Birincisi, Allah’ın kudret kalemiyle yazılan bir kitap görünümündedir. İmtihana tabi tutulan insanların bu kitabı okuyarak Allah’ı tanımaları, ona kulluk etmeleri gerekir. Çünkü, her eserin bir müessiri, her sanatın bir sanatkârı, her kitabın bir yazarı olduğu gibi, şu kâinat kitabının da bir yazarı, şu hârika sanat tablolarının da bir sanatkârı, şu muhteşem eserlerin de bir sahibi vardır ki, Yüce Yaratıcı'dır. İkinci yüzü: Ahiret için mahsulatın ekildiği bir tarla, amellerin yazıldığı bir defter, imtihanın yapıldığı bir salon hükmündedir. Enbiya suresindeki ayetin verdiği mesaj dünyanın bu iki yönüne dikkat çekmeye yöneliktir. Bu pencereden bakıldığında ayetin mesajını şöyle anlamak gerekir: “Bu dünya ciddi bir okuldur, bir mekteptir, bir üniversitedir... Sakın tembellik edip de imtihanı kaybetmeyin. İmtihan çok ciddidir, ilave bir bütünleme sınavı da asla söz konusu değildir...” Dünyanın üçüncü yüzü ise,onun fani, geçici bir han olmasından kaynaklanmaktadır. Enam suresinin ayeti, dünyanın bu konumuna dikkat çekmekte ve insanların buna kanmamasını istemektedir. Çünkü, dünyanın bu yönü nefsânî, heva ve hevese bakan bir oyun ve eğlence yeri olarak boy göstermektedir. Allah’a, ahirete giden yolları tıkayan ve dolayısıyla gayr-ı ciddi insanların oyuncağı olan bir eğlence merkezi hükmündedir. Gerçekten bu yönüyle şu dünya hayatı bir anlık bir lezzetten ibarettir. Öyle gaddardır ki, bir lezzet verse bin elem takar çektirir, bir üzüm yedirse yüz tokat vurur. Herkes bu açıdan hayatına bakarsa görür ki, şu geçen hayat bir uykudur, bir rüya gibi geçmiş, geri kalan ömür ise bir rüzgâr gibi uçar gider.