Dünkü yazımda, dün ile günümüz karşılaştırmasını yapıp,tekrar değerlerimize sarılmamız gerektiğini yazmıştım.

Özgün bir yazıydı, öylesi içimden gelerek yazmıştım kiçok olumlu tepkiler aldım. Şimdi bugün de yine dünden(geçmişimizden) kesitlersunup, bugüne ışık tutmak istedim. Bu defa biraz akademik olacak.

Dün dedimse Osmanlı Döneminden bahsettim. Çünkü o döneminsosyal ve kültürel hayatından almamız gerekenler var.

Osmanlı benimokuduğum kadar, cihad ruhu ile devletin temellerini atmış, küffar ile mücadeleederken, devlet ilim ve adalet ile güçlenmiş( bu iki unsur daim olmalı ki)doğrukurulan bize uygun bir sistem ile büyümüş, sonrası ise biliyorsunuz….

Atalarımız komşu hakkından tutunda hayvan haklarınavarana kadar bir takım değerler ortaya koymuş, mesela esnaflarımız bu bağlamdadoğru ticarette zirve yapmışlar. Açalım, bir araştırmacı bu konuda şöyle der: “Osmanlı Devletinde köyde yaşayan halk; tarım ve hayvancılıkla, şehir vekasabada oturanlar sanat ve ticaretle, uğraşırlardı. Osmanlı Devleti’ndeesnaflar, esnaf ile hükümet ilişkilerini düzenleyen.  Lonca adı verilen teşkilatlara üye idi. Heresnaf kendi çalışma alanıyla ilgili bir loncaya üye olarak koruma ve denetimaltına girerdi. Osmanlı şehirlerinde ekonomik hayatın temeli durumunda olanloncaların dışında esnaflık ve zanaatkarlık yapmak mümkün değildi.

 

O KÜLTÜR DEVAM EDİYOR

Şimdi o günler ile bugünleri karşılaştırdığımızda çokönemli farklılıklar görürsünüz. Bunlardan birini kısaca anlatayım. Loncalar odönemde mesleki eğitime önem vermişler, kaliteye önem vermişler, esnaflahükümet arasında ilişkilere aracılık yapmışlar. Esnaflar arası sorunlarıçözmüşler v.s.

Bugün bu görevi Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliğiyürütüyor.

Dostum Hulusi Özger’den dinlemiştim.  Kayseri’de bir alacak meseleleri vardır. Borçödenmez, tabi devreye Kayserinin ileri gelenleri aracılık yapar ve hem esnafadestek olurlar hem de alacaklıya. Özger merak eder, bu yardımlaşma ruhu neredengelir diye, ona Loncaları anlatırlar. 

Şunu söyleyeceğim, mesleki eğitim önemli. Peki Osmanlı damesleki eğitim nasıldı. Birkaç kelamda ondan bahsedelim.

“Müslümanlar ile diğer dinlere mensup olan halk arasındaayrım yapılmamıştır. Osmanlı ülkesinde gayrimüslimler diledikleri işlerdeçalışırlar, ibadetlerini serbestçe yaparlar, kendi dillerine ve dinlerine göreeğitim görürlerdi. Bütün halk aynı huzur, güven ve varlık ortamını paylaşarakbarış içinde beraberce yaşarlardı. Gayrimüslimler askere alınmamış, bununyerine askerlik yapabilecek erkekler devlete cizye adıyla vergi ödemişlerdir.Ticaret hayatında sürekli ve istikrarlı bir faaliyet gösteren gayrimüslimlerzenginliklerini artırmışlar ve Osmanlı ülkesinde ticari hayata hakimolmuşlardır.

 

BİLİM-KÜLTÜR VE SANAT

Bu arada biraz da eğitimden bahsedelim; “Osmanlı’da eğitimöğretim medreselerde yapılıyordu. İlk medrese Orhan Bey döneminde kuruldu. Dahasonra; Sahn-ı Seman ve Sahn-ı Süleymaniye medresesi açılmıştır. Medreselerdensonra en önemli okul ise; Enderun mektebidir. Devlet memuru, idareci, komutanve sanatkar yetiştirmek amacıyla kurulan saray okuluna Enderun denilmiştir. İlkdefa II. Murat tarafından Edirne sarayında kurulan bu okul, bazı düzenlemeleryapılarak ve ismi değiştirilerek 1910 yılına kadar devam ettirilmiştir.Devletin resmi dili Türkçe’dir. Yazı dili Osmanlıca’dır. Mimaride ise; Selçukluve Bizans’tan etkilenilmiştir. Dini yönden sakıncalı olduğu için resim veheykelcilik yasaklanmıştır. Bunun yerine; minyatür sanatı ve yazı sanatlarıgelişmiştir.”

Osmanlı da okuyup yazanlar ayrı bir kıymet ifade ederler,ilim teşvik edilmiştir. Alimler baş tacı olmuştur. Keza aynı şeyi sanatkarlarve zenakarlar içinde söylemek mümkün.

Diyeceğim şuki, biz büyük bir milletiz(kadim diyorlar), tarihten gelen sorumluluklarımızvar. Küfür dün olduğu gibi bugünde bizimle çok uğraşıyor,  kendilerine benzetmek , değiştirmek,aslımızdan uzaklaştırmak için oyun üstüne oyun kuruyorlar. Şu günlerde daha daartmış görünüyor.

Biz de inadına, kültürümüze inancımıza uygun bir yaşımınmücadelesini verip, cihad ruhumuzu diri tutup, daha fazla bilime sarılmamızgerekiyor.  Zira özgünden kopanlar, kururgiderler… Kalın sağlıcakla.