Ülkesini,bayrağını, insanlarını seven bir insan olarak, yakın ve uzak çevremindertleriyle dertleniyorum.
Enbüyük derdim tabi ki nefsim, ancak benim derdim sadece ‘ben’ değil, ‘bizim’derdimiz, yani tüm İslam dünyasında akan kan, gözyaşı, cehalet, acılar v.s
Peki,bu sıkıntılardan nasıl kurtulacağız? Kendi bireysel derdim aslında bana yetiyorama kardeşlerimin dertleriyle de ilgilenmem gerekiyor. Zira benim derdim,sizin; sizin derdiniz benimdir. Çünkü, Müslümanlar bir vücudun organlarımisalinde olduğu gibi, yaralarımız ortak!
Tabiyüce kitabımızın ortak dertlerimize ilacına bir bakalım; aslında önce teşhiskoyup, sonra ilaç vermek gerek.(acizane)
Teşhis, dinimizin özündenuzaklaşmamız, sonucu cehaletle ortaya çıkan problemler.
Çözümise, “Hak gelir, batıl zail olur!(İsra 81)
Açalım mı?
Kur’an ne diyor? Oku ve ilim yap diyor. Peki bu emrin hakkınıverdik mi? Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında kitap okuma oranlarınabakın, ne demek istediğimizi anlarsınız. Aslında okumakta çözüm değil(bilmekdenbahsediyorum) mesele sadece okumak, bilgili olmak değil, acaba ilmimizle ameledebiliyor muyuz?
HAKVE BATIL KARŞILAŞTIRMASI
Peki Hak nedir? Hak; herhangi bir varlığın,kanunî veya ahlakî gerekçelerle, sahip olması veya yapabilmesi olağan şeyler.Batıl ise, bilimsel gerçeklere dayanmayan sonuçlar ve yargılar. Geçmişteedinilen bilgileri yanlış veya eksik yorumlayarak genel yargılara ulaşmaktır.Bu sözlük tanımlamasının üstünde İslam’ın hak ve batıl tanımlamasına girmek istemiyorum.Çünkü o ayrı bir makale konusu…
Şimdisorularımızı yöneltilim. Ekonomide hak var mı? Peki yönetimde, ilimde,paylaşımda, emekte hak var mı? Varsa ne kadar haklarımızı savunuyoruz ya dabiliyor muyuz? Ya yeryüzünde hak var mı, hayır hayır kesinlikle yok. Kuvvetinüstün olduğu bir dünya nizamında siz nasıl haklardan bahsedebilirsiniz?
34’üncü İSEDAK toplantısında İslam ülkelerindeki sıkıntılarhakkında çok önemli şeyler söylendi. "Filistin'den Suriye'ye Yemen'e kadaryaşanan olayların arkasında büyük savaşın ardından yapılan dizayn vardır. Bugünmilyonlar aç, açık yaşıyorsa, bunun sorumlusunu farklı yerlerde aramaya gerekyok. Sorumlusu biziz, yaniMüslümanlar,"
Neysedevam edelim.
Amaumutsuz da değiliz çünkü, geçmişte Hak hakim olmuş, gelecekte de olacak diyorbüyüklerimiz, işte bu müjdeler umutlandırıyor bizi. Peki nasıl
ÇÖZÜM
Aynı toplantıda denildi ki; “BM şimdiki yapısı ile adaleti sağlayamıyor.Çünkü dünya 5’ten büyük. Gelin birlik olalım…
Müslümanlar olarak yapmamız gerekenlervar. Maziden, tarihten ilham alarak, aydınlık geleceği gerçekleştirmeliyiz.Gönüllerimize yeni hudutlar, yeni duvarlar örmemeliyiz. Bizi birbirimizekırdıranların oyunlarına gelmemeliyiz….” Yani birlik olmalıyız deniyor. Sonrakendi paramızla ticaret anlaşmaları yapalım….”
Sonuç olarak, doğrular yaşanmadanyanlışlardan kurtulamayız. Doğru bizim için bir tanedir. Fatiha Suresi bunuapaçık belirtir. Allah katında tek din İslam’dır. Dolayası ile her Müslümanemredildiği gibi dost doğru olmalı. Başka çaremiz yok.
Eskiden, “Ey Türk titre vekendine dön!” diye bir slogan vardı. İster Türk ol, ister Arap biz Müslümanlarinandığımız gibi yaşamayı bilmek durumundayız.
Peki bu olur mu? Dua edeceğizdönmek için. Aslında zor da değil! Çünkü, Rabbim herşeyi kolaylaştırandır.
Adalet bu işin temelidir, nefislemücadeleden başlayıp, yeryüzünde iyiliği yaymak için uğraşacağız, tabi ki bunuyakından uzağa yapmak durumundayız.
Haydi bugün Cuma, namazlabaşlayalım dirilişe…
Kalın sağlıcakla.