Yol arkadaşlarımızla 16 Temmuz’da da Milli İrade Yürüyüşlerine destek vermek ise yola çıktık. Doğrusu ikinci gün katılımın zayıf olması bizleri üzdü, Sevgili Dostum Eğitimci Yazar İbrahim Gülsu ile bir kenara oturup, kendi yazdığı “Aziz Millete Sesleniş” isimli bildiriyi yorumladık. Hocam,
15 Temmuz hadisesinin 1071’den beri “ŞARK MESELESİ” adıyla Avrupa’nın ve uzantıların gündeminde olduğunu.
Anadolu’da yaşamanın güç ve bedel istediğini vurgulayarak; “ Güçlü olmak, her alanda kendin ve kendimize yeterli olmak gerektiğinin altını çizdi. Halkımızın 15 Temmuz’da tüm düşmanların tuzaklarına rağmen, bu coğrafyada yaşama azmini koruduğunu, bin yıldır devam eden hak/batıl mücadelesinin son halkısını kazandığını. 1800 yıllardan başlayan ehli sünnet omurgayı yok etmek isteyenlere gerekli cevabı verdiğini ifade etti ve bundan sonra “ Kur’an’dan ilhamımızı alıp, asrın idrakine söyletmek gerektiğini söyledi. Eyvallah.
İşte mesele bu, yolumuza ilimle devam edip, Kur’an’ı iyi anlamak ve Kur’an-i bir hayat yaşamamızdır asıl olan! MEMUR SEN BASIN AÇIKLAMASI Sonra eve geldim, e postalara baktım. Üyesi olduğum Eğitim Bir Sen’in basın açıklamasını dikkatle okudum. Deniyor ki; “Darbe girişimi sonucu 250 kahraman kardeşimiz şehit, 2 bin 193 kardeşimiz de gazi oldu.
15 Temmuz bize iki şey hatırlatıyor; Birincisi; FETÖ’cü ihanet. İkincisi; kahramanca direniş, vatana sadakat, şehadet ve yeniden diriliş. İhaneti de sadakati de unutmayacağız ve unutturmayacağız. Çünkü GAFLETE uyuyan NETE uyanır! 15 Temmuz bir şehadet geçididir. Çanakkale’nin kınalı kuzularının, Kafkasların, Sarıkamışların, Yemenlerin hikâyesidir. 15 Temmuz bir şehadet şölenidir! 15 Temmuz bir diriliş gecesidir! 15 Temmuz bir iman manifestosudur! 15 Temmuz’u unutmayacağız, unutturmayacağız! Maalesef üzerinden bir yıl geçmesine rağmen belli kesimlerin hala
15 Temmuz ihanetinin boyutunun idrakinde olmadığını görüyoruz. Darbe başarılı olsaydı 16 Temmuz sabahı nasıl bir felakete uyanacaklarının farkında değiller. Hiçbir insani, İslamî, ahlaki değer taşımayan bu Bâtınî sapkın örgütlenmenin yapabileceği kötülükler tasavvur ve muhayyilemizi aşar. Darbe başarılı olsaydı Eski Türkiye’nin FETÖ'cü modifikasyonuna uyanacaktık. Darbe geçekleşseydi Türkiye bu darbenin arkasındaki üst aklın oyuncağı haline gelecek, ekonomik olarak da bir sömürü ve yağma ülkesine dönüşecekti. 13 yılda dişimizle tırnağımızla elde ettiğimiz haklarımız elimizden alınacaktı. Darbe girişimi başarılı olsaydı, muhacirler sığınacak bir yurt bulamayacak, mazlumlar kendilerine uzanan yardım elini kaybedecekti.
GENÇLERİN İDRAKİNE DOĞRU SUNMAK GEREK İşte bu gerçeklerin farkında olan milletin sadık evlatları o gece
“Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım” diyerek bir insan seline dönüştüler ve zulmün tankını topunu uçağını bombasını ezip geçtiler. Bu nedenle darbe ve işgal girişiminin başarılı olmasını canları pahasına önleyen şehitlerimize ve gazilerimize bir vatan borçlu olduğumuzu unutmayalım. Unutmayalım ki; onlar bu millete bu vatanı yeniden hediye ettiler.” Evet, gerek İbrahim Gülsu kardeşimizin bildirisi ve gerekse Eğitim Bir Sen’in basın açıklamasında iki ortak nokta vardı. Bu darbeyi FETÖ değil, KÜRESEL AKIL planladı, FETÖ sadece tetikçilik yaptı. Şahsen Üst Akıl ile ilgili enaz 20 makale yazdım. Üst akıl siyonizmdir. Amacı bölgede büyük İsrail’i kurmaktır. Bunun için bölgede 4 sözde Kürt devleti kuracaklar, sonra İsrail’e çalışacaklar. Tek engel Türkiye olduğu içinde, bu girişim yapıdı. İşte ihaneti gençliğin idrakine doğru sunmak gerek. Ahtapot kılıklı ve her yerde istediği renge bürünen bu yapıyı, öyle şenliklerle, konvoylarla şova dönük anmak yerine, sempozyumlarla, bildirilerle, sinamasını, tiyatrosunu, kitabını yazarak v.s anlatmak, oyun bozan değil, oyunu kuran bir gençlik yetiştirmek gerek. Bu bağlamda TRT'ye teşekkür ediyorum. 15 Temmuz'un Anatomisi belgesel yapmış. Yine Anadolu Ajansı, TGRT ve diğer emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Kalın sağlıcakla.