Yıllar önceydi, öğretmenime, kader ile ilgili bir soruyönetmiştim. O da bana; “ Doboğlu bu sorunun cevabını sana verebilirim. Ancaksen araştırırsan, yeni bir şeyler daha öğrenebilirsin” demişti.

Bu konuya neden girdim? 2005 yılında, Ulusal BilimlerAkademisi (NAS), How Students Learn (Öğrenciler Nasıl Öğrenir?) başlıklı birraporda, öğrenme süreci hakkında bildiğimiz her şeyi gözden geçirdi. 600sayfalık araştırmadan oluşan bu rapor, NAS'in etkili öğrenmenin anahtarı olaraktanımladığı tek bir kelimeyle sonuçlanır; “üst biliş”.

Peki, nedir bu üst biliş; “Üstbiliş (ya da düşünmehakkında düşünme) etkili öğrenmenin sırrı ve itici gücüdür, şeklindetanımlanıyor.

Öğrencilerinizin olabildiğince çok şey öğrenmeleriniistiyorsanız, üstbiliş oranını en üst düzeye çıkarmak istiyorsunuz demektir. Buoldukça basit bir denklemdir.

Deniyor ki; “ Başarılı olmak için, kendi düşünmesüreciniz hakkında olduğu kadar (Ben bunu nasıl öğrendim? Bunu daha önce nasılöğretmiştim? Neler işe yaramış, neler işe yaramamıştı? Sorularını kendimizesorup, öğrencilerimizle empati yapıp, onların ilgi ve istidatlarına göre onlaranasıl ve hangi metotlarını kullanabilirim? Sorusunu da kendimize sormamızgerekiyor.

Yani öğrencilerinizin düşünme süreçleri hakkında da(Neler biliyorlar? İlgilenmeye devam etmelerini sağlayacak olan nedir?) busoruların cevabını kendimiz bulmamız gerekiyor.

 

VELİLER İÇİN DE GEÇERLİ

Önceki akşam bir velimiz ziyaretimize geldi, çocuğununistediği başarıyı yakalayamadığını belirterek, şikayetçi oldu.

Kendisine; “ Siz okula gittiğinizdi başarılı mıydınız?Çocuğunuzdan istediğiniz çalışma sistemine siz uydunuz mu? Diye sordum, yokbende pek derslerimi yapmazdım şeklinde cevap verdi.

Şunu söylemek istiyorum, her öğrenci farklıdır önce bununbilinmesi gerek. İkincisi siz de çocuk ya da gençlik yıllarında çocuğunuzunyaptığı hataları yaptığınızı unutmayın.

Neyse konumuza dönelim.

Harvard'da Fizik Profesörü olan Mazur, dünyadaki eneğitimli lisans öğrencilerinden bazılarıyla birlikte çalışıyordu ama onun dafark ettiği gibi, öğrencilerin anlayış eksikliği gerçekten de şaşırtıcıydı.Mazur, öğrencilerini daha fazla düşünmeleri için zorlaması gerektiğine kararverdi ve onlardan, birbirlerine öğretmelerini istedi. Değişim şaşırtıcıydı. Akran etkileşimli eğitim yaklaşımı,o zamandan itibaren flipped learning (ters-yüz edilmiş sınıf) hareketinedönüştü. Araştırmalar da bu yaklaşımla, derslerin geleneksel şekilde işlendiğisınıflara göre daha iyi sonuçlar elde edildiğini gösterdi. Hiç şaşırtıcı değil!Sınıfı ters-yüz etmek, üstbiliş dengesinin öğrencilere doğru kaymasınısağlamıştır. Şimdi şu tespite dikkat edin; “Dünyanın en iyi öğretmenleri, öğretmekten aktif bir şekilde kaçınanöğretmenlerdir.”

 

SORUMLULUĞUAKTARMA

Bu tespiti yapan eğitimci kardeşimiz der ki; “Bu taktiğinkişisel düzeyde başarılı olduğuna tanık olduk. On yıl önce, tam zamanlı olaraköğretmenlik yapmaya başladığımızda, öğrencilerimize yardımcı olmak için herşeyi yaptık. Anladıklarından ve başarılı olduklarından emin olmak, bizimişimizdi. Kısa bir süre içinde,yardımcı olma isteğimizin tam olarak öğrencilerimize en çok zarar veren şeyolduğunu fark ettik. Onlar için her şeyi yapacağımızı biliyorlardı vekendileri için bir şeyler yapmayı bu yüzden bıraktılar. Sonunda, derslerimizibaşka bir şeye dönüştürdük. Bir öğrenci, herhangi bir şeyin nasıl yapıldığınısorduğunda, aptalı oynadık ve "Bilmiyorum. Belki de bakmamız lazım,"dedik. Öğrenci bunu araştırdı ve başka bir soru sordu ve biz de "Hımmm,ilginçmiş. Bunu nasıl öğrenebiliriz?" dedik. Öğrenci yine kitaba döndü.Böyle derslerle yeterince karşılaştıktan sonra, öğrencilerimiz cevapları bizesormakla uğraşmaktan vazgeçtiler; onları anlamaya itecek davranışları zatenbiliyorlardı.

Öğrencilerimizdeki bu değişimin şans eseri olupolmadığını merak ettiğimiz için, yavaş yavaş bilimsel yayınları incelemeyebaşladık ve resim hızla netleşti. Günümüzde öğrenciler inanılmaz kaynaklarasahipler ve diğer yandan tedirgin edici düzeyde beceri eksiklikleri var…”

Sonuç olarak şunu söylemek istiyorum, çocuklara öğrenmeyiöğretmen gerek. Bilginin insanı yücettiğini, güç olduğunu, en iyi öğrenmeyönteminin hazır buluş değil, araştırmak olduğunu öğretmemiz gerekiyor. Pekikalın sağlıcakla.

Kaynak: Edutopia