Evimizde odalarımız var, mutfak, solun, yatak odası gibi,aslında bir de düşünme(tefekkür) odası olması gerekir.

Neden?

Alemlerin Efendisi, iki cihan güneşimiz, rehberimiz,önderimiz, klavuzumuz, Güllerin Efendisi siz ne derseniz deyin, onu bu seviyeulaştıran ilk yol düşünmesidir.

Efendimiz zaman zaman Hira Mağrasına çıkar, burada semayıve arzı seyreden, tefekküre dalarmış. İstersiniz bir gün sizde yapın, aya,yıldızlara, güneşe, bulutlara bakın, tonlarca ağırlığındaki bu büyük kütlelerinnasıl boşlukta durduklarını, düzenli ve bir hesap içinde uzaydaki yollarınadevam ettiklerini…

Diyeceğim şu ki, bir şeyi Allah için okumak(yani tefekküretmek) büyük ibadetlerinden biridir ve insanı Rabbine götürür.

 

GÜRÜNTÜDEN UZAK OLMALI

Düşünme daha doğrusu okumu odalarımız yalnız ve sessizolmalı. Günün belli bir saatinde o odaya geçip, merak ettiğiniz ya dasevdiğiniz konularda yazılmış kitapları okuyabilir, sohpetleridinleyebilirsiniz.

Aslında İslam dini cem olmaya önem vermiş, bir yolaçıktığınızda klavuz ya da lideriniz olması gerektiğini öğütlemiş ancak sizkendi yolunuzu kendinizde bulabilirsiniz. Hatta böyle daha zevkli oluyor.Çünkü, sebep ve sonuç ilişkisini basit de olsa kendiniz kurabiliyorsunuz…

Benim tanıdığım bir dostum var, Tömek’de bir küçük evyaptırmış kendisine, bağ evi,sade, bir sobası var, küçük bir kütüphane,çaydanlığı ve birde seccadesi…

Bir gün beraber gittik, orada yalnızlığın tadını nasılçıkarttığını gördüm. Küç sesleri içerisinde, çardağına kuruluyor. Okuduğukitaplardan çıkarttığı sonuçları, paylaşıyor, kitabın altını çizecer okuyor,sonra da yazıyor ya da bir sohbette dostlarla bunu paylaşıyor….

 

DÜNYA TELAŞINDAN UZAKLAŞMAK

Aslında her müminin dünya telaşı içinden sıyrılıp,tefekkür edebilmeli.

Beni kim yaratta?

Niçin yarattı?

Nerden gelip, nereye gidiyorum?

Allah(cc) esmaları burada okunmalı, onun yüceliğinianlama adına, kalplere zikir damlaları akıtmalı ki iman kalesi güçlensin.

İman kalesi dedimde, çok nazik. Yıllarca uğraşıp bir kaleyapıyorsunuz, bir günah taşı onu yıkıp, viraneye çeviriyor.

Sonra başlıyorsunuz tekrar o iman kalesini yapmaya, tabiyapabilirseniz.

Bu zikirler aklımızı ve dimağmızı diri ve dinç tutarken,kalbimizdeki lekeleri de alıp götürüyor.

Mesele, dünyanın bir an, alakanızı koparmaktır o kadar.

Ama bu öyle de kolay değil,  dünya yapışkan gibi, çekiyor kendine bizi….

Sonra lekeler oluşuyor kalplerde, damla damla nefis veşeytan el ele günah zehiri akıtıyor, kalemize…

Direnmek gerek, nefse.

Besmele ile şeytanı kovmalı, kovabilirsek..

Dedim ya, Efendimiz(sav) o mağrada tefekkür ederken,inanıyorum ki, çok gözyaşı dökmüştür.

Bizde evimizin bir kuytu köşesine çekilip(geceleritavsiye ediliyor, insanlar uykudayken) tefekkür etmeliyiz.

Daha önce yazmıştım, zikir hem ibadet, hem tefekkür, hemokumaktır…. Kısacası Allah için yapılan her şey zikirdir.

Şimdi bir de Düşünme(Zikir) Odası yapalım mı?

Mimarlar bilmem bu yazdığımı hesaba katarlar mı? Belkigülenler bile olmuştur, olsun bence düşünce odası bir ihtiyaç…

Hadi kalın sağlıcakla.