Toplumun temel taşı nedir? Diye sorsak, çoğumuz aile diye cevap veririz. Ancak bu temel ciddi manada sarsıntı geçiriyor. Dikkat etmek gerek, batılı kapitalist toplumların hatalarını bizde yapmaya başladık... Bu konuyu neden seçtim? Birkaç gün önce, iki çifti evlendirelim istedik, evlenmemeleri içinde bana göre hiçbir engel yoktu. Fakat, gençlerin evlenmekten kaçındığını gördüm. Hatta bir tanesi; “ Ben çevreme bakıyorum, mutlu aile göremediğim için evlenmeyi düşünmüyorum! Deyince, cevap verecek mecalim kalmadı. Oysa Efendimiz, evliliği tavsiye ediyor…. Diğerine sordum, o da evlenmek istediğini ancak, kız evinin maddi açıdan çok şey istemesinden dolayı bu güne kadar bekledim, şeklinde cevap verdi. Yani, gençler evlenmek istemiyor. Çünkü önlerine madde konuluyor. Evlenenler ise, en küçük bir sorunda boşanmak için mahkemeye gidiyor. Buradan hareketle gençlerin
evlilik değerlerinin değişmiş diye bende bir kanaat oluştu. Açalım biraz. Gazeteciliğe başladığım ilk yıllarda, boşanma oranları ilimizde çok düşüktü, hatta ilçelerimizde yok denecek kadar azdı. Sonra yıllar geçtikçe boşanma oranları arttı, doğrusu kendim de bu konuda yazmak istemedim, çünkü ben yazdıkça, boşanmalar artıyor zannettim. Aslında öyle değilmiş. Meğer, toplumumuzun eskiden bağlı olduğu milli ve manevi değerleri değişmiş. Birde boşandıktan sonra çocuklar hiç hesaba katılmıyor galiba. Oysa dağılmış aile çocukları bu gün ülkenin en büyük sorunu. Gidin okullarda rehber öğretmenlere sorun,
çocuklar aradığı sevgiyi bulamayınca, hırçınlaşıyor ve bir çok sorunu birlikte yaşanıyor…
HAKEMLİK MÜESSESİ İŞLETİLMELİ Evet, gençler artık kaderci değil, maneviyattan çok maddiyatı düşünüyorlar. Zengin mi? Yakışıklı mı? Makamı yüksek mi? Tamam. Oysa Efendimiz(sav), öncelikle evleneceğiniz insanın
imanına bakın sonra
ailesine dikkat edin, buyurur. Öyle ya atalar ne demiş? ‘otu çek köküne bak, anasına bak kızını al!’ Özetle, evlilik değerleri değişmiş. Bunun için madde devam ettiği sürece evlilik devam ediyor, yoksa bitiriliyor. Çocuk mu? Dedim ya onu kimse düşünmüyor. Halbuki, evliliğin gayesi, topluma faydalı bireyler yetiştirmekti… Biz gelelim, şu hakemlik müessesesine. Kur’an da Rabbimiz, eşlerin arasına düzeltmek üzere, iki tarafında hakemliğine baş vurulsun istiyor. Evet, boşanma bir ruhsattır. Ancak, son çare olarak düşünülmesi gerekiyor. Bundan önce, mutlaka iki tarafta aklı başında hakemlerle sorunu çözme yoluna gitmeli. Şunu ifade etmek istiyorum,yuvalarımızı yıkmayalım. Çünkü yıkılan yuvanın yerine yenisi yapmak çok zor! Yani gelen gidenden daha iyi olacak mı? Ama şunu da ifade edeyim, boşanmak da bir çözüm, baktınız olmuyor boşanırsınız. Ama siz yinede çocuklarınızı düşünün. Son söz, bir ardaşam bana dedi ki, dişini ihmal et ama eşini ihmal etme! Tefekkür et, ne demek istediğini anlarsın. Kalın sağlıcakla.