Nedense bilmem, hafta sonları okumak bir başka oluyor. Cuma günü yazılarını, genelde bekletiyorum. Bugün ve Kahramanmaraş Gazetesi yazarlarının tamamını hafta sonu okudum, bütün arkadaşların kalemine sağlık harika değerlendirmeler yapmışlar. Aynı şekilde ulusal gazetelerde ki yazarlarımızda bu hafta sert ve bir o kadarda etkin makaleler yazmışlar. Bu gün köşeme iki misafir kalemden alıntılar yaparak girmek istiyorum. Milli Gazete’den Şevket Eygi, Altın Çağın başlaması öncesi meydana gelecek hadiselere değinmiş; Diyor ki; “ Mehdi zuhur edecek., İsa aleyhisselam nüzul edecektir ve zamanı gelince Altın Çağ başlayacaktır ama…Dünya tepetaklak olacak… Üçüncü cihan savaşı kopacak… Ortadoğu’da melhame-i Kübra olacak… Yer yerinden oynayacak… Deccalla yapılacak savaş… Deccalın öldürülmesi… Nükleer, kimyasal, biyolojik silahlar… On milyonlarca insan kırılacak, ağır şekilde hastalanacak… Kıtlıklar, iğtişaşlar (mânasını bilmeyenler lütfen sözlüğe baksın), büyük göçler, Roma’nın tahribi, papalığın son bulması, ABD’nin, AB’nin, Rusya Federasyonunun çöküşü… Çin Çin Çin… Tağutî ve şeytanî madde medeniyetinin yerlere serilmesi… Paganların büyük hezimeti… Müslümanların çekeceği çileler, maruz kalacağı kıyımlar… Bütün bunlardan sonra düzelme başlayacaktır.” Derken, Ergün Dilerde kıyamet savaşının günümüze bakan yönü ile anlatmış. Savaş sebebini Akdeniz’de ki enerji kaynaklarının paylaşımlarına bağlayarak şu değerlendirmeyi yapmış. KUL HESABI Akdeniz'deki enerji savaşları konunun özü! Akdeniz'deki savaş Avrupa'nın geleceğini etkileyecek… Dünyayı yönetmek için enerji en büyük ihtiyaç. Ortadoğu ve Afrika’daki yeraltı zenginlikleri biliniyordu. Ancak Akdeniz’deki zengin enerji yataklarının asıl keşfi de 2001’in ilk günlerine dayanır. Rothschild ailesi de Ortadoğu’da enerjinin önemli bir bölümünü kontrol ediyor. Akdeniz’de de tek güç olmayı başarırsa, Avrupa Birliği’nin dağılmasından sonra ülkelerin hepsini kendi projeleri ile yönetmeye başlayacak. Akdeniz, Avrupa için yaşam ünitesi demek. Bu nedenle buralarda daha çok savaş gemisi göreceğiz. Daha çok provokasyon izleyeceğiz. İttifakları bozmak için daha çok operasyona tanık olacağız... ORTADOĞU MERKEZ Diler yazısını şöyle sürdürüyor; “Kıbrıs Rum Kesimi’nin krize girmesi sonrasında ülkenin yönetimini alan Rothschild, enerjinin merkezini de adaya taşımak istiyor. Kıbrıs’ın yarısı İngiltere nedeniyle zaten ailenin elinde. 2015 yılında, Rum Kesimi’ndeki bankalar, ödenmeyen memur maaşlarını Rothschild ailesinin hesabından ödemek zorunda kaldı.
Tabii, burada aynı Ortadoğu’da olduğu gibi Türkiye engeli çıkıyor. Çünkü Kuzey tarafının söz hakkı hala Türkiye’de. Türkiye, bölge enerjisine odaklanmak istiyor. Amacı bu! Aslında 2013 Türkiye için müthiş bir fırsattı. O günlerde ülkede başlayan protesto gösterileri bizi gittiğimiz yoldan çevirmek içindi. Mesele AĞAÇ değildi ama anlamıyorduk, görmüyorduk... Iskaladık... Eğer bu kriz yaşanmasaydı, Türkiye 2013 yılı itibariyle Akdeniz’de çok önemli adımlar atacaktı. Tam da o sıralarda, Şubat 2013’te, Rothschild ailesinin emri Netanyahu’ya bildirildi. Türkiye ile sorunları çözmesi emredildi. MAVİ MARMARA Diler yazısını şöyle bağlıyor; “ Netanyahu iç politika dengeleri nedeniyle bu konuda biraz ağır davrandı. Ardından ABD Başkanı Obama üzerinden derin baskılar başladı. Başladı da Obama bir anda bize ters döndü. Ailenin dediklerini yapmadığımız için baskı arttı... GEZİ OLAYLARINI ve dünya medyasını hatırlayın. Herkes TAKSİM'e çıkmıştı... Ailenin emri sonrasında başlatılan çalışmalar sonucunda İsrail devleti Türkiye’den özür diledi. Ancak Ankara, Akdeniz’deki büyük şansı küçük bir payla kapatmak istemiyordu. İşte bu konudaki ısrarlı davranış, Mayıs ayında protestoların başlamasına neden oldu. Kavga buydu. Eğer Türkiye kontrol edilebilir bir ülke olursa pazarlıkta olmayacaktı. En büyük payı alması gereken ülke, topraklarının yanındaki oyuna seyirci kalacaktı. (Ergün Diler/15 Nisan 2017) Peki bundan sonra ne olacak? Bizim aksakallılar da, savaş diyor. Batılılar ve Siyonistlerde aynı düşünüyor. Geçen hafta bu konuyu uzun uzun yazdım. Fakat, Kader’i hesaba katmayanlar var. Bediüzzaman’ın öğrencileri böyle düşünmüyor. Kur’an bu konuda bir açıklama yok. Ancak zayıf olduğu iddia edilen hadisler var( Sayın Görmez, ki daha önce yazmıştım) Şimdi ne olacak? Görelim Mevlam neyler, o güzel eyler! Kalın sağlıcakla.