Yıllar önce oğlum ile birlikte Ceyhan Nehri kıyısınabalık avlamaya gitmiştim. Su kenarında avlanma yasağı olduğunu dair gördüğümbir levha dikkatimden kaçmadı. Zafer ozaman ilkokulu gidiyordu, ancak duyarlı bir çocuktu. Birlikte yazıyıokuduğumuzda, ne yapacağımız şaşırmıştık!
Spor olsun, temiz hava alalım diye çıktığımız buyolculuğun başlamadın bittiğini düşünen Zafer: “ Baba hadi eve dönelim! Çünküyasak var, yasak da yarın bitiyormuş, sonra tekrar geliriz” dedi.
Bunun üzerine ona dedim ki: “Nasıl olsa, balıktutamayacağız, gel iki olta atalım, tutarsak da bırakırız. Dedim ya mesele sporolsun…”
Bunun üzerine, oltalarımızı hazırladık. Güneş, batmaküzereydi. Bulutlar güneşi kapatmıştı. Ancak, simsiyah bir bulut sanki banakızıyormuş gibi bakıyor, şekilden şekle giriyordu.
İnanın ürperdim…
Fakat aldırmadım, oltaları yine attık. O da ne! Çokgeçmemişti ki, hiç beklemediğim kadar büyük bir balık yakalamıştım.
Zafer, bu manzarakarşısında büyük bir sevinç çığlığı atıverdi, çünkü o güne kadar ilk defa balıktutuyorduk.
Balık çırpınıp duruyordu, ne yapacağımı bilemedim. Oğlum ile göz göze geldik. Birkaç defa balığısuya atmak istedik babam, vazgeçer gibi oldu...
Benin içimi bir korku sarmıştı, yaptığımız yanlıştı.Babama tekrar baktım, o da zannederim anlamıştı.
Oğlum bana tekrar yasağı hatırlattı.
Sonra balığı suya bıraktık.
Çok sevinmişti.
Eee can bu!
Nasıl sevinmesin ki, can çok tatlıydı…
Oğlum : “ Baba, doğrusunu yaptık dedi.
Babam bana bakarak: “ Bak yavrum, bugüne kadar sana hepdürüst ve doğru olman gerektiğini, kanunlara ve adetlerimize bağlı kalmanıöğütlemiştim. Eğer, bu balığı tutup, yasağı delseydim. Sana öğretileriminanlamı kalmayacaktı.
Büyükler çocuklara örnek olmalı ki, çocuklar da onları modelalmalı. Birimiz yanlış yaptığında, diğeri doğru da ısrar etmeli.
İnşallah, hepdoğruyu seçeriz!
Nasıl olsa, daha çok balık tutarız, tutamazsak daparasıyla alırız.
Babam haklıydı, zaten bende öyle istemiştim. Ancak birazbalığı sevseydim iyi olurdu diye söylendim…
HAYAT DEVAM EDİYOR
Aradan yıllar geçti, Zafer artık büyümüş, iş adamı olmuştu. Aradan geçen yıllar onu hiçdeğiştirmemişti.
Onun işini doğru yapması, etrafı ile barışık alması,adaletten yana olması, insanları savundukları değerlere göre desteklemesi, tümşehir halkının dikkatini çekiyordu…
Bir gün kendisine bir gazeteci gelip, başarısının, hikâyesinianlatmasını istediğinde: “Babamın öğretisini tekrar ettim, yıllarca unutamadım,ne zaman bir yanlış yapacak olsam, onun bu öğretilerini hep zihnimde tutup,hayatımın prensipleri haline getirdim.
Hayatım boyunca yanlış yapmamaya çalıştım, babam banaoğlum, bir konuda karar vereceğin zaman, hep doğruyu seç, çünkü herkesseçiminin sonuçlarını alır!
Sizin anlayacağınız hayat tercihlerinizin bir sonucudur.
Hepimiz bazen doğru ile yanlış arasında kalırız. Hanibilirsiniz, bir nalıncı keseri hikayesi vardır, bizde menfaatlerimizi ön planaçıkartıp, ‘hep ben’ dememeliyiz. Karşıdaki insanların, hatta canlılarındahaklarını korumamız gerekiyor….
Dikkat edin, din güzel davranışların bütünüdür. Bunedenle bir Müslüman olarak bizlerde örnek aldığımız Efendimizin(sav)gösterdiği doğru yolda yürümeliyiz.
Evet, hikayemiz böyle, zannederim ana fikri üzerindedurmaya da gerek yok. Bu bir denemeydi, umarım beğenmişsinizdir.
Kalın sağlıcakla