Bugünlerde müfredat değişikliği ile ilgili önemli haberler okuyoruz. İstedim ki gelişmeler hakkında eğitim severlerle bazı bilgileri paylaşayım. Ulusal basında yer alan haberleri kısaca özetleyeyim: “Millli Eğitim Bakanlığı, 1.5 yıldır sürdürdüğü müfredat çalışmalarında sona geldi. Bakanlık 3 aşamalı plan uygulayacak. Bunlar ders içeriğinin azaltılması, ders sayısının düşürülmesi ve kitap sayısının azaltılması ama önce müfredat sadeleştirilecek. İlk kitaplar ise 2017-2018 öğretim yılında öğrencilere dağıtılacak. MEB, Avrupa Birliği, OECD ülkeleri ile ABD ve Japonya müfredatlarını inceledi. Bu ülkelerdeki öğretim programları ve ders kitaplarının hazırlanma, geliştirme ve uygulanmasına yönelik inceleme ve araştırma yapılarak bir rapor hazırlandı. Müfredat değişikliğinde bu rapordan yararlanılacak. Öğretmenlerden müfredat ile ilgili gelen eleştirilerin başında “Öğrencilerin başka tür etkinliklere zaman ayıramaması, sosyal ve kültürel etkinliklere katılamaması ve erken saatlerde evden çıkıp geç saatlerde eve dönmeleri” ile ders içeriklerinin “ağır” olması geldi. Öğretmenler, “Lisans düzeyinde verilen ders içerikleri ortaokulda veriliyor” dedi. Başka eleştiri de bazı ders kitaplarındaki ayrıştırıcı, husumet oluşturucu, sınıfsal ayrım yapıcı ifadelerin yer alması oldu. MEB önce, haftalık 5 saat olan bazı derslerde, içerik sadeleşince 3 saate inecek. Aynı konuyu işleyen kitaplar birleştirilip tek ders altında okutulacak. Meslek liselerinde sektör temsilcileri ve işletme patronları da ders verebilecek. İlk etapta 40 dersin programı güncellenecek. Bunun için düzenlenmesi planlanan akademisyen ve uzmanların katıldığı 5 çatıştaydan 3’ü yapıldı. 40 dersten 18 dersin öğretim programı çalışmaları tamamlandı. Geriye kalan 22 dersin öğretim programı güncelleme ve geliştirme çalışmaları bu yıl bitecek. 2017’de MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı müfredat değişikliklerini planlayacak. 2018-2019 eğitim-öğretim yılında tüm kademelerde yeni müfredatla ders alınmasını sağlayacak.” KENDİMİZE ÖZGÜN OLMALI Müfredat değişimi ile ilgili çalışmaları bütün öğretmenler destekliyor. Bu konudaki görüşlerimi de daha önce ki bir yazımda ele almıştım. Demiştim ki özetle; “ En iyi eğitim sistemi bulunmaz, ancak ene yakın olabilir. Bunun için tarihi tecrübeden ve modern sistemlerden yararlanmak gerektiğini belirtmiştim. Biz halkının çoğunluğu müslüman olan bir ülkeyiz, büyük imparatorluklar kurmuşuz dolayası ile geçmiş birikimlerimiz var. Mesele medreseler incelenmeli. “ Medreseler Osmanlılar döneminde de eğitimin temeli olmuş, Osmanlı’ya uygun biçimsel gelişmeler göstermiştir. Ta ki 2. Mahmut dönemine kadar bu sistem etkili olmuş, medreselerde iki kanatlı kuşlar yetiştirilmiş. Maddi ve manevi ilimler birlikte götürülmüş. Burada hem akli, hem de nakli ilimler okutuluyordu. Nakli ilimler, islâm dinine ilişkin bilgilerdir. Bunlar; Kur’an, Tefsir, Hadis, Fıkıh ve Kelam’dı. Akli ilimler ise; bir yönüyle Allah’ın varlığını ve yüceliğinin delillerinden, diğer yönüyle dünya düzenini açıklayan bilimlerdir. Bunlar; Felsefe, Matematik, Astronomi, Fizik, Kimya, Biyoloji, Coğrafya gibi ilimlerdir. Medreselerin dışında, tekke, dergah, cami. lonca, sıbyan mektepleri, saray okulları ve konaklarda da eğitim yapılırdı. Sıbyan Meklepleri, Osmanlıda ilköğretim kurumları görevini yürütmüş. Mahalle temelli kurulduğu için mahalle mektebide denilmiş. 4-10 yaş arasında okula başlanmış. Ahlak eğitimi müslüman örf ve adetlerinin çocuklara yerleştirilmesi ve benimsetilmesi şeklinde verilirdi. Okulu başarıyla bitirmiş sayılmak için, Kuran’ı en az bir kez hatmetmek koşuldu. 1924’te Tevhid-i Tedrisat Kanunu çıkıncaya değin sıbyan mektepleri daha çok kırsal kesimde varlıklarını sürdürdü. Enderun devlet memuru, idareci, komutan ve sanatkar ye¬tiştirmek amacıyla kurulan bu saray okulu ilk olarak II. Murat zamanında kurulup, zamanla çeşitli değişikliklere uğramakla beraber Osmanlı Devleti’nin son zamanlarına kadar (1908) varlığını sürdüren bir saray okuludur. Enderun Mektebine Hıristiyan tebânın yetenekli çocukları alınırdı ki bu çocuklar akıllı ve zeki, kâbiliyetli ve de yakışıklı idiler. Devşirme sistemiyle toplanan bu çocuklar Enderun’da iyi bir müslüman, güvenilir ve nitelikli bir devlet adamı ve usta bir sanatkâr olarak yetiştirilirdi. Diyeceğim şu, yeniden eskiye dönelim demiyorum zaten mümkünde değil, ancak mesele insan ise yapılacak değişiklikler her yönü ile ela alınmalı ve sistem bize özgü olmalı. Taklitciliğin sonuç vermediğini gördük. Başkasının gömleği bize olmuyor. Ha bir şey daha, yönlendirme olmadan olmuyor. Eğitimde kervan yolda düzelmiyor… Kalın sağlıcakla.