Üç noktalı, insanlık dışı varlıklar, dünkü yazımda da ifade ettiğim gibi tam bir şerefsizlik örneği  göstererek, masum vatandaşlarımızı hedef aldı. Öyle ki, anasının karnında ki yavrucaklar bile can verdi. Son birkaç yıldır, devam eden terör olaylarının arkasında herkes biliyor ki, 7 düvel var ve bunları bir araya getiren sebep ise, büyük Türkiye düşmanlığı… Bu güçlerin tıpkı ahtapot gibi, kolları her yeri ulaşıyor ancak kafası basmıyor. Son terör olayında, PKK Rusya’nın maşası olmuşa benziyor. Daha arkasında ise İngiltere ve İsrail olduğunu düşünüyorum… Yazar Bülent Erandaç, 4 Mart 2016 tarihli yazısında derin tezgahla ilgili olarak; "Üst Akıl" uyumaz. Tatil yapmaz. Taşeronlarını boş bırakmaz. Meydana gelen hiçbir şey tesadüfen olmaz. Gelişen duruma göre taktikler belirlenir. Tezgahlar arka arkaya kurulur. Son olaylara topluca bakarsak, ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılacaktır…” Bu girişten sonra yedi maddelik kaos planını yazmış, 7. Maddede şu değerlendirmeyi yapıyor; “Kontrollu kaos planına uygun, 21 Mart Nevruz-PKK, 31 Mayıs Taksim-Gezi kalkışmalarına zemin hazırlıyorlar….Bahar'da Türkiye karışacak" hayali içindeler. Olup bitenler karşısında üst aklı bu kadarının kesmediği anlaşılıyor. Sürülmüş tarladan çok daha bol mahsûl almayı kafasına koyan bu güçler, şimdi yeni tarlalara yönelmiş görünüyor. Newyork-Londra-Berlin-Telaviv şatolarında kurgulanan planları taşeronları eliyle devreye sokan yerli odaklar, kendilerini çok akıllı sanıyor… Yine çok yanılacaklar.Hüsrana uğrayacaklar. Aziz Milletin karşısında kar gibi eriyecekler. Kimsenin şüphesi olmasın... Türkiyemizin 21'inci yüzyıl yürüyüşünü asla durduramayacaklar.” SOKAKTAKİ İNSAN HERŞEYİN FARKINDA Bu kendince derin tezgah kurduğunu sanan ancak yuha ilişkiler ağında boğulup gidecek olan güçler, insanımızın artık bilinçlendiğini galiba hesaba katmıyor. Dün çarşıda, şöyle bir gezindim. Vatandaşlar ne konuşuyor, kulak kabarttım. İnanın işportacılarda bile, şu bizim yazdığımız konular biliniyor. Belki üst akıl, gnostik akıl gibi teknik tabirler kullanmıyorlar ya da asimetrik savaşları da bilmiyorlar ama bildikleri bir şey var. Türkiye’nin dünü ile bugününü kıyaslayıp, güçlenen Türkiye’nin düşmanlarının bu işi yaptığını söylüyorlar. “ Dün bir milyon dolara muhtaçtık, bu gün artık ülkem dev projelere imza atıyor, farkındayım…” diyor Bir başkası, Türkiye bu günlerde Kurtuluş Savaşı veriyor, oyun kuranların Allah oyunlarını başına çevirsin diye beddua ediyor. Bir bayan, bu gavur işi, müslüman böyle yapmaz! Diyerek kendi kanaatini belirtirken aslında hepside gerçeklerin altını çiziyorlar… BİZ DOĞRU ÇİZGİDEN AYRILMAZ İSEK Türkiye’nin Allah önünü açmıştır, Maraş tabiri ile ‘yürü kulum’ diyor. Bilirsiniz, Yaratan mülkünü istediğine verir, istediğinden alır. Buna görmüş olacaklar ki, oyun üstünü oyun kuruyorlar. Gelecek yüz yılı okuyanlar, üç büyük süper gücün ortaya çıkacağını, bunlardan birisininde Türkiye olacağını belirtiyorlar. Onlar demese de basiretli insanlar, meselenin farkında. Onlar umutlu, umutsuzluk bizim dinimizde yok diyorlar.Bakın Mehmet Akif’imiz; yıllar önce bize nasıl sesleniyor. “Evler tünek olmuş, ötüyor bir sürü baykuş... Sesler de: 'Vatan tehlikedeymiş... Batıyormuş! ' Lâkin, hani, milyonları örten şu yığından, Tek kol da yapışsam demiyor bir taraftan! Sâhipsiz olan memleketin batması haktır; sen sahip olursan batmayacaktır!” Feryâdı bırak, kendine gel, çünkü zaman dar...  Uğraş ki: telâfi edecek bunca zarar var.  Feryâd ile kurtulması me'mûl ise haykır!  Yok, yok! Hele azmindeki zincirleri bir kır! Akif’in bu şiiri ile  aslında çözümü de ortaya koyuyor; Olay bu ye’se düşmek yok, zincirleri kırmak var, umutsuzluk yok, çünkü zafer er geç İslam’ın olacaktır. İşin özü, kalpler samimi ise korkacak hiçbir şey yok. Yarın bizimdir. Akif’imiz “"Allah'a dayan, saye sarıl, hikmete ram ol,Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol.” Diyor, sahi var mı başka yol? Kalın sağlıcakla.