Dünyada bir tek çocuk mutsuz olduğu sürece, büyük icatlar ve ilerlemeler yoktur. "Albert Einstein 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutladık. Kutladık ama dünya çocukları hiç de mutlu değiller! Çünkü her gün binlerce çocuk savaşlar, açlık ve yokluk nedeni ile can veriyor. Bu acı görüntüler nedeni ile insan ister istemiz, dünyanın idaresini büyüklerden alıp, çocuklara verelim istiyor… Çocuklar saftır, temizliği ve günahsızlığı temsil ederler. Bu nedenle bizler sabi deriz onlara. Kin, kötülük yoktur onların dünyasında. Keşke dünyayı idare edenler büyümeseydi de saf kalsaydı, bakın o zaman dünya ne de yaşanabilir olurdu! Görüyoruz ki kimi insanlar büyüdükçe, küçülüyor… Galiba diyorum insan yaşlandıkça, sevgiden uzaklaşıyor. Nefret, büyüdükçe büyüyor kimi, ‘büyüklerde!’ Hırs, doyumsuzluk ve bir damla petrol, sonrası bombalar ve kan. SEVGİ Mİ NEFRET Mİ? Ben çocukken, çocuk gibi konuşur, çocuk gibi düşünür, çocuk gibi akıl yürütürdüm… Büyüyüp adam olduğumda, çocuksu yönlerimi bir kenara bıraktım… Ve şimdi şu üçü kalıyor; sadakat , ümit ve sevgi… Ama bunların en önemlisi sevgidir. Peki nefreti nereye koyacağız? “Dünyanın bir tarafında insanlar açlıktan ölürken, bazı yerlerde obezitenin yoğunlaşması; dünyamızın önemli bir kısmında yoğun bir şekilde sefalet, yoksulluk yaşanırken dünya nüfusunun yüzde 1’lik bile olmayabilecek küçük bir kesiminin bu yoksulluğun, sefaletin, kul hakkı yemenin sorumlusu olarak sefa sürmesi; bu zulüm karşısında susanlar, kendine yer açmak için nefretten güç toplayanlar ve bu yüzden çıkan savaşlar vs. Evet, sevginin beslemesi, güçlenmesi nefrete göre çok daha zor, meşakkatli ve güç bir süreç içeriyor. Sevgi aynen insanlara verilen emeğin bir benzeri gibi büyüyor. Emek harcanıyor, doğuyor ve büyütülüyor. Sabır gerektiriyor, emek içeriyor. Hiç kolay değil. Nefret ise mikroplar gibi, bölünerek çoğalıyor ve saniyeler içerisinde milyonlarca hücreye bulaşabiliyor. Sevgi sizin dokunmanız ve emeğinizle çoğalırken; nefret, besinini dedikodu gibi küçük görünebilen bir olaydan çok rahat alabiliyor. Nefret, içinde kini, taşkınlığı, saldırganlığı ve bütün şiddeti barındırırken; sevgi ise saldırmaktan daha zor olan korumaya, sahiplenmeye talip oluyor. Nefret vazgeçmeyi, en yüce değerleri bile savunmasız bırakıp yok etmeyi hedeflerken; sevgi, o değerler uğruna ölmeyi hedefliyor…” (Mete Yarar) ÇOCUK OLMAK “Bir vatan bırakın biz çocuklara Islanmış olmasın gözyaşlarıyla Bir dünya bırakın biz çocuklara Yazalım üstüne SEVGİLİ DÜNYA” Şair böyle sesleniyor, çocukların adına. Sesleniyor ama dinleyen yok. Zalim Esad’ın bombaları yetmiyormuş gibi, ABD ve Rusya uçakları da onlardan geri kalmıyor. Ölen Müslüman ya Dünya’dan çıt yok. Bu ne acayip dünya, insanlık bitmiş be! Öyle ya, sevginin yerine nefret almış ise, batsın bu dünya demeden kendimi alamıyorum… Kalın sağlıcakla.