Sosyal medyada Kahramanmaraş ile ilgili yaptığı tarih, doğa, arkeoloji paylaşımları ve alan çalışmaları nedeniyle büyük ilgi gören, profesyonel tur rehberi adayı İlker Benli, Dulkadiroğlu ve Osmanlı Devleti Döneminde Tarihi Maraş Çarşıları’nı yazdı.
Sarayaltı Çarşısı
Maraş Dulkadiroğlu Beyliği döneminde sosyo-ekonomik açıdan gelişmiş bir şehir konumunda bulunuyordu. Zira şehirlerin zenginlik ölçüsü olan ‘Bedesten’in’ de içinde olduğu çarşı kompleksi bunu kanıtlıyordu. Bu bedesten “Eski Bedesten” veya “Yukarı Bedesten” diye adlandırılmakta ve Çarşıbaşı mıntıkasında bulunmaktaydı. Bu bedesteni çevreleyen bir de çarşı bulunmaktaydı. Bu çarşı Beyliğin merkezi olan Sarayaltı bölgesinden başlıyordu. Osmanlı Devleti’nin şehri bünyesine katmasıyla birlikte şehirdeki canlılık artmıştı. Osmanlı Devleti döneminde iktisadi açıdan canlılığın artmasıyla birlikte şehrin canlılığını arttıracak ihtiyaçları karşılanacağı yeni yapılar yapılar yapılmıştır. Bu dönemde kapalı çarşı, bedesten, kapalı çarşı ve bedestene açılan arastalar, ticaretle uğraşanların ve seyyahların konaklayacağı hanlar ve bunları sosyal olarak destekleyen ekonomik açıdan getirisi olan hamamlar inşa edilmiştir.
Taş Han
Bilindiği üzere çarşılar güvenlik açısından kaleye yakın konumlanırlar. Çarşının konumlanışı ise “Ulu Camii” veya “Bedesten” etrafında şekillenir. Zira Ulu Camii halkın toplanma yeri ve bir meydan statüsünde olurken diğer tarafta bedesten ise değerli malları içinde barındırması ve şehirlerarası ticaretin merkezi olması sebebiyle çarşının kalbi konumundadırlar. Bedesteni takip eden bir “Uzunçarşı” da buluna bilmektedir. Bu Uzunçarşılar üstü açık veya kapalı olabilmektedirler. Bu çarşılar açılan belirli iş kollarında hizmet veren esnaf ve zanaatkarların işletmeleri bulunmaktaydı. Bu meslek dallarının oluşturduğu sokaklar ise “arasta” adı verilmekte ve çarşının bir numunesi olmaktadır.
Saraçhane Çarşısı (Suk-i Sultani)
Kahramanmaraş’ta ki Tarihi Ticaret Alanı’nda iki bedesten etrafında şekillendiği görülmektedir. Bu iki bedestenin eski adıyla Farsça bir tamlama olan “Suk-i Maraş” yani “Maraş Çarşısı” yeni adıyla “Belediye Çarşısı” olan bir “Uzun Çarşı” ile şehrin merkezi ulu camiye bağlanmaktadır. Bu çarşıya “Mazmanlar Çarşısı”, “Saraçhane Çarşısı” gibi arastalar bağlanmaktaydı. Klasik Osmanlı Çarşısı formunda görülen bedestenlerin ve Ulu Camisinin han ve hamam gibi ticaretin destekleyici unsurları olan tüccarların ihtiyaçlarının karşılandığı sosyal donatılar, Maraş çarşısında da kendini göstermektedir. “Aşağı Bedesten” ve Ulu camiine giden yolda “Taşhan”, “Hışır Han” ve “Katip Han” ile Marmara Hamamı adı ile bilinen hamamın varlığı bu düşünceyi doğrular niteliktedir. “Eski Bedesten” etrafında ise “Tuz Hanı”, “Bıçakçılar Hanı” ile “Tüfekçiler Hamamı” görmekteyiz.Bedestenler o beldenin uluslararası bir ticaret merkezi olduğunu gösterir.
Maraş’ta 2. bedestenin olması şehrin ekonomik açıdan çok gelişmiş ve çok önemli olduğunu da gösterir. Dolayısıyla Maraş’ı bu şehirler arasında görmekteyiz.Bu iki bedesten etrafındaki sosyal donatılarla bir ticari cazibe merkezi olmuşlardır. Belediye Çarşısı ile şehrin merkezi olan Ulu camisine bağlamışlardır. Ulu camii çarşı ve bedestenleri Osmanlı çarşı ticaretinde klasik olarak görülen güvenlik sebebiyle kaleye yakın olma anlayışını Maraş’ta da görmekteyiz.
Ulu camiinin çevresinde konumlanan Kapalıçarşı (Kavaflar, Bezirganlar, Köşkerler), Alacacılar, Bedesten, Belediye Çarşısı, Bakırcılar Çarşısı, Taşhan, Saraçlar, Semerciler, Demirciler, Mazmanlar, Kazazlar Çarşısından oluşan çarşı kompleksi (Maraş Tarihi Ticaret Alanı) Anadolu’nun en eski ve en büyük çarşılarından biri olarak yaklaşık 600 yıldır şehirekonomisine önemli katkı sunmaya devam etmektedir.
Bıçakçılar çarşısı-Çarşıbaşı
Bakırcılar çarşısı
Maraş çarşısı (eski belediye çarşısı)