Birçok yazımda erkekleri eleştiren yazılar yazmıştım.Kadınların hiç mi eleştirilecek yanı yok… Tabi ki var… Bu eleştiri kadınlariçin..

Kadınlar:evliliğin belli bir aşamasından sonra ilerleyen yaşlara gelince, birçok kadınkocasına çocuğuymuş gibi davranmaya başlıyor… Örneğin; yemeğini yedin mi? Eliniyıkadın mı? Bereni taktın mı? Terledin mi? Üşüdün mü? Geldin mi gittin mi? Vs..vs… vs… Ben bu duruma ‘’öğretmenhastalığı…’’ diyorum. Kadınların eşlerine öğretmenlik yapması gibi… ‘’ Öğretmenlersınıfta çocukları durmadan ikaz eder, dişlerinizi fırçaladınız mı?’’ diye uyarırveya azarlar ya… Tıpkı onun gibi… Sonuç: eşlerin birbirine davranışları farkınabile varmadan anne- çocuk ilişkisine dönüşüyor… Aslında evlilik diye bir şeykalmıyor… Yıkım orada başlıyor. Ömür ve gün tamamlamaca… Ölüp birbirinden kurtulmacayakadar devam ediyor…

Kadınlar…Eşlerinizin bir annesi var zaten… Siz eşlerinizin annesi değilsiniz…

Erkekler…Eşlerinizin bir babası var zaten… Siz eşlerinizin babası değilsiniz…

Sağlıklı evlilikler herkesin görev dağılımının tanımlandığısağlıklı yaklaşım ile sürdürülebilinir…

Biri: Birininseni sevip sevmediğini düşünerek hayatını harcama…..

Pkk: Pkk, Pyd’ yebirkaç cümle… Orman kibarları… Şiddetle, ölümle neyi inşa edeceksiniz?Kendinizi çok akıllı görüyor olabilirsiniz… Ölüm ile mezardan başka bir gelecekinşa edilemez… Bırakın silahları… Terk edin bu toprakları…

Baskı: Bir çocuğayapılabilecek en büyük kötülük baskı uygulamaktır… Şayet: pasifize olmuşkişiliksiz karaktersiz ezik bir çocuk yetiştirmek istiyorsak, baskı uygulayalım…Çünkü baskının getirisi budur…

Robin Sharma:İnsanlar sen istediğin kadar hayatındalar, göz yumduğun kadar dürüstler veonları affettiğin kadar iyiler…

Vicdan: kişiyikendi davranışları ile ilgili olarak bir yargıda bulunmaya yönelten, kişininkendi ahlak değerleri üzerinde dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasınısağlayan, kişiye doğruyu ve iyiyi yapma hükmünü de yükleyen içsel güç… İnsanlar… Her hangi olumsuz bir olaymeydana geldiğinde nedense kendilerini suçsuz görürler. Bütün suçukarşılarındakine atarak vicdan muhasebesinden kurtulurlar. Çünkü vicdanmuhasebesi yapmak herkesin harcı değildir… Suçu karşısındakine atmak en kolayyoldur en kolay olanıdır…

Çalışmak:Düşünmeyen- çalışmayan- üretmeyen- ömrünü uykuda geçiren, tembel insanlarısevmiyorum.. Başkalarına faydaları olmadığı gibi kendilerine de faydalarıyoktur. Açık ve net…

Sinirlenmek:Sinirlenip, bağırıp, çağırarak, sözlerinin tutulacağını, dinleneceğini,canlarının istediğini; istediklerini yaptırabileceklerini zannedenler; sadece ‘’ zeka geriliği yaşayanlardır…’’

Kapitalizm…Anamalcılık… Örneğin: Patronun karısı pahalı bir kürk manto ister.. Patronbu kürk mantoyu sermayesine dokunmadan, almak durumundadır. Ne yapacaktır?Muhtemelen ilk yapacağı iş, işçileri yarım saat daha fazla çalıştırıp, kürkmantonun parasını işçilerden çıkartacaktır…Kazanan her zaman kazanır…

Cüzdan Payı Kuralı: Müşterilerin,kalplerinden, akıllarından ve cüzdanlarından daha fazla pay kapmanın yollarınıgösteren, rehber niteliğinde yazılmış bir kitap… Cüzdan Payı Kuralı’ nın yardımıyla şirket yöneticileri, mevcutmetrikleriyle müşterilerinin markalarına ayırdıkları, harcama payı arasında bağkurabilecek ve uzun vadeli, sürdürülebilir büyümenin yollarını bulabilecekler…’’diyor…  Yani büyük şirketlerin daha fazlapara nasıl kazanabileceklerini, tüketicinin cebinden daha fazla payı - parayınasıl kapabileceklerini tarif eden bir kitap.. Koç Üniversitesi Yayınları…. Yazar: Timothy Kiningham

Hz. Ebu Bekir: Sizinyanınızda zayıf olanlar, haklarını alıncaya kadar benim yanımda güçlüdürler,yanınızda ki güçlülerde, onlar üzerinde ki haklarını alıncaya kadar, yanımdagüçsüzdürler.

Tolstoy: ‘’ Varlığıbir şey kazandırmayan insanların, yokluğu bir şey kaybettirmez… ‘’ Ne dersiniz!Gününüz sağlık ve başarılarla geçsin. Hoşça kalınız.

Semra Üstündağ