Hepimizin öğretmenleri ile özel hatıraları vardır.Şahsen, disiplin noktasında taviz vermeyen öğretmenlerin daha başarılıolduğunu, bizim üzerimizde ciddi katkıları olduğunu düşünenlerdenim. Ancak,disiplin edeceğim diye de haksız dayaklara da maruz kaldığımız oldu. Oöğretmenlerimize de hakkımızı yine de helal ederiz, ancak yaptığının doğruolmadığını da her fırsattı dillendiririz. Mesela Galip Ç. Diye bir Türkçeöğretmenimiz vardı. Defterlerimizi ciltlememizi istedi, işin doğrusu babamdanpara alamadığım için, defterimi gazete kağıdı ile çiltlemek zorunda kaldım.Ertesi gün, öyle bir tokat yedim ki, unutamam. Oysa bana neden ciltlemediğimisorsaydım, inanıyorum ki o tokadı atmasına gerek kalmayacaktı….
Geçtiğimiz günlerde, Fatih Sultan Mehmet ile Hocası Akşemseddinarasında geçen, bir hikayeyi sizlerle paylaşmıştım. Fatih’in çocukluğu eleavuca sığmaz, biraz da galibe padişahçocuğu olduğu için pek disiplin kurallarına uymayan biri olduğu için, 2. Muratile hocası anlaşır ve hoca, babayı da döverek çocuğun güvendiği dallara karyağdırırlar…
Bu gün de Fatih’in ikinci hocası Molla Gürani ileilişkilerini sizlerle paylaşıp, sonra da konuyu bağlayalım inşallah!
ÇOCUK, ÖĞRETMENİNE SAYGI GÖSTERMELİ
Ahmet Anapalı, Pazar günü bu konuda bir yazı kaleme aldı.Tarihin o günkü yapraklarında yazıldığına göre; “Molla Gürani'nin Fatih iletanışması ise, o daha Edirne'de ve sancağa çıkmadığı süre içerisindegerçekleşti. Şehzade Mehmed'in okumaya başlama yaşı gelmiş olmasına rağmendersler aksatıyor tembellik yapıyordu. 2. Murad'a yakın olan ulema MollaGürani'yi hocası olması için tavsiye ettiler.
Zira Molla Gürani, uzun boylu heybetli ve sert tabiatlıbir kişi olmakla beraber taviz vermez birisi olarak kendisini tanıtmıştı. 2.Murad da Molla Gürani'nin Şehzade Mehmed'e ders vermesine ikna oldu. AncakMolla Gürani de 2. Murad'da eğer şehzade sözünü dinlemezse onu dövmek için izinistedi. 2. Murad da Molla Gürani'ye eti senin kemiği benim deyip her türlütasarruf için izin verdi.
Şehzade Mehmed, Molla Gürani'yi elinde sopa ile görünceonunla ne yapacaksın diye sordu. Molla Gürani'de eğer dersi iyi dinlemezseŞehzade dahi olsa kendisini döveceğini söyledi. Şehzade Mehmed bunu duyuncagüldü. Bu, Şehzade Mehmed'in Molla Gürani'nin karşısında son gülüşü oldu. ZiraMolla Gürani bunun üzerine elindeki sopa ile şehzade Mehmed'i öyle bir dövdüki; Mehmed o günden sonra bir daha dersleri aksatmadı.
Şehzade Mehmet, 1451'de ikinci defa padişah olunca ölümü1481'e kadar hocası Molla Gürani ile inişli çıkışlı ilişkileri oldu. MollaGürani, Fatih'in en zor zamanlar geçirdiği İstanbul'un fethi arifesinde veyıllarında en büyük desteği verdi. Çoğunlukta olan ulema, Şehrin fethine sıcakbakmamasına rağmen Molla Gürani, şehrin fethedilmesi için manevi olarak hertürlü desteği verdi.
Molla Gürani ve Fatih'in arası Karamani Mehmet Paşa'nınvezir olması ile açıldı ve veziriazam olduğu 1477 tarihinden sonra bu ilişkiartık kopma noktasına geldi. Çünkü, Nişancı olan Karamani Mehmed Paşa ile FatihSultan Mehmet bu tarihten itibaren meşhur Kanunnameyi hazırlamaya başladılar…”
Hikâye devam ediyor ancak ben burada konuyu toparlamakiçin keseyim.
SUÇ VE CEZA
Öğretmen ile öğrencisi arasındaki ilişkiler, sevgi vesaygı dengesinde olur. Zira çocuklar çoğu zaman, fırsat bulduğunda şımarıklık,yaramazlık, kendi ispat adına kuralsızlık gösterirler. Tabi göstermeyen,kurallara uyan çok değerli öğrencilerde vardır. Sözümüz, bu yavrularımızadeğildir elbette. Bir çocuk, öğretmeni ve ebeveyni dışında kimsenin eliniöpmez. Nedeni, her ikisinin de çocuk üzerinde büyük hakları vardır. Anne vebaba hakkını anlatmaya gerek yok, öğretmenin hakkı ise terbiyeci ve öğretenolmasından dolayıdır. Bu nedenle yavrularımız, öğretmenlerine saygı göstermeli.Göstermeyenlere de suç ve ceza orantısı gözeterek, gerekli ceza verilmelidir.Peki nedir bu ceza, nasıl olmalıdır?