Dünyayı şoke eden milyonlarca insanı ev hapsine mahkum eden virüsü öncelikle tanıyalım. Virüsler, sadece canlı hücreleri enfekte edebilen ve böylece replike olabilen mikroskobik enfeksiyon etkenidir. Virüsler; hayvanlardan ve bitkilerden, bakterilerin ve arkelerin de içinde bulunduğu mikroorganizmalara kadar her türlü canlı şekillerine bulaşabilirler.
Virüs DNA veya RNA Nükleotidi ve bunu çevreleyen protein kılıfından ibaret elektron mikroskopla görülebilen en küçük canlılardan biridir. Virüs parçacıkları sarmal (helikal), kübik veya karmaşık (kompleks) morfolojilerde olabilmektedirler. Virionlar ışık mikroskobuyla görülemeyecek kadar küçük yapıdadırlar. Ortalama bir virion ortalama bir bakterinin yüzde biri büyüklüğündedir. Virüslerle kimyasal mücadele şansı da yok sadece aşı ile koruyucu tedbir geliştirilebilmektedir. Oysa diğer mikroorganizmalara karşı (Fungus, Bakteri vb.) kimyasallar mevcut.
Virüsler özellikle hayvanlardan insanlara solunum ve temas yoluyla geçer insanlar arasında da hava, temas yoluyla çok hızlı yayılabilir. Corona Virüs vakası 31 Aralık 2019’da sebebi tespit edilemeyen bir zatürre vakasının DSÖ’ye bildirilmesi ile salgın dünya gündemine geldi. Dünyaca saygın bilimsel dergi Lancet’te yayınlanan bir makalede hastaların önemli bir kısmının Çin’in Wuhan şehrindeki deniz ürünleri toptan pazarına temas hikayesinin olduğu ifade edildi. Bu pazar aynı zamanda yabani hayvanların da canlı olarak satıldığı bir pazar. Hasta kişilerin temas hikayesi alındığında ise pazara ilk temasın 10 Aralık 2019’ta olduğu tespit edildi.
Dünya ülkeleri Çin’de görülen bu virüsü pek umursamadılar, bu Çinlilerin sorunu diyerek ölüm haberlerine odaklandılar. Çok kısa sürede virüs insan faktörüyle dünya çapına yayıldı ve binlerce insan öldü. Oysa ülke olarak bu virüse karşı garantina tedbirlerini uygulasalardı, koruyucu tedbirleri alsalardı sonuç bugünkü kadar ağır olamayacaktı.
Bugün itibariyle ABD 56.358, İtalya 26.649, İspanya 23.579, Fransa 22.340, İngiltere 20.738, Belçika 6.490, Almanya 5.354, Çin 4.632 ve Türkiye 2900 kişi kayıpla dünya olarak bu tedbirsizliğin bedelini ödüyoruz. Tabi ki bu ölüm rakamları belki 10-20 katına çıkacaktır. Dünya ülkelerinden kendilerini en gelişmiş gören, en uygar, en temiz ve üstün gören ülkeler bugün bu pandemi karşısında acze düşen ülkeler olduğunu gördük. Türkiye bu ülkeler içerisinde en tedbirli, bilinçli ve ölüm oranı en az olan ülkeler arasında yer almıştır. Yine bu gelişmiş ülkelerin sağlık sektörünün ne kadar yetersiz kaldıklarını en basitinden maske, eldiven ihtiyaçların karşılanmasında bile sınıfta kaldıklarına dünya ülkeleri şahit olmuştur. Dünyada Corona virüs pandemisi yaşanırken bir çok gerçekler gün ışığına çıkmıştır. Hem devlet olarak hem vatandaş olarak Türkler dünyaya örnek olmuştur. Dünya Türkleri gıpta ile izlemiştir. O gelişmiş ülkeler vatandaşların en basit maske ve eldiven ihtiyacın karşılanmasında yetersiz ve beceriksiz kalmıştır. Türkiye başta ABD, İngiltere olmak üzere bize hasım olan İsrail ve Ermenistana bile dezenfektan madde, koruyucu madde konularında yardım elini uzatmıştır. Diğer ülkeler vatandaşlarını yurt dışında ilgisiz bırakırken Türkiye yüzlerce ülkeden vatandaşlarını Türkiyeye getirmiştir. Diğer ülkelerin sağlık sektörü çok yetersiz kalırken Türkiye’nin sağlık sektörü her yönüyle örnek teşkil etmiştir.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) bu Viral hastalığı Pandemi olarak dünyaya ilan ettiğinde ülkeler bulaşma yollarında keskin kararlar alarak insan hareketliliğini kısıtlama başta olmak üzere tam izolasyon, maske ve eldiven kullanımı, hijyen gibi koruyucu tedbirleri ilk başta alsaydı bugün başta Avrupa ülkeleri olmak üzere bir çok ülkede ölüm oranları böyle yüksek olmazdı. Umarım insanlık bu musibetten dersini almıştır.
Dünya insanları bu viral hastalık karşısında adeta jet lag olmuştur. İnsanların biyolojik saatleri, ruh sağlığı, sosyolojisi altüst olmuştur. İnsanların özelliklede çocuklar ve yaşlılar bu virüs karşısında en çok zorlanan kesim olmuştur. Elbette dünyada bu pandemi ilk değil yüzyıllardır insanlık bu tür pandemileri yaşamıştır ve yaşamaya da devam edecektir.
DSÖ daha önce AIDS dahil birçok hastalığı pandemi olarak ilan etmişti. Peki tarih boyunca insanlığı etkilediği bilinen pandemiler hangileri?
1-ANTONİNE VEBASI
165 yılında başlayan bu salgın veba olarak nitelendirilse de hastalığın çiçek ya da kızamık olduğu değerlendirmiş. Anadolu, Mısır, Yunanistan ve İtalya’da etkili olan salgın Roma askerleri tarafından bölgeden bölgeye taşındı. Salgın 5 milyondan fazla insanı öldürürken Roma ordusunu da neredeyse yok etti.
2-JUSTİNİAN VEBASI
Kara Ölüm Ortaçağ’ın sonunda geldi ancak çağın ilk dönemlerine başka bir veba salgını damga vurdu. 541 yılında başlayan Justinian Vebası salgını Bizans İmparatorluğunu etkisi altına aldı ve Akdeniz kıyısındaki diğer bölgelerde de etkisini gösterdi. 542 yılına gelindiğinde 25 milyon insanı öldürmüştür.
3-KARA ÖLÜM
14. yüzyıla damgasını vuran olaylardan veba salgını kara ölüm olarak adlandırılıyor. 1346’dan 1353’e kadar etkili olan salgının ne kadar insanı öldürdüğü tam olarak bilinmiyor. Tarihçiler sayısının en az 75 milyon olduğunu ifade etse de rakamı 200 milyon insana kadar çıkartan araştırmacılar da var.
4. KOLERA SALGINI
1852-1860 yılları arasına denk gelen 3. Kolera salgını yedi salgın arasından en öldürücü olanı olarak nitelendirilmiş. 8 yıldan uzun süre dünyayı etkisi altına alan bu salgın da Hindistan’da ortaya çıktı.
5-1889-1890 GRİP SALGNI
Asya gribi ya da Rus gribi olarak da bilinen bu salgın yine influenza kaynaklı. 1889’da Buhara, Canada ve Grönland’da neredeyse aynı anda görüldü. Şehirleşmeye başlamış alanlarda etkili olan salgın dünya genelinde bir milyondan fazla insanı öldürdü.
6-KOLERA SALGINI
Kolera 19. ve 20. yüzyıllarda en fazla can alan hastalıkların başında geliyor. 1800’lerin başından itibaren dünya üzerinde farklı farklı kolera salgınları yaşandı. Osmanlı da bu salgınlardan etkilenen ülkelerden biriydi. Hastalığın sadece Hindistan’da 800 binden fazla insanı öldürdüğü düşünülüyor. Birçok salgından farklı olarak koleranın kaynağı virüs değil vibrio cholerae adı verilen bir bakteridir.
7-İSPANYOL GRİBİ (1918-1920)
Birinci Dünya Savaşı’nın son yılında H1N1 olarak sınıflandırılan influenza pandemisi tüm dünyayı kasıp kavuruyordu. Yaklaşık 500 milyon insanın yaklaşık üç yıl süren salgından etkilendiği düşünülüyor. İspanyol gribi olarak da bilinen salgınde ölü sayısı net olarak bilinmiyor. Corona virüsten farklı olarak sağlıklı genç bireyleri de etkileyen bu salgının 20 ila 50 milyon arasında insanı öldürdüğü tahmin ediliyor.
8-1956-1958 ASYA GRİBİ
1968 salgınından 12 yıl önce influenza virüsü yine dünya genelinde etkisini gösteriyordu. Bu sefer H2N2 olarak adlandırılan versiyonu Çin’de ortaya çıktı ve 1958 yılına kadar salgın devam etti. Hastalığın kaç kişi öldürdüğü tam olarak bilinmese de DSÖ verilerine göre yaklaşık 2 milyon insan hayatını kaybetti.
9-1968 GRİP SALGINI
Solunum yolunu etkileyen tek grip salgını corona virüs değil. Influenza virüsü halk arasında grip olarak bilinen virüs türüdür. 1968 yılında bu hastalığın mutasyona uğramış versiyonu H3N2 bir milyon insanı öldüren bir salgına dönüştü. Yüzde beş ölüm oranına sahip olan bu virüs Hong Kong nüfusunun yüzde 15’inin ölümüne neden oldu. Filipinler, Hindistan, Avustralya, Avrupa ve ABD’de salgından etkilenen diğer ülkeler oldu.
10-HIV/AIDS
Edinilmiş bağışıklık eksikliği sendromu ya da genel olarak bilinen kısaltmasıyla AIDS halen dünyada aktif haldeki pandemi salgınlarının başında geliyor. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre ilk kez 1976 yılında karşılaşılan hastalık 1981’den bu yana en az 31 milyon can aldı.
Her yıl 1,6 milyon insan AIDS nedeniyle hayatını kaybediyor. Hastalık 2005-2012 yılları arasında zirve yapmıştı.
Ülkelerin bildirdiği ölüm oranlarında gerçeği yansıtmadığı geçmişten gelen bir alışkanlık olsa gerek.
- yaşanan pandemilere bakılırsa bu pandeminin de uzun süreceği yazın sıcak aylarında ölüm oranların düşeceği insanların bilinci artarak bu virüse karşı immun sistemininde güçleneceği tahmin edilmektedir.