Bir toplumu ayakta tutan en büyük güç, doğru eğitim almış,  yani yetişmiş insanlarıdır. Yazımın hemen başında söylemek istediğimi yazayım. Devletler veya toplumlar medeniyet kurmak, huzur içinde yaşamak, bir başka ifade ile cenneti iki dünyada da yaşamak istiyorlarsa, nesillerin eğitimine önem vermek zorundadırlar!

Bu bakış açısından yola çıktığımızda devletlerin, vatandaşlarına karşı vereceği en önemli hizmet eğitim olmalıdır. Çünkü eğitimli toplumlar, bilinçlidir ve bilinçli insanlar da gerek yaşadığı çevreye(kendisine, ailesine, komşusuna) ve gerekse devlete karşı görevlerini tam olarak yaparlar.

Atatürk “Yurdunu en çok seven görevini en iyi şekilde yapandır.” sözü bu bağlamda düşünülmelidir.

Konuyu açayım, hatta ilkokul çocuğunun anlayacağı hale getireyim, çünkü okuyucularım arasında artık ilkokul çocuklarının da olduğunu biliyorum. O yavrumuz önceki gün bana şu mesajı gönderdi: “

Hocam, siz sürekli insanı yazıyorsunuz, hatta çoğu zaman insan haklarından bahsediyorsunuz. Ancak kimi insanlarımız hep devletten birşeyler bekliyor, bazıları devlete hiç katkıda bulunmuyor. Bizim kitapta bakın ne yazıyor onlar için:

“Devletin yurttaşlarına karşı sorumlulukları olduğu gibi yurttaşların da devlete karşı sorumlulukları

vardır. Bu sorumluluklar kanunlara uymak, vergi vermek, seçimlere katılmak ve askerlik

yapmaktır. Bunun yanı sıra yurttaşların da birbirine karşı sorumlulukları vardır. Örneğin karşılıklı

hak ve özgürlüklerine saygılı olmak, yardımlaşma ve dayanışma içerisinde hareket etmek

bunlardan bazılarıdır. Bu sorumlulukları yerine getirmek kültürümüze katkı sağlar.

Demokrasi kültürünü benimsemiş toplumlarda “ aktif yurttaş olmak” önemlidir. Aktif yurttaş

üzerine düşen sorumlulukları yerine getirir ve hakkını arar. Kendi hakkını aramanın yanı sıra

başkalarının da hakkını gözetir ve onları cesaretlendirir. Aktif yurttaş eleştirel ve sorgulayıcıdır.

Çevresinde yaşanan olaylara karşı duyarlıdır.

Çocukların yetişkinlere göre yurttaşlık sorumlulukları farklıdır. İster yetişkin ister çocuk olalım, hepimizin diğer insanlar ve ülkemiz için yapabileceği şeyler vardır. Bunların başında yurdumuzu sevmek ve görevlerimizi en iyi şekilde yerine getirmek gelir…”

ALTI ÇİZİLECEK TESPİTLER

Dikkat buyurun! Aktif yurttaşın tanımı yapılırken, onların sorumlulukları bilmesinden bahsediliyor, vergi vermek, seçime katılmak, askerlik yapmak ve haklara riayet etmek gibi. Sonra eleştirel ve sorgulayıcı olması gerektiğini, en önemlisi de yurdunu yani vatanını sevmesinin zorunlu olduğu anlatılıyor.

Bu konuyu daha da açmam gerek. Bir defa aktif yurttaş üretir, beşikten mezara kadar ilim öğrenir, o ya okuyan yani öğrenen ya da öğretendir.

Aktif yurttaş emekli olmaz, olsa da çalışmasını sürdürür, en azından bir hayır kurumunda, vakıfta, dernekte hizmet eder..

Değerli dostlar bazen bir ilkokul çocuğundan bile öğreneceklerimiz olduğunu biliyorum. Esasen konunun merkezinde sorumluluklarımızı bilen insan tipi yetiştirmek olmalıdır. Yani eğitimli insan sorumluluklarını bilen insandır. O kendi yeteneklerini bilir, istidadını(doğuştan kendisine verilen gücü) tanır, sona da kendini geliştirir.

Bu yazıyı okuduktan sonra şöyle çevreme bir baktım, acaba kaçımız aktif yurttaşız diye kendi kendime düşündüm.

Bir çokları, ailede bir kişi çalışıyor, çoğu onun emeği üzerinden geçeniyor. Oysa evde otururken de üretmek mümkün!

Sonra okumuyoruzu ve araştırmıyoruz, yönlendirmeğe açığız, zihnimizi alıp götürüyor izlediklerimiz.

Oysa izleyen toplumlar dediğim gibi yönlendirilmeye meyilli topluluklar ki, onlar zihinlerini kiraya vermiş insanlardır.

Özetle biz öğretimden vazgeçip, eğitimli insanlar(doğru davranış sergileyin) insanlar yetiştirmeye başlamalıyız. Çocuğun bilgisine değil, davranışına not vermeliyiz…

Bu arada bir not düşeyim. Teravih Namazlarımızı bu yıl farklı camilerde kılıyoruz. Benim çevremde iki caminin imam hatiplerini kutlamak istiyorum. Birisi TANRIVERDİ diğeri ESAD COŞAN Camisi görevlileri. Her ikisinin görevlilerini tebrik ediyorum. Bunun içinde bu camiler dolup taşıyor. Peki kalın sağlıcakla.