaşkanımız hangi sebeple şehrimize misafir oluyor. Malumunuz olduğu üzere 16 Nisan 2017 günü güzel ülkemizin yönetim sistemi ile ilgili kapsamlı bir değişikliğin oluru ya da olmazına karar vereceğiz, yani biz yani millet karar verecek. Peki şu anki mevcut sistem için zamanında aynı yola başvurulmuş muydu, hayır, merak eden tarih kitaplarını karıştırır ve şuan ki ikili yönetim sisteminin nasıl kabul edildiğini öğrenir. Unutmadan; sevelim ya da sevmeyelim ama devlet adamlarımıza saygıda kusur etmeyelim, çünkü sevmek gönül işi, ama insan sadece gönlüyle davranışlarını belirlemez ki, biz insanlar aynı zamanda düşünen akıllı varlıklarız. Yukarıda bahsetmiştim, dedelerimizin, babalarımızın evlerinde ağırladıkları misafirlere ‘Tanrı misafiri’ denir ve bu misafirler genellikle tanımadıkları insanlar olurdu. Bu kadar misafirperver bir geçmişe sahip bizlerinde aynı duygularla şehrimize gelen bu mümtaz misafirimizi en iyi şekilde ağırlamamız gerekmez mi? Ha! Kimseden gelen misafire evini açmasını sofralar hazırlamasını döşekler sermesini beklemiyoruz, yapılacak olan çok basit, Sayın Cumhurbaşkanımızın konuşma yapacağı meydana gidip onu dinlemekten ibaret. Getirilmek istenen sistemle ilgili de naçizane bir iki kelam etmek isterim. Bir olsun birlik olsun derler, bizce de bir’de birlik ikide ise ikilik yani ihtilaf vardır. Birde birlik, dirlik, huzur, ikide ise ihtilaf, lüzumsuz tartışma, boşa geçen zaman. Allah birdir, vatan birdir, bayrak birdir ve dahi lider de bir olmalıdır. Geçmişe kısa bir yolculuk yaptığımızda hem Türk kültürün de hem de İslam kültürün de baş birdir, amma istişare esastır. Bölgemizin, İslam Aleminin ve cihanın huzuru devletimizin bekasına bağlıdır Bu beka da bir’de ve birlik’tedir. Rabbim birliğimizi dirliğimizi bozmak isteyenlere fırsat vermesin.