"Her elini sıkana dost, her canını sıkanadüşman olma."

Diriliş dizisi, yayına girdiği ilk günden itibarenizleyici rekorları kırmaya devam ediyor. Her Çarşamba, erkekli, kadınlı, hattaçocuklar bile televizyonun karşısına geçiyor, bu diziyi izliyor. Hattaağlayanlar, ihanet karşısında küfredenler olduğunu biliyorum. Sizinanlayacağınız Anadolu halkı bu dizinin tam müptelası oldu desek yanlış olmaz.

Oysa bu bir film, nede olsa gerçek değil. Ancak,senaryosu tarihimizden alındığı için, her fikirdeki insan kendini buluyor budizide.

Dizinin en ilgi çeken yönü ise yaşanan ihanetler. Tabi bumillet Anadolu’da yaşamanın bir bedel istediğini bilir.

Bu dizide bana göre müthiş bir algı var bu aldı pozitifdiye düşünüyorum. Diziyi izleyen herkesimden insan, bugünü de düşünüyor. Dün ile bugünü kıyaslıyor ve içdüşmanın, dış düşmandan bin beter olduğunu söylüyor.

Ancak tarihi gerçekleri biliyoruz. Bu millet asil! “Vatanı, milleti ve devleti, ailesi vehayatını dizayn eden Allah ile bağını canlı tutan, dinini korumak için şehitolmayı fazilet sayar ve her zaman yeniden doğacağını bilir.

Kendine göre değerleri vardır. Yüce davası için canvermeyi şeref bilir, vatan, din, at, avrat ve silah onun için kutsaldeğerleridir ve şehitlik de şereftir!   

 

AT /AVRAT-SİLAH

Yazar Ömer Kaya kardeşimiz geçtiğimiz hafta zannederimdört bölümden oluşan; “ At-avrat-silah” başlıklı bir yazı kaleme aldı.Yazısında; “ Bu üçlemesiyle bu milleti iç içe geçen vatan-din-devlet üçlemesiniyeniden güncelleyerek tanımlaması” gerek diyor ve ekliyor:  

Türk milletini tekrar bilimin, teknolojinin, askerliğin,finansın, hukukun, bilişimin, astronominin, diplomasinin, yönetim bilimlerinin,estetik ve insani cesaretin zirvelerine taşıyacak girişimleri yapmalı.  

“At” bağlamında dünya gerçeklerini kavrama ve anlama,“Avrat” bağlamında ailenin yeniden en sağlam dayanak noktamız olarak inşaedilmesi ve “Silah” kapsamında çağdaş milletleri geride bırakacak bilimlerledonanmış olmak için tüm hazırlıklarımızı yapma zamanıdır.

Dünyanın yeni bir evreye girdiği şu zaman dilimindeyapılabilecek en önemli iş, moral değerlerimizi yeniden elden geçirerekgüncellemek ve zamanın gerektirdiği kavramlarla yeni bir ruh vermektir.

 

ASLI-HU/NESLİ HU!

Bugün İslam olsun olmasın tüm mağdurların yardımına koşanTürk devleti ve milleti, 1923’te tüm dünyaya nasıl örnek olduysa bugün deinsanlığın haysiyetini kurtaracak ve insana “insan” olma vasfını tekrar iadeedecek konumdadır ve bu konuda çok önemli aşamalar kat etmiştir. Bu bağlamdahepimize ilk düşen görev, iç ve dış politika yaparken partisel mülahazalardanmümkün olduğu kadar sıyrılarak milli ve evrensel bir siyaseti, diplomasiyi,etiği ve insani değerleri ortaya koymak, dünyanın gıpta edeceği seviyeyi inşaetmektir.  Bunun yolu da ortaya ciddiprojeler, yeni fikirler, stratejiler, ekonomik ve finansal yaklaşımlar veürünler, bilimsel araştırma ve keşifler, icatlar ve gerçekten rafine akıl ürünüsiyasi yöntemler bulabilmekten geçmektedir. Bunun için zemin de ailemizin,milletimizin, devletimizin, Allah’tan başkasından yardım istemeyecek ilahi birasaletle teçhiz edilmesidir. Unutulmamalıdırki ilahi asalete sahip değilseniz bireysel asalet ve değeriniz de yoktur. At-avrat-silah üçlemesi çok asil birkültür, tarih, etik, hak, adalet, temizlik ve Allah bilincinin çarpıcı birformülüdür. Vatan-din-devlet yani millet formülü de ailemize, milletimize,coğrafyamıza, tarihe ve insanlığa ve tabii ki Allah’a karşı sorumluluğumuzuhatırlatan en önemli değerler manzumesidir. Türk milletini tarihin yıldızıyapan bu değerlerimizin yeniden ihyası ile yeni bir medeniyeti inşa edebiliriz.”

Tabi bu ülkümüz için, insana yatırım yapmak gerek.

İş dönüp dolaşıp, şuurlu yetişmiş insan gücüne gelipdayanıyor. Yeni bir nesil, bu asımın nesli olsa gerek. Akif’imiz öyle diyor;   “Asım’ın nesli... Diyordum ya... Nesilmişgerçek. İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek…” Diyeceğim şu ki, bu millethiç ölmedi, belki narkozlandı diyebiliriz. Bu nedenle, dirilmek ölüler içinkullanıldığına göre, biz yeni bir dizide buluşmamız gerekiyor. O dizi iseAsımın Nesli olmalı.

Kalın sağlıcakla.