Yazmak tıpkı okumak gibi ibadettir ama hayırlı şeyler yazmak gerek! Çtnküinancımıza göre iyiliği tavsiye etip, kötülükten uzaklaştırmak gerekiyor…
Yine değerelerimize göre, insanın sadece nefsini kurtarmak için gayretgöstermesi yeterli değil, aynı zamanda çevresine de faydalı olması gerekiyor. Nitekim,Asır Suresi’nde sabırla insanlara iyiliği tavsiye ediniz buyrulur…
Öyle ki her insan gördüğü yanlışlığı eliyle düzetmeli,düzeltemiyorsa enazından yanlışlıklar karşısında buğz etmek durumundadır. Birde, “Haksızlıkkarşısında susmamak gerekiyor!
Biliyoruz ki, kimi zaman susmak da ibadettir. Çünkü her doğru heryerdesöylenmemeli. Neden mi? Kimi kişiler, söylediğiniz sözün ağırlığı altındakalabilir. İsyan eder, hakaret yiyebilirsiniz. Bediüzzüman bunun için; “ Söylediğin herşey doğru olsun ama herdoğruyu her yerde söyleme!” der.
Şunu söylemek istiyorum, insanokumadan yazamaz, yazsa bile kadük fikirler ortaya koyar, yazan ve hatipolanlar da dinleyicilerine ve okuyucusunı hayra yönlendirmesi gerekiyor.İş olsun, torba dolsun! Cinsinden bir yazı, zihinlere tesir etmez, hattaokuyucunun zamanını aldığı için belki kul hakkı bile doğar.
HAYAT FUKARASI GENÇLİK
Geçenlerde gençlerin sorunlarına değinmişti. Bu günyine devam edeceğim. Yazılarını devamlı okuduğum D.Ali Taşçı bir yazısındakendi gençlik yılları ile bugünün gençliğini kıyaslarken şöyle diyor: “Hayatıngerçeklerine dokunamadan büyüyen bir gençlikle, gerçeğin bizzat içinde yaşayanbir gençlik bir olabilir mi?
Acıyı tatmayan onu ne bilsin? Yanlarında insanlarölse, kendi keyfini niçin bozsun da ona acısın? Zaten acıma hissi hayatınbizzat içinde yaşayarak gelişen bir duygu, oysa bunlar hayatı yaşamıyorlar kiacı nedir bilsinler. Kıymet ve vefa bilmeyen, “dünya yansa bir bağ otluğuyanmayan”… nesiller, geçmişte bizim yaşadıklarımızı masal kitaplarında okusalarinanmazlar!”
Şimdi yazıma konu olan kısmın altını çiziyorum. “Yeni neslin eğitilmesi için bazımahrumiyetleri yaşaması gerekmektedir. Yemekten bile zevk alamıyorlar; çünkükarınları boşalmadan zoraki yiyorlar. Geçmişle ilgileri kesik ve zatenilgilenmiyorlar. Manevi dünyaları bomboş, böyle bir dünyadan haberleri yok.Soğuk- sıcak nedir tatmamışlar. Hayatın zorluklarıyla hiç yüzleşmemişler. Böyleolunca da kadir kıymet nedir, vefa, saygı, acıma duygusu (merhamet) nedirbilmiyorlar. Empati kuramıyorlar; çünkü hayatın merkezini yalnız kendileri işgaletmektedir.
Hayattaher şey zıddıyla vardır. Bu çocuklarımız hayatın zorluklarını tatmamışlardırki, onu tanısınlar ve ona göre hareket etsinler. Hayat fukarası bunlar!”
GENÇLERE DOKUNMAK
Taşçı’nın bu tespitlerine çoğumuz katılırız, ancak, Abdulhakim Erenhocamla, geçtiğimiz hafta bu bağlamda sohpet ederken, dediki dün ile bugünü kıyaslarken; “ Bensenin yaşındayken…” diye başlayan konuşmalarda gençliğe bazen haksızlıkediyoruz. Çünkü, her dönemin gençliğini kendi zamanı içinde değerlendirmekdoğrudur! Bizim zamanımızda ki imkanlarve şartlar hatta yetişme tarzımız farklıydı, şimdiki gençlik farklı. Babalarımızıneğitim anlayışı farklı, biz farklı bakıyoruz hadiselere. Biz evet yokluklariçinde büyüdük ama şuan gençlik varlık içinde büyüdü, teknolojik imkanlarfarklı onlara haksızlıkda yapmamak gerekiyor. Her dönemin gençliğini, kendizamanında değerlendirmek gerek! Bunun için doğru değerler verilmeli…” demişti. Bugörüşe de katılıyorum. Peki ne yapmak gerek? Yani gençliğin negatif davranışlarınagözmü yumalım?
Evet, dünün gençliği ile bugünün gençliği çok farklı.Ama biz büyükler şimdionlara yokluk mu yaşatalım. Sokaklarda ezilsinler diye simit mi sattıralım? Buda olabilir ancak, siz getirin bizim çocukluğumuzdaki yokluk yıllarını, getirebilirmisiniz? Hayır!
Fakat, çocuklarını bu bağlamda hayat dersi vererek yetiştiren aileler var.Başarılı da olmuşlar. Fakat onlar da ezildiklerini, diğer çocuklar gibiçocukluklarını yaşayamadıklarını söylüyorlar.
Şunu söylemek istiyorum. Doğruzamanda, doğru insanlarla bize uygun doğru ve milli bir sistem kurarak bunu başarabiliriz.Eğitimde teoriyle-pratik bir olursabu işi hallederiz diye düşünüyorum.
Şimdi, gözler eğitimde yeni sisteme çevrildi, bir milyon öğretmenin fikrialınıyor, bu kadar insan yanılmayacak ve eğitimin sorunları da çözülecektir. Kalınsağlıcakla…